26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bakanla birlikte müfredat değişiyor

Milli Eğitim Bakanlığının yayınladığı müfredat taslağını değerlendiren Dilek Gözütok, her bakan değişikliğinde programın da değiştiğini belirterek programın elle tutulur bir yanı olmadığını söyledi

Bakanla birlikte müfredat değişiyor
A+ A-

Aydınlık / Ankara

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nden emekli olan Prof. Dr. Dilek Gözütok MEB’in yayınlayıp eleştiriye açtığı 2017 öğretim programını değerlendirdi. Gözütok, 2005’ten beri (2005, 2009, 2012, 2015) mevcut programların, Program Değerlendirme İlkeleri dikkate alınarak bilimsel yöntemlerle değerlendirilmeden, hemen hemen her Milli Eğitim Bakanı değişikliğinde gerekçesi de belirtilmeden yenilendiğini vurguladı.

Yapılan değişikliğin eğitimin katledilmesi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Gözütok, 2017 yılı öğretim programına yönelik eleştirilerini şöyle anlattı:

PROGRAM DEĞİŞİKLİĞİNİN GEREKÇESİ

Bir ülkenin öğretim programını değiştirmek ciddi bir iştir. Hukuk sistemi için yasalar ne ise, eğitim sistemi için de programlar odur. Yanlış yasalarla adaleti, yanlış programlarla eğitimi sağlayamazsınız. Türk eğitim sisteminde uygulanan bütün öğretim programlarının hazırlanma gerekçeleri vardır. 2005 programının hazırlanma gerekçeleri olarak da PISA, TIMMS gibi uluslararası sınavlardaki başarısızlık ve eğitimde “reform” yapma ihtiyacı gösterilmiştir. 2017 programının ise gerekçesi yoktur.

OLUMLU VE OLUMSUZ YANLARI BELİRLENMEDİ

Program geliştirme, bilimsel yöntemlerle çalışan bir bilim alanıdır. Uygulanmakta olan programlar, belirlenen “Program Değerlendirme Modelleri”nin biriyle ya da oluşturulacak karma bir modelle, güvenilir ve geçerli ölçme araçlarıyla, program geliştirme uzmanları, öğretmenler ve ilgililer tarafından gözlemlenir, sonuçlar doğrultusunda ya program olduğu gibi uygulamaya devam edilir, ya programda iyileştirmeler yapılır ya da programın uygulaması durdurularak elde edilen araştırma bulguları doğrultusunda yeni program hazırlanır. 2016’da yine hiçbir gerekçesi olmadan hazırlanan ve Bakanlık emriyle uygulamaya konan öğretim programı henüz bir dönemdir. Uygulanıyorken ve üzerinde henüz hiç bir değerlendirme yapılmamış olduğu halde, 2017’de yeni bir taslak önerilmektedir.

PISA, TIMMS ÖLÇÜT ALINMIYOR

Uluslararası sınavlardaki başarısızlık gerekçe gösterilerek 2005’de aceleyle hazırlanan, 2009’da, 2012’de, 2015’de bilim dışı yöntemlerle değişiklikler yapılarak uygulanagelen öğretim programları, gençlerimizin uluslararası sınavlardaki başarısını 2002’ye göre daha da aşağıya çekmiştir. Kimlere hazırlatıldığı açıklanmayan bu programların öğrencilere kazandırması belirlenen hedefler ve bu hedeflere hizmet etmek üzere yazılan ders kitapları, PISA türü sınavların ölçtüğü yeterliklerin 1., 2., az seviyede 3. ve çok az seviyede 4. düzeyi ile uyum göstermektedir. Uluslararası sınavların ölçtüğü özellikler 6 düzeydedir. Programlarımızda, kitaplarımızda bile hedeflemediğimiz özellikleri öğrencilerimize kazandırmamız mümkün değildir. Sonuç olarak, bu programlarla yetiştirdiğimiz öğrencilerimiz okuduğunu anlamamakta, OECD ülkeleri içinde yıllardır ancak son sıralarda yer alabilmektedir.

PİLOT UYGULAMASI YAPILMADAN UYGULANACAK

Yenilenen her programın deneme uygulaması yapılmalı, deneme uygulaması sırasında bilimsel veri toplama araçları kullanılarak, programın işleyişi değerlendirilmelidir. Tartışmaya açılan program deneme uygulaması yapılmadan uygulamaya konulacağı görülmektedir. Bu vahim bir durumdur.

ÖĞRETİM PROGRAMI’ ÖZELLİĞİ TAŞIMIYOR

Programın hedefleri/kazanımları, hedefler hiyerarşisine aykırıdır; ülkenin uzak hedeflerine, eğitim felsefesine aykırıdır. Eğitimde “Program Geliştirme” dersi alan her öğretmenin, her eğitim uzmanının bildiği gibi eğitim hedefleri, uzak hedefler, genel hedefler ve özel hedefler olarak aşama aşamadır. Uzak hedefler, ülkenin eğitim felsefesi demektir (Yurtta sulh, cihanda sulh; En hakiki mürşit ilimdir; Muasır medeniyetlerin fevkine ulaşmak, gibi). Genel hedefler Türk Milli Eğitiminin ve okulların hedefleridir. Özel hedefler ise disiplin alanlarının, derslerin, konuların hedefleridir ve öğrenci yeterliklerine dönüştürülecek bilişsel, duyuşsal ve psikomotor kazanımlardır. En uçtaki kazanımın bir üstteki ve daha üstteki hedeflere hizmet etmesi gerekir. “Yurtta sulh cihanda sulh” hedefini benimsemiş bir ülkenin öğretimprogramında “cihat” öğretileceği hedeflenmez. Temel Eğitim Yasası’ndaki genel amaçlarda “bilimsel düşünce gücüne sahip” olmayı hedeflemiş bir ülkenin öğretimprogramından “Evrim Kuramı” kaldırılmaz. Temel ilkelerinden biri “Atatürk İnkılâp ve İlkeleri ve Atatürk Milliyetçiliği” olan bir ülkenin öğretim programından Atatürk konusu azaltılmaz.

Bu metin, Laiklik İlkesi, Bilimsellik İlkesi, Atatürk İnkılap ve İlkeleri, Atatürk Milliyetçiliği, Demokrasi Eğitimi, Süreklilik, Planlılık,Yöneltme İlkesi vb. gibi ilkelere hizmet etmeyen bir program taslağıdır. Program taslağında “Eğitim Durumları” ve “Değerlendirme” boyutları olmadığı için öğretmene ve bu programa öğretim materyali hazırlayacak kişilere kılavuzluk etme özelliği taşımamaktadır.

KİM HAZIRLADI BELLİ DEĞİL

Bu program taslağını 1000 kadar uzman ve öğretmenin hazırladığı belirtilmiştir. Bu kadar büyük yanlışlar yapan, ülkenin geleceği ile oynayan bu kişilerin akademik, bilimsel ve mesleki özelliklerini bilmek kamuoyunun hakkıdır.

Son Dakika Haberleri