Türkiye yakın siyasi tarihinin belki de en aksiyon dolu yıllarıdır 1960’lar… Tek partili düzenden çok partili siyasal yaşama geçiş evresinde yerinden oynayan toplumsal dinamikler, devrimi koruma içgüdüsüne sahip kuvvetleri harekete zorlamıştı.
Ankara’daki Harp Okulu’nda dönemin kuvvet sahibi iki lideri olan Celal Bayar ve Adnan Menderes’i dönemin tanıkları anlatıyor.
Harp Okulu Kumandanı Tuğgeneral Sıtkı Ulay ‘Harbiye Silah Başına’ ismiyle kaleme aldığı kitabında süreci aktarıyor.
Kitapta ihtilâli hazırlayan koşullar, ordunun iktidar karşısındaki psikolojik durumu ve ihtilâl sonrası gelişen olaylar ele alınıyor.
HARBİYE KOMUTANI ANLATIYOR: MENDERES'İ ARKA KAPIDAN ALDIK
İşte Ulay’ın, Bayar ve Menderes’in Harbiye’ye getirildiği gün yaşadıklarını anlattığı o bölüm:
"Uçaktan indirilerek okula getirilen Menderes, evvelce de izah edildiği şekilde halkın lincinden kurtarılması için geliş yolu değiştirilerek okulun arka mutfak kapısından içeri alınmış, evvela okulun geniş salonunda misafir edilerek heyecanının teskinine çalışılmıştır.
MENDERES RADYODAN KONUŞMAK İSTEDİ
Burada, Menderes hatalarının çok olduğunu, fakat müteaddit teşebbüslerine rağmen ayrılmak ve seçimlere gitmek imkanını bulamadığını,
gerekirse ve müsaade edilirse radyodan halka beyanda bulunup ihtilâle müsatehak olduklarını bildireceklerini ifade etmiştir.
PEŞ PEŞE UYKU HAPI İÇTİ
Tek ihtiyaç olarak sigara ve bir de gece için uyku hapı ricasında bulunmuş, aldırılan sigaraları birbiri peşine içmeye başlamıştır.
İDAM EDİLECEĞİNDEN KORKUYORDU
Sözleri arasında “Herhalde bizleri aceleye getirmez ve tarihe ışık tutacak ifadelerimizi alırsınız” deyişinden anlaşılıyor ki, o da Gedik gibi (Namık Gedik, İçişleri Bakanı, ihtilâl sonrası intihar etti) acele idam ve kurşuna dizilme ihtimalini düşünmüş veya duymuş olsa gerektir.
Bayar ise benim odamın yanındaki yatak odasına evvela alınmış, sonra da brifing odasına nakledilmiştir.
Okulda çalışma zorlaştığı için gece saat 10’dan sonra her ikisinin de ayrı ayrı daha küçük odalara yerleştirilmeleri kararlaştırılmış
ve saat 10’da Menderes aldığı uyku haplarından uyandırılınca bir korku ile baygınlık geçirmiş, “İfadelerimizi almadınız, çok acele değil mi?” sözleri ile ayılmış
ve tekrar teskin edilerek tahsis edilen odaya yerleştirilmiş, tekrar istediği iki uyku hapı bu defa verilmemiştir.
Emir subayım Sedart Gürkok kendisine bu kadar heyecanlı olmaması ricasında bulunmuş ve acele bir idamın söz konusu olmadığı, burada adam öldürülmeyeceği bildirilmiş ise de inandırmak kolay olmamıştır.
BAYAR'IN SOĞUKKANLILIĞI
Hatta biraz evvel karşı odadaki Bayar’ın da yerinin değiştirildiği, onun uyandırılmayı sükûnetle karşıladığı örnek olarak gösterilmiş, Menderes de “Ah, o hep öyledir. Uyur… Hep uyur…” cevabını vermiştir. Bayar gece oda değiştirilirken pijamalarını giyerek yattığı yataktan uyandırılınca yanındaki odaya geçirileceği bildirildiğinde “Elektiriği yakın, giyineyim” ricasında bulunarak, yarım saat giyinmiş, süslenmiş ve yanındaki odaya öyle gelmiş ve tekrar soyunup yatarak derhal uyumuştur.
Kaynak: Sıtkı Ulay, Harbiye Silah Başına,