Surlar ve burçlarla çevrili olan kale, bulunduğu konum sayesinde çevreye hakim bir yapıya sahip. Galatlar döneminde kullanılan kalenin, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de onarımlar gördüğü biliniyor. Duvarlardaki taş işçiliği farklı dönemlerin izlerini taşıyor. Tarihi kaynaklarda Peium, Peon, Sedkaşı Kalesi, Adaören Kalesi ve Gavur Kalesi adlarıyla anılan yapının, yüzyıllar boyunca farklı toplulukların hâkimiyetinde kaldığı tespit edildi.
'Galatlar’dan Osmanlı’ya uzanan bir tarih'
Kale hakkında bilgi veren Orhun Çelebioğlu, yapının en erken dönemde Galatlar tarafından kullanıldığını belirterek şunları söyledi:
"Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de kullanılmış olan Adaören Kalesi, stratejik konumu ve su kaynaklarına yakınlığı sayesinde uzun yıllar işlevini sürdürmüş.
Savunma amaçlı inşa edilen kalenin, Kirmir Çayı’nın çevrelediği bir tepe üzerinde kurulmuş olması da bu tercihin askeri açıdan bilinçli bir karar olduğunu gösteriyor. Şimdi Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde yürütülen temizlik ve inceleme çalışmalarıyla kalenin mimarisi ortaya çıkarılıyor."
'Burası tam anlamıyla bir cennet'
Adaören Mahallesi Muhtarı Yusuf Ok ise köylerinde bulunan bu tarihi yapıyla gurur duyduklarını belirterek, "Burası adeta bir cennet gibi, manzarası ve havasıyla eşsiz bir yer. Çalışmaların ardından turizme kazandırılması en büyük temennimiz. Böylece hem köy halkı hem de Beypazarı ekonomisi bu süreçten faydalanabilir. Ankara’nın turizmine de büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz" dedi.