26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Galatasaray’da neler oluyor?

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

A+ A-

İnsan her şeye alışıyor diyorlar ya, ne kadar doğru! İki sezon önce kadrosundaki tüm futbolcular ulusal takımlarında forma giydiği halde ligi liderin otuzu aşkın puan gerisinde bitiren Galatasaray çok ağır eleştiriler alıyordu. Hatta bir ara küme düşme bölgesine bile yaklaştığında "eyvah" diyenleri bile anımsıyorum.

Daha sonra kurulan güçlü yönetimin Fatih Terim'i 3. kez Galatasaray'ın başına getirmesi, yapılan etkili transferler Sarı-Kırmızılı takımın yazgısını değiştirdi. Yenilgiye, puan yitirmeye alışan oyuncuların yerine başarıya alışanlar takıma alındı. İki yıl üst üste kazanılan şampiyonluk sonucunda herkes başarıya öylesine alıştı ki, üç haftada alınan iki beraberlik eskiye dönük eleştirilerin, alışkanlıkların kapısını araladı. Bu eleştiriler yapılırken aslında resmen ayrımcılık, rakip takımları zayıf görme hatta aşağılama dikkat çekiyor. Anlayış şu: Bursaspor ile Eskişehirspor sıradan takımlardır. Galatasaray gider, dış sahada da olsa yener, gelir.

Bursaspor ile Eskişehirspor nasıl takımlardır? Bursaspor ligin tarihinde şampiyonluk kazanmış beşinci takım. Eskişehirspor ise ligde bulunduğu her dönem yukarıları zorlamış bir ekip. Parasal güçleri üç büyükler kadar olmasa da futbol anlayışları, şehirlerin futbol kültürü aradaki varsıllık dengesizliğini düzleyebiliyor bazen. Futbolda para her şey değildir. Öyle olsaydı iki sezon önce bütün oyuncuları ulusal takımlarda oynayan Galatasaray küme düşme bölgesine yaklaşmazdı.

Bu bağlamda Galatasaray'ın iki zorlu dış alan karşılaşmalarından edindiği iki beraberliği hafife almak, eleştiri konusu yapmak en başta Bursaspor ile Eskişehirspor'a haksızlık etmek, onların akıttığı alın terine, emeğine saygısızlık etmektir, sonra da Sarı-Kırmızılı takımın sırtına ağır bir yük yüklemek...

Uyarılara, yol göstermeye kimsenin karşı çıkma durumu yoktur. Henüz 3.hafta sonunda iki önemli dış alan maçından beraberlik çıkartarak yoluna devam eden bir takım için endişe, gerilim yaratmanın bir anlamı yok.

Yeri gelmişken bir anımsatma yapmak isterim. Galatasaray geçen yıl(geçtiğimiz yıl değil) Şampiyonlar Ligi maçı için Cluj deplasmanına giderken üç maçta salt bir puanı vardı. Herkes Galatasaray grupta dördüncü olur diye yazılar yazıp bir bardak suda fırtına koparırken bu satırların yazarı(saygın okurlarımın affına sığınarak) "Galatasaray kupa takımıdır, gruptan çıkacaktır" demiş, bunu Aydınlık'ın sayfalarında belgelemişti. Ne oldu? Galatasaray gruptan çıktı, Schalke 04'ü eledi, sonraki turda Real Madrid'e ecel terleri döktürdü.

34 hafta sürecek olan uzun lig koşusunda üçüncü hafta sonunda Galatasaray'ın başarılı olamayacağını görebilecek biri varsa hemen kalemini bırakıp kâhinliğe soyunsun. Üstat Can Yücel'den alıntı yapacak olursak diyebilirim ki, lig bir maratonsa en güzel yüz metreyi sosyalist Bilic koşmuştur. Mayıs ayının ortalarına değin koşulacak maratonda daha, çok yüz metreler koşulacak. Böyle durumlarda Çetin Altan "Enseyi karartmayın" diyor. Nazım Hikmet ise yürekten giriyor işin içine: "Yeter ki sol memenin altındaki cevahir kararmasın."