26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ecevit’i kim öldürdü?..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

İşte o yazıda, eski DSP milletvekili Ahmet Ertürk’ün, 5 Mayıs 2002’de, dönemin başbakanı Bülent Ecevit’e, “cemaatin sınav sahtekarlıklarıyla ilgili soruşturma açacak mısınız” şeklindeki bir soru önergesi yönelttiğine ancak bunun yanıtsız kaldığına dikkat çekmiştik...
Ve o yazıda demiştik ki, “14 yıl önceki uyarı dikkate alınsaydı, belki de cemaat sahte sınavlarlakamu kurumlarında bu kadar palazlanamazdı...”
DSP iktidarının devlet bakanlarından, eski genel başkan yardımcısı ve Ecevit’e en yakın isimlerden Tayfun İçliaradı ve o yazıdaki kimi vurgulamalardan üzüntü duyduğunu söyledi... Dedi ki İçli;
“Bugünkü siyasal iktidarın cemaate verdiği tavizlerin Ecevit döneminde de verildiği şeklinde yanlış bir algı yaratılıyor ki bunlar Ecevit’in kemiklerini sızlatıyordur. Rahmetli Ecevit’e büyük haksızlık ediliyor... Aksine Ecevit inançlara saygılı laikliğe vurgu yapıyordu. ABD’nin Irak operasyonuna direnen Ecevit’ti, Merve Kavakçı-Nazlı Ilıcak ikilisinin Meclis’teki oyunları karşında, ‘burası devlete kafa tutulacak yer değildir’diye rest çeken de Ecevit’ti... Nuh Mete Yüksel cemaatle ilgili soruşturma açarken, iktidarda Ecevit vardı. Ecevit parti içinde yaşananların da farkındaydı ve temizlemeye çalışıyordu. İşte o zamanlar uluslararası bir güç devreye girdive parti bölündü, hükümet de dağıtıldı... Bu sırada Hüsamettin Özkan, İsmail Cem ve Kemal Derviş’in başını çektiği ‘üçlü troyka’nın yaptıkları unutulmasın!..”
2.YAZI
‘GATA’kulli, troyka!..
Ahmet Ertürk’ün önergesinin Meclis’e verildiği dönemde, Ecevit’in sağlık sorunlarıyla boğuştuğuna dikkat çeken İçli’nin bundan sonra söyledikleri de çok şaşırtıcı;
“Ecevit o dönemde sağlık sorunlarıyla uğraşırken bir soru önergesine nasıl yanıt verecekti ki?.. Canıyla uğraşıyordu çünkü!.. Aniden kemikleri kırılmaya başlamış, bağırsakları delinmiş, yürüyemez, konuşamaz hale gelmişti... Ecevit’in canına kastettiler!.. Ecevit’in ölümü de uluslararası bir operasyondu!..”
Tayfun İçli, “Peki bu operasyonun içinde de cemaat mi vardısorusuna” çok düşündürücü bir yanıt verdi;
“O dönemde her şey Ergenekon’a bağlanıyordu... Ergenekon operasyonunda tutuklanan Mehmet Haberal’in Ecevit’in sağlığıyla ilgili suçlanmasının nedeni de buydu... Yani Ecevit’in sağlığının bozulmasından Ergenekoncular sorumlu tutulmuştu. Ben cemaat bu operasyonu yaptı diyemem amaşimdilerde Ergenekon’a mal edilen her olayın arkasından cemaatin çıkmasıda çok şaşırtıcıdır.”
Ecevit’in “aniden” sağlığının bozulması, Fethullah Gülen’in “GATA’kulli” dediği yerdetedaviye alınması, cemaatin en çok bu askeri hastanede örgütlenmesi ve Atatürkçü subayların burada düzenlenen sahte raporlarla bertaraf edilmesi de ortaya çıktığına göre, şu FETÖ operasyonlarında bir Ecevit dosyasıda açılırsa kimse şaşırmasın!!!
Necip Hablemitoğlu, eski MİT’çi Kaşif Kozinoğlu, Hrant Dink, rahip Santoro ve Kırklarelili gazeteci Haydar Meriçcinayetleri ile diğer bazı ölüm olaylarında bile cemaat kuşkulukonumdayken, üstelik FETÖ’nün yaptıkları herkese dudak ısırtırken, kimse peşinen “olmaz olmaz” demesin!!!
3. YAZI
AKP’nin valileri veikiyüzlülük!..
Devletin 15 Temmuz sonrası yoğunlaştırdığı FETÖ operasyonunda dokunulmadık kurum kalmadı... Genelkurmay’dan MİT’e, bakanlıklardan hastanelere, derneklerden vakıflara ve başbakanlıktan cumhurbaşkanlığına kadar her kurumdan örgüt militanları tasfiye edildi...
20 gündür süren operasyonlarda 60 binden fazla kamu çalışanı tasfiye edilirken, yıllarca Fethullahçıların palazlanmasına zemin hazırlayan siyaset kurumlarına ısrarla dokunulmaması dikkat çekiyor...Neden acaba?..
Nedeni şu; AKP içinde duran ya da daha önce barınanlara bir operasyon yapılırsa, ipin ucu partiyi şu an yönetenlerle zirvelere çıkarki, o zaman işler bayağı karışır!..
Sosyal medyada işte bu yüzden, “siyasete dokunulamazsa FETÖ operasyonu en önemli aşamasından yoksun kalır” şeklinde yorumlar giderek artıyor ki, bu da her açıdan haklı bir isyandır...
Ben de tepkileri ölçmek için önceki akşam Twitter hesabımdan “cemaatin siyasi kolu”yla ilgili anket soruları yönelttim... Dün öğle saatlerine kadar ankete katılan 800’ü aşkıntakipçinin yüzde 9’u, “cemaat çökmeye başladı”, yüzde 17’si ise “FETÖ pusuda, fırsat kolluyor” dedi!..
Katılımcıların yüzde 32’si “cemaat temizlenemez”görüşünü savunurken, yüzde 42’lik çoğunluk ise “cemaatin siyasi kolu da çökertilmeli” şeklinde beklentisini dile getirdi...
Peki, AKP ve muhalefet partileri siyasete sızan çete konusunda neden suskunlar acaba?.. Özellikle AKP’nin çifte standardı güvensizlik yaratmıyor mu?..
Baksanıza; FETÖ operasyonunda iki valiye yönelik ikiyüzlülük bilenasıl da dikkat çekiyor... Örneğin, Diyarbakır’da görevliyken devletin “500 milyonunu cemaate” aktarmakla suçlanan Hüseyin Avni Mutlututuklanırken, Urfa’da görevliyken devletin trilyonluk arazisini cemaate peşkeş çeken vali Ziyaettin Akbulut’a nedense dokunulmuyor!..
Neden mi peki?.. Çünkü Akbulut daha geçen yıla kadar AKP’nin Tekirdağ milletvekiliydive cemaatin en çok örgütlendiği İçişleri Bakanlığı ile ilgili komisyonda görevliydi!!!
Bir kez daha vurguluyoruz; AKP ve muhalefet siyasete halen etkin olan FETÖ unsurlarıyla ilgili gereğini yapmadığı sürece “darbe” konusunda da “balık baştan kokar”özdeyişi çınlamaya devam edecektir...