Erdoğan F tipi örgüt savaşı

Başbakan Erdoğan’la F tipi örgüt arasında savaş daha da şiddetleniyor. Savcıların, oğlu Bilal’ı çağırmasından sonra, kızı Sümeyye’nin Urla’daki villalarla ilgili ses kasetleri piyasaya düştü. Savaş çocuklarına sıçrayınca Erdoğan çıtayı yükseltti.

“Çete, paralel yapı, İsrail işbirlikçisi, Haşhaşin, ...” den sonra, “Âlim müsveddesi, virüs” dedi. İşi “Sahte peygamber”e kadar götürdü.

Turpun büyüğü heybede

Gerilim tahminlerden çok daha yüksek. F tipi örgüt çevrelerinden gelen haberler de bunu doğruluyor. Ateşkese bile “sıfır ihtimal” yanıtı veriliyor. Arşivde malzemenin çok olduğu konuşuluyor. “Turpun büyüğü heybede” diye fısıldanıyor. “Şimdi Erdoğan saldırıyor. Ama seçim yaklaştıkça sadece savunma yapacak” uyarısı yapılıyor.

Doğru mu yanlış mı bilmiyorum. Anlatılanlar böyle!

Erdoğan’ın bağırıp çağırması için “Suçlu psikolojisi. Gerginlik yaratarak suçlarını örtmeye çalışıyor. Geçmişte de hep bunu yaptı. Hatta biz de alet olduk” ifadesini kullanıyorlar.

F tipi örgüte talimat: Mevzileri koruyun

Bu arada, F tipi örgütün taktik değiştirdiği ifade ediliyor. Talimat “yukarıdan” gelmiş. Özellikle kamudaki mevzilerin korunması istenmiş. “Yerinizi koruyun. Gerekirse AKP’li görünün, gerekirse ‘Hizmet hareketini’ eleştirin” denmiş.

Talimat yerine getirilmiş. Yeni duruma göre vaziyet alınmış. Bu sayede kendilerini gizleyenler de olmuş. Ama ihbarlar peş peşe gelmiş. Emniyetteki arka arkaya görev değişiklikleri de buna bağlanıyor. “Sızmalar”ın engellenmeye çalışıldığı ifade ediliyor. İstanbul’a atanan üst düzey polisler arasında F tipi örgütün elemanlarının da olduğu konuşuluyor. Bir BDP milletvekilinin tokatladığı polisin şimdi hangi göreve atandığı soruluyor.

“Bu hamur daha çook su çeker” diyenler çoğunlukta. İzliyoruz.

***

CHP’nin okları kırıldı da haberimiz mi yok!

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu geçtiğimiz günlerde bazı gazetecilerle öğle yemeğinde buluşmuş. F tipi örgüte yakınlığı ile tanınan Eyüp Can’dan öğrendik. Kılıçdaroğlu’na “Nasıl bir CHP olduğunuzu anlatır mısınız?” diye sorulmuş.

Hemen saydıkları arasında, “Cumhuriyetin temel ilkeleri, laiklik” yokmuş. Kamuda başörtüsüne destek vermiş. 27 Mayıs’a şiddetle karşı çıkmış. Bu durum Eyüp Can’ın bile dikkatini çekmiş. Çok mutlu olmuş. “Dünya tersine dönmedi ama Türkiye’de siyaset tersyüz oldu” ifadesini kullanmış.

Yatağan mitinginde öğrendim

Eyüp Can’ın Kılıçdaroğlu ile yenilen yemeği anlattığı 16 Ocak tarihli yazıyı atlamışım. 24 Ocak’ta Yatağan işçilerinin katılımının engellendiği Ankara mitinginde Zonguldaklı maden işçileri uyardılar. Kılıçdaroğlu yemekte CHP’nin nasıl bir politika izleyeceğini anlatırken “Devletçi değil, serbest piyasadan yana bir ekonomi” izleyeceklerini söylemiş.

İşçiler de doğal olarak bana sordular. “Kılıçdaroğlu devletçiliği terk ediyor. Yoksa o da Yatağan’ı, Yeniköy’ü, Kemerköy’ü satacak mı? Madenleri satacak mı? CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, CHP’nin ‘Altı Ok’unu kırdı da bizim mi haberimiz yok” dediler.

Aslında soru bana değil, CHP’lilere. İşçi merak ediyor. CHP’nin okları kırıldı mı?