1500 işçiden taşeron kararı

Tarık Tekgözli

AKP Hükümeti, 1 Kasım 2015 genel seçimleri öncesinde kamuya ait kurumlarda çalışan taşeron işçilerine verdiği kadro sözünü tutmadı. Çalışma Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da konuyla ilgili geçen haftalarda yaptığı açıklamalarda taşeron sorununu “kamu personel reformu” kapsamında çözmeye çalışacaklarını ifade etti ancak “kadro”dan bahsetmemesi dikkat çekti. Verilen “kadro sözü”nün üzerinden 16 ay geçmesi taşeron işçilerinin sabrını taşırdı.

AKTİF EYLEM KARARI

2009 yılından beri Ankara’ya heyetler halinde giderek hükümet yetkilileriyle görüşmeye çalışan taşeron işçileri, bu girişimlerden sonuç çıkmayınca kolları sıvadı. İşçiler, il il toplantılar yapma, seslerini duyurma kararı aldı. Bu kapsamda ilk toplantı 21 Ocak’ta Bursa’da yapıldı. İşçiler bugüne kadar aralarında İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerin bulunduğu 27 ilde bir araya geldi. Bu toplantılara yaklaşık 1500 taşeron işçisi katıldı.

Toplantıların örgütleyicileri arasında yer alan ve kendisi de devlet hastanesinde taşeron işçisi olarak çalışan Kadriye Sağıroğlu, toplantıların amacını Aydınlık’a anlattı. Ankara’ya giderek kimi görüşmelerle kadro sözünün yerine getirilmesi için çok uğraştıklarını hatırlatan Sağıroğlu, bu dönemi “pasif eylem” olarak nitelendirdi. Bu yöntemin çok etkili olmadığını tespit ettiklerini söyleyen Sağıroğlu, “Pasif eylemi bırakıp aktif eyleme geçelim, dedik. Bunun için önce taşeron işçisi arkadaşlarımızı uyandırmamız gerekiyordu. Ve il il toplantılar yapma kararı aldık” dedi.

‘TAŞERONU ARATIR’

Toplantılarda ildeki çalışmaları yürütecek ekipleri delege olarak belirlediklerini ifade eden Sağıroğlu, “Arkadaşlarımız sesimizi daha çok duyurmak için bulundukları ilde çalışmalar yürütecek. Bu kapsamda siyasi partilerle görüşmeler yapılacak, yerel ve genel medyada sesimizi duyurmaya çalışacaklar. Kadro sözünün yerine getirilmediğine ilişkin rahatsızlığımızı kamuoyuna yansıtacaklar” ifadelerini kullandı.

Sağıroğlu, Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın geçen yıl mart ayında açıkladığı özel sözleşmeli personel statüsünü istemediklerini söyledi. “Biz sadece ayrımsız kadro ve iş güvencesi istiyoruz” diyen Sağıroğlu, özel sözleşmeli personel statüsüne neden karşı çıktıklarını ise şöyle açıkladı: “Özel sözleşmeli personel statüsü, taşeron sistemini aratacak bir sistem. Taşeron işçilik gibi yarınımız meçhul. Şu an taşerona karşı çıkıyoruz ama oraya geçtiğimiz zaman ‘Biz taşeron işçisi olsaydık’ diyebileceğimiz bir sistem. Ben senelerdir hastanede çalışıyorum. Bu işte kendimi ispatlamış bir insanım. Aynı yerde çalışmak için neden sınava gireyim? Firma aradan çıkacak ama sözleşmeli olacağım. İş güvencemiz yine iki dudak arasında olacak. Performans değerlendirilecek; kim, neye göre değerlendirecek belli değil. Taşeron işçilikten bir acı tecrübemiz var. Özel işlerde bile çalıştırıldık. Açıkçası özel sözleşmeli personel statüsüne göre taşeron sistemi benim gözümde çok daha iyi. Biz sözde değil özde kadro istiyoruz. Birilerinin egolarını tatmin edecek sistemi istemiyoruz.”

Mart ayında Ankara’da büyük bir toplantı yapacaklarını ve herkesi bu toplantıya katılmaya çağıran Sağıroğlu, kadro taleplerini Ankara’da hep bir ağızdan haykıracaklarını söyledi.