26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

F Tipi ile mücadelede yeni aşama

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Arkasına Amerikan gizli servislerini alarak Türkiye’yi bir ağ gibi saran Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadele giderek derinleştiriliyor. Aziz Yıldırım başta olmak üzere Şike tuzağı ile mağdur edilen 30 kişinin şikayeti üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı FETÖ’cülerle ilgili yeni bir soruşturma başlattı. Salı günkü haberlere göre, 29 ilde 45 şüpheli gözaltına alındı.
Fenerbahçe’yi ele geçirerek kamuoyunu tam baskı altına almak amacıyla FETÖ’nün sporumuza kurduğu tuzak nihayet sorgulanmaya başlandı. Zaten Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu da şike davasında rol alan hakimler ve savcılar için geçen hafta inceleme başlatmıştı...
Elimize, Türk sporunun bu örgütten temizlenmesi için çok iyi bir fırsat çıkmıştır. FETÖ’cü örgütün şu an kendisini kamufle ederek işini spor medyasında sürdüren elemanları da tespit edilmeli ve bunlardan da hesap sorulmalıdır.

UTANÇ GÜNLERİ
5 Temmuz 2011’den itibaren şike operasyonu diye pazarlanan saldırının Fenerbahçe’ye karşı kurulmuş bir tuzak olduğunu gösteren birçok yazı yazdım. Bu amaçla şike ile ilgili o iddianameyi okudum, davayı izledim. Bu işi de kumpasçı savcı Zekeriya Öz başlatmıştı ama sonra bir aynı çizgideki arkadaşına devretmişti.
Mehmet Ali Aydınlar gibi isimler bu operasyon için ayarlanmıştı. Ajan gazeteci Ahmet Altan’dan tutun da Şamil Tayyar’a kadar herkes Aziz Yıldırım’a vuruyordu. Öyle bir vicdansızlık dalgası vardı ki, lokantada beş altı kişiyle güle eğlene yemek yiyen Aziz Yıldırım’ın fotoğrafı, “İşte şikenin fotoğrafı” başlığı altında yayımlanabiliyordu.
Hemen hemen herkes Fenerbahçe’nin küme düşürülmesini istiyordu. Dönemin Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal da Galatasaray geleneğine ve kültürüne asla yakışmayacak bir tarzda bu linç işinde bayraktarlık yapmaktaydı.
Halbuki o mahkemenin görevi şike işine bakmak değildi ama zorla sürdürmüştü yargılamayı. Hem de Aziz Yıldırım’ı azılı suçlular gibi bir yıl hapiste tutarak...
Karşımızdaki mahkeme değil de sanki Aziz Yıldırım’ın hasmı idi... Savunma hakkı çiğnenmiş, suçsuzluk ilkesi ayaklar altına alınmıştı. Fethullahçı polisler fezlekeye ne yazmış ise mahkeme ona karar vermişti: Mahkumiyet...
Ama Fenerbahçe ayaktaydı. Yöneticileriyle, sporcularıyla ve bütün taraftarıyla “Biz masumuz; biz Atatürk’ün takımıyız, bu saldırılara baş eğmeyeceğiz!” diyorlardı. Ve eğmediler de...

HEM KEL HEM...
O sıralarda FETÖ’nün elindeki Kanaltürk isimli kanalda Serhat Ulueren, Telegol diye bir program yapıyordu. Yanına Erman Toroğlu ile bir Galatasaraylı, bir Beşiktaşlı ve bir Fenerbahçeli ismi (güya kaptan) almış, Fenerbahçe’yi çökertmeye uğraşıyordu.
Ama Serhat’ı dava dosyasında bulunan bir telefon konuşmasından öyle bir yakalamıştım ki kımıldayamadı. O dönemki Güneş Gazetesi’nde çıkan “Kolay Gelsin Serhat Ulueren” başlıklı yazım yüzünden Fethullahçı işadamı Akın İpek, o dörtlünün spor programını bitirmek zorunda kaldı.
Yayımladığım o telefon konuşmasında bu doğrucu Davut Serhat, şike operasyonunun başlama sebebi gibi gösterilen Giresunspor başkanı Olgun Peker ile konuşuyor, ona, “Tamam babacığım, ben seni güç duruma düşürecek hiçbir habere yer vermem!” diyordu.
Halbuki Serhat -Erman ikilisi, FETÖ’cülerin kanalında Aziz Yıldırım’ı bu mafya babası dedikleri kişi ile bağlantılı göstermek için çırpınıp durmaktaydılar. Ama Aziz Yıldırım, Olgun Peker ile bir kez bile konuşmamıştı. Üstüne üstlük yine benim yayımladığım bir konuşmasında Olgun Peker, Aziz Yıldırım’dan hoşlanmadığını, onun Fenerbahçe’nin başından ayrılmasını umduğunu dile getiriyordu.

SPORDAKİ FETÖ’CÜLER AYIKLANMALI
Şaşırmayın: Bir zamanlar Fethullahçı Medya’nın kullandığı bu ismi, şimdi Fethullahçı terör örgütüne karşı mücadele ettiğini söyleyen işadamı Ethem Sancak spor programcısı olarak çalıştırıyor.
Şike kumpasının medya ayağında yer alarak kara propaganda yürüten Erman Toroğlu, A Spor isimli hükümet yanlısı kanalda aynı havalarda konuşmaya devam ediyor. Beyaz TV isimli Melih Gökçek’in kanalında Ahmet Çakar, şike saldırılarının olduğu dönemdeki havalarda Aziz Yıldırım’a vurup duruyor.
Anlayacağınız, spor dünyasındaki paralelciler şimdi iktidara yakın kanalların baş aktörleri halindeler. O günlerde FETÖ’nün kanallarından gıdalanan bu türlü isimler, bugün, kendilerini Aziz Yıldırım’ı kötüleyerek gizlemekteler...
Acaba bu işe Paralel Yapı ile mücadele ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan ne diyordur, çok merak ediyorum...

ULUSAL-AYDINLIK AYAĞI
Fethullahçı Terör Örgütü’nün Türkiye’yi ele geçirmek için yürüttüğü saldırıların en önemlilerinden birisi de Ulusal Kanal ve Aydınlık’a karşı yaptıklarıdır. Fethullah Gülen’in hedef gösterdiği bu iki yayın organına 21 Mart 2008’den itibaren dalgalar halinde saldırdılar. Başta Doğu Perinçek olmak üzere iki kurumun yöneticileri, çalışanları yıllarca Silivri zindanında tutuldular.
Şike işinde olduğu üzere; Fethullahçı terör örgütünü çökertmek için mutlaka ve mutlaka Ulusal Kanal ile Aydınlık’a yapılan FETÖ operasyonları da soruşturulmalıdır.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nı bu konuda da göreve davet ediyorum.

BİNALİ YILDIRIM, OĞLUNUN ÇOBANI MI?
Birileri; Bakan Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan yurt dışında kumarhaneye gitti diye babasını hedef aldılar. Hatta AKP’yi ve Müslüman kesimi...
Arkadaşlar, modern hukukta suç, şahsidir... Dinde bile oğulun suçu babaya yıkılamaz. Üstelik Erkan’ın yaptığı suç da değildir. Lütfen, IŞİD’ci mollalar gibi “Kumar, Kuran’da yasaktır, vurun kellesini!” havalarına girmeyin.