Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Türkiye’de büyük deprem üretme olasılığı yüksek olan 30 fay hattı tespit ettiklerini açıkladı. Bu faylar, bilimsel olarak "sismik boşluk" olarak adlandırılıyor ve yaklaşan büyük depremlerin sinyallerini taşıyor.
Sözbilir, "Depremler yoksa bu, fayların deprem üretmeden stres biriktirdiği anlamına geliyor" diyerek bu fayların sessiz tehlike olduğunu vurguladı.
Paleosismoloji yöntemleriyle fayların geçmiş depremleri analiz edilerek, olası deprem tekrarlama aralıkları hesaplandı. Bu sürelerin dolduğu veya dolmak üzere olduğu faylar alarm veriyor.
Ayrıca, mevcut binaların fay kırılması halinde maruz kalacağı hasarın belirlenip, gerekirse kentsel dönüşüm programına dahil edilmesinin önemine dikkat çekti.
Prof. Dr. Sözbilir’in açıklamasına göre, İstanbul’un güneyinde bulunan Kumburgaz, Adalar ve Avcılar segmentleri yüksek deprem riski taşıyor.
Ayrıca İzmir’de Tuzla Fayı ile birlikte Balıkesir Gökçeyazı, Eskişehir, Kayseri-Erciyes, Tuz Gölü, Erkilet, Yedisu (Erzincan-Bingöl), Malatya, Ovacık, Şirvan, Cizre ve Yüksekova gibi bölgeler de “sismik boşluk” olarak kabul ediliyor.
Yapılan bilimsel çalışmaların sonuçları ilgili belediyelerle paylaşılıyor ve bu belediyeler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile koordinasyon halinde. Amaç, riskli bölgelerde yapılaşmayı denetlemek ve gerekli tedbirleri almak.
“Fayların mekansal planlama sürecinde dikkate alınması şart,” diyen Sözbilir, bu alanlarda “fay sakınım bandı” uygulamasıyla yapılaşmanın sınırlandırılması gerektiğini söyledi.
Sözbilir, yapıların fay hatlarına yakınlığının doğrudan bir güvenlik riski oluşturduğunu vurguladı. Yüksek hasar riski taşıyan binaların, olası kırılma senaryoları dikkate alınarak kentsel dönüşüm ile yenilenmesi gerektiğini belirtti.