İstanbul ve Sındırgı’da meydana gelen 6’nın üzerindeki depremler ile bunları takip eden artçı sarsıntılar, hem kamuoyunda hem de bilim dünyasında yeni tartışmalara yol açtı. Uzmanlar, bu sarsıntıların beklenen büyük depremin habercisi olup olmadığını değerlendirirken, dikkatler bu kez “fay valfi” olarak adlandırılan jeolojik oluşuma yöneldi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş, Milliyet’e yaptığı açıklamada, bahsi geçen sistemin “büyük depremleri engelleyebilecek bir mekanizma” olabileceğini ifade etti.
Prof. Dr. Osman Bektaş’a göre her fay hattında bir “fay valfi” bulunuyor. Ancak esas fark, bu valfin “açık” ya da “kapalı” durumda olmasında ortaya çıkıyor. Bektaş, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Basınçlı akışkanlar fayın kolayca kaymasına (sürünmesine), gerilmenin yavaşça boşalmasına neden olur. Kumburgaz Fay segmenti büyük deprem gerilmesi biriktiremediğinden İstanbul’daki 6.2’lik deprem kırığı, Büyükçekmece önlerinde durmuştur. 1935-1963-2025 depremleri ‘açık fay valfi’ görüşünü doğruluyor.”
Uzmanlara göre, “açık fay valfi” sistemi yerin derinliklerinden gelen metan gazı ile sıcak ve soğuk suların yüzeye çıkmasına izin veriyor. Bu durum, fayın sürekli sürünerek enerji boşaltmasını sağlıyor. Sonuç olarak, ani ve büyük depremler yerine daha küçük fakat sık sarsıntılar meydana geliyor.
Prof. Dr. Bektaş, bu yapının özellikle Marmara Bölgesi’nde etkili olduğuna dikkat çekerek, “Tekirdağ, Orta Marmara ve Çınarcık Çukuru fayları açık valf sistemine sahip. Bu sistem, fayın sürünmesini ve deprem enerjisinin harcanmasını sağlıyor” dedi.
Osman Bektaş, 7’nin üzerinde bir deprem olasılığını zayıf gördüğünü söyledi ve şunları ifade etti:
“Kumburgaz Fayı 3 kilometre derinlikte kilitli, sığ derinlikte sürünen bir fay. Bu nedenle 6.2 büyüklüğünde depremler üretir. Marmara fayları açık valf sisteminde çalıştığı için 7’den küçük deprem üretirler”
10 Ağustos 2025’te Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki depremin ardından bölgede çok sayıda artçı sarsıntı kaydedildi. Bu gelişme, “Fay valfi burada da devrede mi?” sorusunu gündeme getirdi.
Prof. Dr. Bektaş’a göre Batı Anadolu, jeolojik yapısı açısından Marmara Bölgesi’ne benzer özellikler taşıyor. Özellikle termal su kaynaklarının bulunduğu alanlarda, açık fay sisteminin varlığı olası görülüyor.
Bektaş, “Batı Anadolu’da manto yükselimi olduğu için Sındırgı Fayı’nda da bu sistem aktif olabilir. Bu nedenle bölgede sürünme hareketleri gözlemleniyor” dedi.
Bilim insanlarına göre fay valfleri yalnızca depremleri etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda jeotermal kaynakların oluşumunda da önemli bir rol oynuyor. Bu nedenle Balıkesir, Kütahya ve Afyon gibi termal turizm bölgeleri, aynı zamanda aktif jeolojik alanlar olarak öne çıkıyor.
Uzmanlar, bu bölgelerdeki sıcak su kaynaklarının yer altındaki akışkanların yüzeye çıkmasıyla ortaya çıktığını ve bunun “açık fay valfi” sisteminin doğal bir sonucu olduğunu belirtiyor.