26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Fatih Terim’e bir öneri

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

A+ A-

Aşağıdaki yazıyı 25 Aralık 2006 günü yayımlanan Fanatik gazetesinde yazmışım. Yeteneğin ne olduğunu bilmeyen, topla oynama becerisi yüksek oyuncuların yetenekli sayıldığı yanılsaması içindeki Türk futbolunun büyük olasılıkla unuttuğu bu yazıyı bir kez daha gündeme getirmek zorunlu oldu. Ulusal takım futbolcusu ya da olimpik sporcu seçmenin salt işin oyun yönüyle ilişkili olmadığını gösteren bu yazının ne demek istediğini Fatih Terim gerektiği şekilde algılayıp üzerine gidebilir mi acaba?
İngiliz genetik bilimci Steve Jones’a göre insanlar kollarını iki yana açıp aşağı yukarı hareket ettirerek uçamazlar. Çünkü uçmak için kolların yanında kanatların olması gerekir ki bu bir genetik belirlenimdir. Daha anlaşılır bir örnek verecek olursak denebilir ki, insanlar koşabilirler; ama bazılarının daha hızlı koştukları bir gerçektir. Herkesin koşabilmesi iki bacağının olmasından, yani genlerinden kaynaklanıyor. Öyleyse asıl soru şu: ‘Bazı insanların daha hızlı koşuyor olması genlerinden mi yoksa yaptıkları antrenmanlardan mı kaynaklanıyor?’ Bu örneği daha iyi anlamak ve soruyu yanıtlamak için yaklaşık on yıl önce keşfedilen bir geni ele almak gerektiğini söylüyor genetik profesörü Steve Jones. Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim (ADE) geni...
Kan gruplarıyla ilgili bu genin ağır ve hafif iki tipi var. Türkiye’de hafif tipi taşıyanların oranı her altı kişide bir kişi, bu kişiler genin tek kopyasını taşıyorlar. Yapılan araştırmalar tek kopya taşıyan kişilerin kalp krizi geçirme olasılığının daha fazla ama buna karşın kalp ilaçlarına yanıt verme ihtimalinin daha yüksek olduğunu gösteriyor. İşte bu bir genetik belirlenimdir. Bazı durumlarda hastanelerde acil müdahale gerektiren hastalarda bile, yaşam kurtarıcı işlemleri uygulamadan ADE geni kontrol ediliyor. Güçlü tipi taşıyanlara müdahale yapılırken, zayıf tipi taşıyıcılarında uygulanacak girişimlerin sonuçsuz kalacağını söylüyor Steve Jones.
İşin sosyal boyutuna dönüldüğünde spordan bir örnek veriyor Jones. Olağanüstü sportif başarılara imza atan bireylere bakıldığında, hatta daha bilinen bir örnek olması için oksijen desteği olmadan Everest Dağı’na tırmanan insanlar ele alındığında, yapılan araştırmalar bu işi başaran kimselerin tümünün ADE geninin güçlü versiyonunun iki kopyasını taşıdığını ortaya koyuyor. Tek bir güçlü kopya veya iki zayıf kopya taşıyan kişilerin ne kadar çok çalışırlarsa çalışsınlar bu tırmanmayı başarmaları olanaklı görünmüyor. Bu da genetik belirlenimdir.
Jones’a göre genetik belirlenimi kabul etmemek delilik olur. Genetik belirlenimin sonucu şudur: Ulusal takımlarda yarışan olimpik sporcular, Avrupa Futbol Şampiyonası’na gidip başarılı olamayan futbolcular, Dünya Futbol Şampiyonası’nı gitmek isteyen futbol takımını oluşturan oyuncular salt antrenmanlarda ve maçlarda daha iyi dereceler yapmalarına göre değil, aynı zamanda ADE genlerine göre de seçilmelidir.”
Evet, 10 yıl önce yazılan yazı budur. Yazıda sözü edilen gen ise bu yazıdan tam on yıl önce bulunmuş. Dünya bunu 20 yıldır biliyor, bizim ne kadar haberimiz var? Fatih Terim bu genden hareketle geleceğin takımlarını oluşturmak için çalışmalara başlarsa, Türk futbolunda en büyük devrim hareketini de başlatmış olur.