Antibiyotikler, bakteriyel enfeksiyonlarla mücadelede devrim yaratarak milyonlarca insanın hayatını kurtardı. Ancak bu değerli ilaçların yanlış ve aşırı kullanımı, küresel çapta büyüyen bir sağlık krizi olan "antibiyotik direncini" tetikliyor. Bakteriler, antibiyotiklere karşı direnç geliştirerek, bir zamanlar kolayca tedavi edilebilen enfeksiyonların bile ölümcül hale gelmesine neden olabiliyor.
Uluslararası sağlık otoriteleri, bu tehdidin boyutlarını ortaya koymak için antibiyotik tüketim verilerini yakından inceliyor. Peki, dünyada en çok antibiyotik kullanan ülkeler hangileri ve bu durumun küresel sağlığa etkileri nelerdir?
Antibiyotikler, bakteri kaynaklı enfeksiyonları (zatürre, idrar yolu enfeksiyonları, tüberküloz gibi) tedavi etmek için tasarlanmış ilaçlardır. Doğru kullanıldığında, hastalığın seyrini değiştirir ve hayat kurtarır. Ancak, antibiyotiklerin viral enfeksiyonlara (grip, nezle gibi) karşı etkisiz olması ve gereksiz yere kullanıldıklarında vücuttaki faydalı bakterileri de öldürmesi, direncin gelişmesinin ana nedenleridir.
OECD ve WHO'nun Global Antimicrobial Resistance and Use Surveillance System (GLASS) raporları gibi güvenilir kaynaklar, ülkeler arasındaki antibiyotik tüketiminde büyük farklılıklar olduğunu ortaya koyuyor. Tüketim genellikle "her 1000 kişiye düşen günlük tanımlanmış doz (DDD/1000 inhabitants/day)" cinsinden ölçülür.
Güncel verilere (2021-2023 dönemi baz alınarak) göre antibiyotik tüketiminde öne çıkan bazı ülkeler ve oranları:
1.Yunanistan: Bazı sıralamalarda 34.0 DDD/1000 gibi oranlarla veya genel antibiyotik reçeteleme yüzdesinde zirvede yer almıştır. Yüksek reçeteleme alışkanlıkları ve halkın antibiyotiğe olan talebi bunda etkili olabilir.
2. Güney Kore: Tüketimde yüksek sıralarda yer alan ülkelerden biridir (örneğin 31.7 DDD/1000 gibi oranlar). Yoğun kentleşme ve sağlık hizmetlerine kolay erişim bu durumu etkileyebilir.
3. Fransa: Avrupa'nın yüksek antibiyotik tüketen ülkelerinden biridir (örneğin 23.32 - 29.0 DDD/1000).
4. İspanya: Yine Avrupa'da yüksek tüketimi olan ülkelerden biridir (örneğin 21.6 - 24.9 DDD/1000).
5. Türkiye: OECD ülkeleri arasında yüksek antibiyotik tüketimiyle dikkat çekmektedir. Farklı raporlarda farklı yıllara ait veriler bulunsa da, Türkiye'nin genelde en yüksek tüketiciler arasında ilk 5'te yer aldığı görülmektedir. Örneğin, bir OECD raporunda Türkiye 38.1 DDD/1000 ile OECD ortalamasının (yaklaşık 21 DDD/1000) oldukça üzerinde yer almıştır. Bazı eski dönemlerde ise 41.43 DDD/1000 gibi daha yüksek oranlar da gözlenmiştir.
*Bu ülkelerdeki yüksek tüketim oranları, genellikle gereksiz antibiyotik kullanımı, hastaların antibiyotik talep etmesi, doktorların baskı altında reçete yazma eğilimi ve enfeksiyon kontrol önlemlerindeki eksiklikler gibi faktörlerle ilişkilendirilir.
Türkiye, OECD ülkeleri arasında antibiyotik tüketiminde uzun yıllar boyunca en üst sıralarda yer almıştır. 2013 yılında 41.1 DDD/1000 gibi oldukça yüksek bir orana sahipken, Sağlık Bakanlığı'nın "Akılcı İlaç Kullanımı" kampanyaları ve diğer farkındalık çalışmaları sayesinde tüketimde gözle görülür bir düşüş yaşanmıştır.