300 kişilik köy halkı ekmek yediği için delirdi
Fransa'nın Grad bölgesinde küçük bir köy olarak bilinen Pont-Saint Esprit, kendi halinde yaşayan insanlardan kurulu, sessiz ve sakın bir yerleşim alanı olarak biliniyordu.
İnsanların günlük ihtiyaçlarını karşılamak için işinde gücünde olduğu kasabada, tarihler 16 Ağustos 1951'i gösterdiğinde son derece ilginç olaylar yaşanmaya başladı.
16 Ağustos gününe gözlerini açan herkes büyük bir gariplikle hareket ediyordu. Köylüler ejderha gördüklerini söylüyor ve yılanların kendilerine saldırdıklarını ifade ediyorlardı.
O tarihte 11 yaşında olan Charles Granjhon, evinden koşarak çıkıp büyük annesini boğmaya çalışırken, işçi Gabriel Validire kendisinin öldüğünü, oda arkadaşının da kafasının bakırdan yapıldığını ve karnını yılanların yediğini iddia ediyordu.
Aynı gün evinden çıkan bir kadın ise kendisine kaplanların saldırdığını söylemekteydi. Köydeki herkes istisnasız hayal görüyordu. Yaratıklar, ejderhalar, kaplanlar, yılanlar ve daha niceleri köylüleri çıldırtıyordu.
Aynı gün evinden çıkan bir kadın ise kendisine kaplanların saldırdığını söylemekteydi. Köydeki herkes istisnasız hayal görüyordu. Yaratıklar, ejderhalar, kaplanlar, yılanlar ve daha niceleri köylüleri çıldırtıyordu.
Hastaneye yatırılmaları da durumun kontrol edilmesini sağlayamadı. Doktorlara kalbinin yerinden çıktığını ve onu yerine koymaları gerektiğini söyleyenler bile vardı.
Garipliklerin başlamasından tam 8 gün sonra, hastanede yatan bir hasta çığlıklar atarak kendini ikinci kattan aşağı attı. Düştüğü yerden kaçmaya başlayan hasta, 'ben bir uçağım' diyerek kendini savunuyordu.
Uzun süredir kasabayı delirten ve toplamda 7 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayların sorumlusu olarak ise köyün fırıncısı Roch Briand gösterilmekteydi.
Tüm köyü 'ergot mantarı' delirtti
Yapılan araştırmalar sonrasında köylülerin ekmeklerine ergot isimli bitki mantarı veya mantarın içindeki kimyasalların karıştığı tespit edildi.
LSD'nin ana maddesi olarak bilinen ergot mantarı, dünya üzerindeki en güçlü halüsinojen maddelerden bir tanesi olarak biliniyordu.
Ergot mantarı nedir?
Ergot alkoloidleri, Claviseps üst sınıfına ait mantarların (fungus) ürettiği ve tüketildiği zaman yoğun kas kramplarına, kusmaya ve halüsinasyonlara neden olan bileşiklerin genel adıdır. Claviseps sınıfına ait olan bu mantarlar buğday, arpa, yulaf ve çavdar gibi pek çok tahıl ve ot türüne saldırarak onların üzerlerinde yaşayabilir ve alkoloidlerini bulaştırabilirler.
En yaygın görülen ergot mantarı türü Claviseps purpurea'dır. Bu mantarın veya alkoloidlerinin tüketilmesi halinde, yukarıda yazılan belirtilerin görüldüğü çavdar mahmuzu zehirlenmesi de denilen ergotizm hastalığına yol açabilir. Bu hastalık ''St. Anthony'nin ateşi'' ya da ''şeytanın laneti'' gibi isimlerle de anılmaktadır.
İşin arkasında CIA mi var?
Olayların üzerinden 2 yıl geçtikten sonra mantar tarafından zehirlenen ancak akıl sağlığı yerinde olan köylülerden birisi köy meydanında intihar etmiş ve lanetli ekmek teorileri yeniden konuşulmaya başlamıştı.
Kimi araştırmacılar ekmeğin yanında köyün içme suyunun da zehirlenmiş olabileceğini iddia etmiş ve araştırılmasını önermişti. Ancak tüm Fransa'da ve Avrupa'da duyulan bu olayın ardından vatandaşlar bunun bir CIA deneyi olduğunu iddia etmiş ve CIA'in ekmeklere halüsinojenik bir uyuşturucu olan LSD karıştırdığını iddia etmişti. Bu komplo teorisine bazı araştırmacılar da destek vermiş ve işlenmiş ergot mantarının bu kadar halüsinojenik olamayacağını savunmuş.
Lanetli ekmek olayı: Nasıl oldu, suçlu kim?
Bazı vatandaşlar bunun uzaylı deneyleri olabileceğini bile iddia etmişti ancak teoriler ağırlıklı olarak CIA deneyi ve Ergot mantarı üzerinden ilerliyordu.
CIA yetkililerinin kulağına kadar giden bu komplo teorisi, CIA tarafından yalanlanmıştı ancak daha sonraları olayın üstünün kapatılmaya çalışılmasıyla birlikte bu olay da bir CIA komplo teorisine ve efsaneye dönüştü.
Yaşanan bu garip olaydan yaklaşık 60 yıl sonra 2010 yılında bir Fransız gazeteci, Freedom of Information Act (Bilgi özgürlüğü) yasası nedeniyle herkese açık paylaşılan CIA dosyalarının arasında hükümetin Fransa'da düzenlenen LSD deneylerinin kanıtlarını bulduğunu iddia etmiş ve bir ilaç firmasının CIA ile 1950 yılındaki sözde görüşmelerini ifşalayarak olayı yeniden gündeme taşımak istemişti.
Toplamda 300 köylünün uzun süre hayal gördüğü, 50 köylünün uzun süreler tımarhanelerde tedavi altına alındığı ve 7 köylünün de hayatını kaybettiği 'Lanetli Ekmek' olayı halen daha aydınlatılmış değil.