Gençler sağda-solda hayır diyor

Damla Tatlıpınar / Meltem Şahin

16 Nisan’daki anayasa değişikliği için gençlerin de söyleyecek sözü var. İlk kez oy kullanacak milyonlarca gencin oyu sonucun belirlenmesinde etkili olacak.

CHP Gençlik Kolları İstanbul İl Başkanı Kenan Otlu, Vatan Partisi Öncü Gençlik İstanbul İl Sekreteri Gül Öykü Yılmaz, ADD Gençlik Kolu Yöneticisi Anıl Karaş, TGB İstanbul İl Başkanı Okan Özkan ve Ülkü Ocakları Eski Buca Teşkilat Yöneticisi Kemal Köseoğlu niçin ‘hayır’ dediklerini Aydınlık’a anlattı.

| Başkanlık sistemine hayır diyorsunuz. Niçin hayır dediğinizi anlatabilir misiniz?

Kenan Otlu: Cumhuriyetin 94 yıldır ayakta kalmasının temel sebebi güçler ayrılığıdır. Halk adına meclise yetki verilmiştir ama meclis yargı tarafından sürekli denetlenmiştir. Mesele bir isim değil bir sistem meselesidir. Cumhuriyet, savaş meydanlarında kurulmuştur. Biz savaş meydanlarında kazandığımız demokrasiyi bir kişinin iki dudağı arasına teslim edemeyiz. Cephelerde emperyalizme diz çöktüren, bu ülkeye aydınlığı ve çağdaşlığı getiren Gazi Meclis’i gençlik koruyacaktır.

DIŞ MÜDAHALELERE AÇIK HALE GELİR

| Anıl Karaş: Cumhuriyetçilik ilkesi demokrasiyi kapsar. Halkın da karar alma mekanizmalarına katılabildiği bir yapının olmasını istiyoruz. Başkanlık sistemi de buna ters bir yapı. Salt çoğunlukla yönetime gelen bir cumhurbaşkanı bu sistemde, yüzde yüzün oy vermediği biri olmasına rağmen yüzde yüzü ilgilendirecek kararnamelerle aslında bilfiil karar alma tekelini meclisten almış oluyor. Aslında ülkenin gündemini ilgilendiren birçok konu varken başkanlık tartışmalarını büyük bir balon olarak görüyorum. Eğitim sistemi, terör, ekonomik kriz, kadın cinayetleri, çocuklara yönelik şiddet ve yurtlardaki durum. Bunların konuşulması gerekirken şu an çözüm üretmeyecek bir sistemi konuşuyoruz bu yüzden buna hayır diyoruz.

| Okan Özkan: Bu anayasa geçtikten sonra bizim karşımıza çıkacak yetkisiz meclise aslında biz bundan yaklaşık 139 yıl önce Abdülhamit döneminde denk geliyoruz. Abdülhamit meclisin içerisinde tartışmalar yapabiliyor, meclisin önüne işler koyabiliyor, Divan-ı Hümayun’a yani onun emrindeki nazırlara, vezirlere çeşitli sorular soruyor ancak bunlara meclisin bir yaptırımı yok. Bu yüzden Abdülhamit’in meclisi ortadan kaldırması bir çırpıda gerçekleşiyor. Anayasa değişikliği geçerse önümüze gelecek olan meclis 600 milletvekiliyle genişletilmiş değil tam tersi yetkileri elinden alınmış ve sadece 600 kişinin bir araya gelip çeşitli tartışmalar yapacağı bir meclis haline dönecek. 80 milyonluk Türkiye’yi tek bir kişinin yönetmesi onun meşruiyetini de zedeler. Bu şekilde maalesef dış müdahalelere de açık bir Türkiye yaratılmış olur.

GENÇLİK GELECEĞİNDEN KAYGILI

| Türkiye’nin öncelikli meseleleri neler? Değişiklik Türkiye’nin sorunlarına çözüm olacak mı?

Gül Öykü Yılmaz: Türkiye’nin esas gündemi emperyalizme karşı mücadele. Önümüzdeki sorunlar ise bölücü ve yobaz terör, ekonomik kriz, gençliğin geleceksizlik sorunu. Bugün hep birlikte vatan savaşı veriyorken başkanlık dayatmasıyla cephemiz dağıtılıyor. Neden kendi iç cephemizi bölmek istediklerini sorgulanmamız lazım ki zaten AKP içerisinde de MHP içerisinde de yurttaşlarımız bunu sorguluyor. Küçük esnaf kepenk kapatıyor, büyük firmalar kemer sıkma politikaları izliyor, işsizlik problemi hat safhada. İşsziliğin 6 milyona kadar çıktığı söyleniyor. Hangi arkadaşımızla konuşsak geleceğinden kaygılı olduğunu söylüyor. Ülkemizin yakıcı sorunlarına çözüm üretebilmek için sağ-sol, genç-yaşlı, kadın-erkek demeden vatan savaşında ve hayırda birleşmemiz gerekiyor.

Okan Özkan: Bugün Türkiye’nin aslında en büyük problemi terördür. Türk askerinin verdiği mücadele de sadece Suriye’nin birliği, Suriye’deki terörün temizliği adına değil aynı zamanda Türkiye’deki ve tüm Ortadoğu’daki barışı sağlamak adına verilen mücadeledir. Bugün esas önemli olan topyekûn o emperyalizmi ülkemizden def etmek, tıpkı istiklal savaşı günlerinde olduğu gibi. Ülkemizden def ettikten sonra zaten hep beraber ayrılıkları konuşuruz.

| Peki çözüm olarak ne öneriyorsunuz?

Anıl Karaş: Mustafa Kemal’in 1923’te başlattığı yarım kalmış Kemalist Devrimi tamamlamak. Atatürk milliyetçiliğini bilmeden biz bu ülkede birlikte yaşayamayız. Cumhuriyetçiliği bilmeden biz başkanlığa karşı duramayız. Yani tek çözüm yolu burada bence Mustafa Kemal.

Ayrıştıcı değil birleştirici dil

| Nasıl bir referandum kampanyası yürüteceksiniz?

| Gül Öykü Yılmaz: Evet oyu vereceğini açıklayan vatandaşlarımızı yargılamadan, hayır oyu verilmesi gerektiği konusunda bilgilendirici bir propaganda dilini benimsedik. Ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı bütün söylemleri kendimize düşman ilan ettik. Kazanmanın yolu gerçekleri göstermekten geçiyor. Birlik için, huzur için, geçim için hayırda birleşiyoruz vurgusunu ön plana çıkartıyoruz. Türkiye’nin hakikaten hayırlı bir geleceği olması için hayırda birleşeceğiz. Mahalle çalışmalarıyla başladık. Aynı zamanda çeşitli platformlarda yer alıyoruz. Bu platformlarda hayır çalışması yapan siyasi partilerle ve kitle örgütleriyle sık sık görüşmeler gerçekleştiriyoruz. Üniversitelerde de teker teker tüm arkadaşlarımızı ikna ediyoruz. Hem üniversitelerde hem mahallelerde çeşitli salon etkinlikleri de yapıyoruz. 16 Nisan’a kadar usanmadan dinlenmeden her türlü çalışmaları yapacağız. Tek amacımız var; bu ülke için en hayırlı olanı kazandırmak.

| Kenan Otlu: Tüm çalışmalarımızı Türk bayrağı üzerinden götüreceğiz. Türk bayrağı bu ülkenin tamamının temsil edildiği ve tamamının kendini yansıttığı en önemli semboldür. Kavga eden gözaltına alınan görüntülerden toplum da biz de hoşnut değiliz yöntemimizi de değiştirdik; farkındalık eylemleri bir diğeri ise özellikle İstanbul’un en büyük mahallerinde ama CHP’nin oy olarak geride olduğu mahallerde hayır buluşmaları yapmak. İlk oyum son oyum olmasın vurgusuyla bir çalışma da başlatacağız. Bir diğer ayağımız da üniversiteler. Bizden de özellikle üniversiteli arkadaşlarımızdan oluşan bir yapı oluşturuldu; Hayırlı Üniversiteliler.

Okan Özkan: 18 maddelik anayasa teklifi mecliste tartışıldığı sıralarda biz de meclisin önünde ‘Teröre Karşı Birliğe Evet, Başkanlığa Hayır’ vurgusuyla bir eylem yaptık. Başkanlık sistemine karşı mücadeleyi aslında o zaman başlattık. Referandum süresince ‘Vatan Senden Hayır Bekler’ sloganıyla çalışmalarımızı öreceğiz. Çeşitli platform ve birlikler içerisinde yer alacağız. Örgütlü olduğumuz her üniversitede mutlaka başkanlık sistemi ve yeni anayasaya ilişkin etkinlikler gerçekleştireceğiz. Ayrıca; sosyal medya sayfamızdan her gün gençlik sandık başına şekline görseller yayınlıyoruz; sandığa gitmek çok önemli. Referandum tartışmalarının daha da alevlendiği dönemlerde biz de TGB olarak çeşitli sürpriz çıkışlar gerçekleştireceğiz.

| Bu süreçte gençliğe bir çağrınız var mı?

Gül Öykü Yılmaz: Hiçbir şekilde olumsuzluğa, umutsuzluğa kapılmamalıyız ve mücadeleye sıkı sıkı bağlanarak devam etmeliyiz. Özellikle örgütlü bir mücadele bu anlamda önemli. 11-12-13 Mart’ta partimizin Ankara’da yapacağı büyük kurultayımıza tüm gençliği davet ediyorum. Hayırda birleşelim.

Kenan Otlu: Eğer bugün siyaset bizim bakkaldan aldığımız ekmeğin fiyatını belirliyorsa, hangi okullarda okuyacağımızı belirliyorsa, yandaş mülakatları geçemeyip geleceğimiz çalınıyorsa gençlerin siyasete dahil olması zorunluluktur. Gençliğin artık cepheye gelmesi gerek, ayrılıklarımızı değil birlik beraberliğimizi ön plana çıkararak vatanımız, bayrağımız etrafında omuz omuza durmamız lazım.

Anıl Karaş: Bir günün en karanlık anı esasen aydınlığa en yakın olan andır. O yüzden umutsuzluğa yer yok; aydınlığa en yakın olduğumuz andayız. Her zaman bir umut vardır onu yeşertecek olan bizleriz.

16 NİSAN SONRASINI DÜŞÜNELİM

Okan Özkan: AKP ve Bahçeli propagandasında FETÖ’sü, IŞİD’i PKK’sı hayır diyor biz o yüzden evet diyeceğiz gibi bir sistematik kuruyorlar ancak bunun altı boş. Üniversitelerde çok güçlü olmasalar da kendisine sol diyen ama HDP’nin kuyruğundan ayrılmayan kuvvetler var. Onlarla aramıza kalın bir çizgi çekiyoruz. Hayır diyenlerin gerçekten vatansever olduğunu, Cumhuriyeti’ne, Atatürk’üne, Türk bayrağına sahip çıkan kuvvetler olduğunu göstermemiz lazım. 16 Nisan’dan sonra da biz Türkiye’de yaşamaya devam edeceğiz. Bu topraklarda daha önceden de vardık bu tarihten sonrasında da biz zaten yer alacağız. Ve mücadelemiz devam edecek.

MİLLİYETÇİLERİ HAYIR DEMEYE ÇAĞIRIYORUM

Kemal Köseoğlu: Başkanlık sistemi Türkiye’yi bölünmeye sürükler. Mecliste yapılan görüşmelerde gördüğümüz gibi meclisin birbirine karşı tavrını değiştirir. Meclisi yok eder. Milleti böler, Türkiye’nin verdiği “vatan savaşına” en ağır darbeyi vurur. Bu yüzden tüm milliyetçileri, vatanseverleri referandumda hayır demeye çağırıyorum.