Ergenekon tahliyelerinde üç nokta!

“Hava döndü işçiden, işçiden esiyor yel

Dumanı dağıtacak yıldız-poyraz başladı

Bahar yakın demek ki mevsim böyle kışladı

Bu fırtına yarınki sütlimanlara bedel

Hava döndü işçiden, işçiden esiyor yel.”

Şu aralar herkesin dilinde aynı şarkı var. Cem Karaca söylüyor. Sözler Can Yücel’e ait. Türkiye’nin yeni durumu ile şarkı arasında bağ kuruluyor. Bununla birlikte Ergenekon tahliyeleri tartışılıyor. Gelişmeleri doğru analiz edemeyenler ise ortaya çıkan durum karşısında şaşkın. “Bu iş nasıl oldu?” diye soruyorlar.

Yaşananları üç ana noktada toplamak mümkün. Şöyle:

1-Tahliyeler alın teri!

Binbir türlü senaryo üretenler var. Fazla zahmet etmesinler. Biz tahliyelerin nasıl olduğunu kısaca açıklayalım. Doğu Perinçek, “Tahliyemize 13 Aralık 2012’de Silivri kalasında barikatları yıkanlar karar verdi” demişti.

ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan tahliyeleri yorumlarken, “Tahliyeler ayağa kalkan halkın, hukuksuzluğa isyanının sonucudur” vurgusu yaptı.

Son dönemlerde meydanlarda en gür sesle atılan slogan, “Yeminler edildi, yıkılacak Silivri” oldu. Halk kararlı olunca önünde kimse duramazdı, nitekim duramadı. Yani tahliyeler halkın kararı.

‘Yeminler edildi, Silivri yıkıldı!’

Yani tahliyeler alın teri!

2-Tahliyeler birleştirdi

Ergenekon’da tahliyelere, F tipi örgütün merkez kadroları ve PKK’nın merkez kadroları dışında itiraz eden olmadı. Herkes sevindi. Berkin’in uğurlanışı gibi tahliyeler de Türkiye’yi birleştirdi.

Hapisten çıkanlara gösterilen ilgi de bunun kanıtı.

3-Hapisten çıkanlar daha da kararlı

Tahliyeler sonrası dikkat çeken bir başka durum da çıkanların ruh hali. Tahliye olanlardan hiçbiri, “Biz hata yaptık, bundan sonra sesimizi çıkarmayacağız” demedi. En gencinden en yaşlısına kadar hepsi, “Bu vatan için ne gerekiyorsa yapacağız” sözü verdi.

Cuma günü, İlker Başbuğ cezaevi kapısında “mücadele” vurgusu yapmıştı. Doğu Perinçek, “Kınından çıkmış kılıç gibiyim, göreve hazırım” dedi. Tuncay Özkan, Yalçın Küçük, Komutanlar, Teğmen M. Ali Çelebi, ... herkes “Ülkeyi böldürmemek, Cumhuriyeti yıktırmamak” için kararlı.

Durum bu.

***

Berkin ve Burak Can’ın babaları

Türkiye’de birileri kargaşa yaratmak için kıvranıp duruyor. Ama halk duyarlı. Gece elektriği kesip tetiğe basanların hesapları yine tutmadı.

Burak Can’ın babası Halil Karamanoğlu noktayı koydu. “Berkin Elvan da benim evladım” dedi. Arkasından Berkin’in babası Sami Elvan, Burakcan’ın babası Halil Karamanoğlu’nu telefonla aradı ve “Senin evladın da benim evladımdır” karşılığını verdi.

Başka söze gerek var mı? Emperyalizm bu halkı bölebilir mi?