Bitlis Kalesi'ndeki arkeolojik kazılarda Şiilerce kullanılan secde taşı (mühür), 7 mezar, su dağıtım sistemi (künk), mimari yapı, sırlı ve sırsız seramikler ile bronz sikkeler bulundu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izniyle sürdürülen çalışmalar, Ahlat Müze Müdürlüğü’nün başkanlığında ve Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yunus Emre Karasu’nun bilimsel danışmanlığında yürütülüyor.
Alanında uzman 17 kişilik bir ekip tarafından gerçekleştirilen kazılar, kalenin tarihine dair önemli ipuçları sunuyor.
Saray Alanında Nadir Buluntu: Dua Mührü
Kazılar sırasında kalenin saray bölümünde tespit edilen secde mührü, Şii inancına özgü bir ibadet nesnesi olarak öne çıkıyor.
BEÜ Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vural Genç, bu özel nesnenin Şiiler tarafından namaz esnasında Hz. Hüseyin’in Kerbela’daki şehadetini anmak için kullanıldığını belirtti.
Genç, Anadolu'da bugüne kadar yalnızca Sivas’ta benzer bir mühre rastlandığını, Bitlis’te bulunan örneğin ise formunu büyük ölçüde koruduğunu vurgulayarak şu bilgileri verdi:
“Bu mühürde hem Hz. Hüseyin'in hem de diğer önemli Şii imamların isimleri ile Nad-ı Ali duası yer alıyor.
1550-1650 yılları arasına tarihlenen bu mühür, Bitlis’in Safevîler ile olan bağlarını yansıtıyor. Ayrıca mühür, dönemin elit yöneticilerine ait olabilir çünkü kalenin saray kısmında bulunması ve işçiliği bunu gösteriyor.”
Kerbela Toprağından Yapılmış, İki Yüzü de Yazılı
Mührün Kerbela’dan getirilen pişmiş kırmızı kil toprağından yapıldığını kaydeden Genç, üzerinde Hz. Hüseyin, Hz. Cafer-i Sadık, Hz. Musa el-Kazım gibi figürlerin adlarının yer aldığını ve dua içeriğinin de ayrıntılı biçimde işlendiğini belirtti.
Geç Osmanlı Mezarlığı, Su Sistemleri ve Mimari Kalıntılar
Kazılarda sekiz yıldır görev yapan arkeolog Erdoğan Ödük de bu yılki çalışmalara nisan ayında başladıklarını ifade ederek şunları söyledi:
“Kalenin doğu tarafında, geç Osmanlı dönemine tarihlenen mezarlık alanını gün yüzüne çıkardık. Geçen yıl ortaya çıkarılan su iletim sistemlerinin devamı olan künkler bu yıl da tespit edildi. Ayrıca mimari kalıntılar, çeşitli seramik örnekleri, lüleler ve bronz Osmanlı sikkeleri bulundu.”
Ödük, çalışmaların odaklandığı mezarlık alanının tamamlanmasının ardından, kaleye ait hamam kompleksine dair daha kapsamlı bilgiler sunabileceklerini belirtti.
Ayrıca kalede "zindan" olarak bilinen bir yapının aslında su sarnıcı olduğunun da netlik kazandığını ifade etti.
Kazılarda elde edilen tüm eserlerin önce alanda belgelenip ardından laboratuvar ortamında temizlendiğini ve Ahlat Müzesi envanterine alındığını belirten ekip, Bitlis Kalesi'nin çok katmanlı tarihini açığa çıkarmak için çalışmalarını sürdürüyor.