Edirne ve Kırklareli’nde yer alan, geçmişi yaklaşık 3 bin 500 yıl öncesine dayanan bu taş mezar yapılarından 60’ı Edirne’de, 40’ı ise Kırklareli sınırlarında bulunuyor. Trakya’nın kültürel mirasının önemli parçaları arasında yer alan bu yapılar, arkeolojik ve turistik potansiyelleriyle dikkat çekiyor.
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün düzenlediği programa katılmak üzere Edirne’ye gelen Eracun, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, şehirde bilinen rotaların ötesine geçmeyi ve alternatif kültürel keşifler sunmayı hedeflediklerini ifade etti.
Edirne'nin tarihî ve kültürel açıdan zengin bir şehir olduğunu, turistlerin bölgeye yoğun ilgi gösterdiğini aktaran Eracun, “Her ziyaretimizde Edirne'de yeni bir ayrıntı, yeni bir hikâye keşfediyoruz. Bu nedenle bölgeyi yakından tanımak ve daha fazla zaman ayırmak gerekiyor” dedi.
Edirne'nin daha etkili tanıtılması gerektiğini vurgulayan Eracun, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Edirne’nin hem stratejik hem de kültürel açıdan büyük bir önemi var. Uzun yıllardır yaptığım gözlemlerde, dolmen ve menhirlerin tarihsel değerinin yeterince anlatılmadığını görüyorum. Bu taş mezarların yerlerinin net biçimde tespiti, kapsamlı arkeolojik araştırmaların başlaması ve tanıtım faaliyetlerinin artırılması büyük önem taşıyor. Bu yapılar yalnızca Edirne ve Kırklareli’yle sınırlı değil, aynı zamanda Bulgaristan’a kadar uzanan geniş bir coğrafyaya yayılıyor. Dolmenler ve menhirlerin gün yüzüne çıkarılması, Trakya’da yeni bir turizm güzergâhının kapısını aralayacaktır.”