Mardin'in Kızıltepe ilçesindeki Gurs Vadisi'nde, birçok medeniyetin izlerini taşıyan Uluköy Mahallesi'nde bulunan Uluköy Mağarası, insanlık tarihine ışık tutacak yeni buluntularla gündemde.
Mardin Müze Müdürlüğü başkanlığında ve Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ergül Kodaş'ın bilimsel danışmanlığında yürütülen kurtarma kazılarının üçüncü sezonunda, Paleolitik Çağ'a ait yeni ve önemli veriler ortaya çıkarıldı.
Yeni Buluntular ve Önemli Veriler
23 metre uzunluğa ve 16 metre derinliğe sahip mağarada yapılan kazılarda, ekipler bu yıl daha derin katmanlara ulaşmayı başardı. Bu derinliklerde, Paleolitik Çağ'a ait silahlar, kazıyıcılar, avlanan hayvanlara ait kemik kalıntıları ve bu yıl ilk kez obsidyen aletler gibi dikkat çekici buluntular elde edildi.
Buluntular, Mardin Müzesi bünyesinde kurulan restorasyon, konservasyon ve analiz laboratuvarında uzmanlar tarafından titizlikle temizlenip analiz ediliyor.
Kazının bilimsel danışmanı Doç. Dr. Ergül Kodaş, 2022'deki yüzey araştırmalarında tespit edilen mağaranın, tahribat riski taşıması nedeniyle 2023'te kurtarma kazılarının başlatıldığını belirtti.
Bu sezon, özellikle Orta Paleolitik dönemin başı ve Erken Üst Paleolitik döneme ait çok sayıda yeni veriye ulaşıldığını aktaran Kodaş, bulunan hayvan kemiklerinin o dönemin faunasını ve iklimini anlamak için kritik olduğunu, ayrıca çok sayıda yontma taş aletin de gün yüzüne çıkarıldığını ifade etti.
Obsidyen Aletlerin Gizemi ve Mezopotamya'daki İlk Mağara Kazısı
Yeni buluntular arasında yer alan obsidyen aletler, kazı ekibi için büyük heyecan yarattı. Doç. Dr. Kodaş, "Obsidyenin değiş tokuş malzemesi olarak Geç Paleolitik dönemde kullanıldığını düşünüyorduk.
Uluköy Mağarası'nda Orta Paleolitik dönem başlarında bulduğumuz tabakada ortaya çıkan obsidyen aletler aslında bu sirkülasyonun Anadolu'da, milattan önce 160 binle 200 bin yıl kadar daha eskiye gidebileceğini göstermesi açısından çok önemli.
Bu sadece Mardin bölgesi için değil, tarih öncesi dönemde yakın doğuda obsidyen ticaretinin olduğunu, insan sirkülasyonunun yaşandığını göstermesi açısından çok kıymetli," açıklamasında bulundu.
Uluköy Mağarası'nın önemi, sadece buluntularıyla sınırlı değil. Doç. Dr. Kodaş, Türkiye'de mağara kazılarının yüzyıllardır sürdüğünü ancak Uluköy Mağarası'nın çok yeni bir kazı olmasına rağmen elde edilen buluntuların olağanüstü olduğunu belirtti.
Kodaş, bu durumun iki temel nedeni olduğunu vurguladı:
"Birincisi Güneydoğu Anadolu'da çok az Paleolitik çalışma yapılmış olması, ikincisi de söz konusu mağaranın, bütün Kuzey Mezopotamya'da yapılan ilk ve tek mağara kazısı olması.
Bu bağlamda da elde edilen veriler bölgesel çerçevede daha büyük etkiler yapma potansiyeline sahip."
İnsanlık Tarihini Değiştirebilecek Potansiyel
Kazılarda elde edilen buluntuların analizleri titizlikle sürdürülürken, kemikler üzerinden genetik incelemeler de yapılıyor. Doç. Dr. Kodaş, "3 yıllık bir kazı için elde ettiğimiz buluntular çok önemli.
Buraya Homo Erectus'un son evresinde yerleşmeye başlamışlar.
Büyük ihtimalle Arkaik Sapiensler, Neandertaller ve modern Sapiens, burada en az dört farklı insan türü yaşamış ve yaklaşık 300 bin-400 bin yıl boyunca iskan görmüş." diyerek mağaranın insanlık tarihi açısından taşıdığı değeri gözler önüne serdi.
Kodaş, Uluköy Mağarası'nın, insanlık tarihini özellikle yakın doğu merkezli olarak Afrika'dan çıkıp dünyaya yayılan insan türlerinin geçiş güzergahında olmasından dolayı insanlık tarihini değiştirebilecek bir potansiyele sahip olduğunu vurguladı.
Mardin Kültür ve Turizm İl Müdürü Ayhan Gök de, Mezopotamya'daki tek Paleolitik mağara kazısı olması nedeniyle bu çalışmaları büyük bir titizlikle yürüttüklerini belirtti.
Gök, "Tarihi yaklaşık 400-450 bin yıl öncesine dayanıyor. Bu mağara bizim için çok önemli, eşsiz bir kazı diyebiliriz. Çeşitli dönemlere ait çok sayıda buluntu bulundu.
Henüz yeni bir kazı. Süreç ilerledikçe çok daha kıymetli arkeolojik buluntulara ulaşmayı hedefliyoruz. Yaşam Mezopotamya'da başladı. Bölgedeki kazılarla tarihi katman katman takip edebiliyoruz.
Uluköy kazısını diğer kazılardan ayıran en önemli unsur, bölgedeki tek Paleolitik mağara kazısı olması. Bu nedenle burada bulunacak arkeolojik buluntuların tarihe ışık tutacağına inanıyoruz," şeklinde konuştu.