20 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

1 Ekim Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkanları...

1 Ekim Medyanın Halleri

SANATÇI İHANETİ

SALİH TUNA - SABAH

Metin Erksan, Lütfi Akad, Halit Refiğ, Atıf Yılmaz, Yücel Çakmaklı gibi yönetmenlerimiz, Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Ayhan Işık, İzzet Günay gibi aktris ve aktörlerimiz gündelik siyasete dımdızlak girmedikleri ve "toplumsal barıştaki" kuşatıcılıkları sayesinde "sanatçılara" saygınlık kazandırmışlardı. Hülasa, halka saygı duymuş, karşılığında da saygı görmüşlerdi. Günümüz sanatçılarının birçoğu, kendileri gibi düşünmeyen meslektaşlarına bile saygı duymuyor. Tamer Karadağlı'ya yapılanlar nedir öyle?! Bir aforoz etmedikleri kaldı. Siyasete de çok duyarlılar. Hem de kimi zaman siyasi kampanyalara eklemlenecek kadar... ABD, Akdeniz'de tatbikat yaparak Türkiye'yi tehdit eder, kulaklarının üzerine yatarlar. Avrupa Parlamentosu ülkemize parmak sallar, gıkları çıkmaz. Millet "soykırımcı" ilan edilir, umurlarında olmaz. Hatta desteklerler. Bozguncularla aralarına mesafe koymazlar. Şehirlerde terör hendekleri kazılır, kimden yana oldukları belli olmaz. 15 Temmuz'da halkımızın üzerine tanklar sürülür, birçoğu bankamatik kuyruğuna koşar. Atatürkçülüğü de kimseye bırakmazlar. Özellikle de ihtiyaç duyduklarında. FOX TV'nin dijital platformu Disney Plus "Atatürk dizisini" yasaklayınca içlerinden "Sansüre hayır!" diyen çıkmadı. Lakin, FETÖ propagandası gerekçesiyle adı lazım değil bir belgesele tepki gösterilince şappadak "Sansür..." demeye başladılar. Türk aydınının ihanette başarılı olduğu ölçüde Batı tarafından benimsendiğini söyleyen Cemil Meriç, "Vatan haininden aydın olmaz" der. Peki vatan haininden sanatçı olur mu?

MİLLETİN FETÖ HASSASİYETİ DİPDİRİ

HÜSEYİN LİKOĞLU - YENİ ŞAFAK

FETÖ’nün Kanun Hükmü adlı belgeseli Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde aday gösterildi. Kamuoyundan gelen büyük tepkiler karşısında FETÖ belgeseli seçkiden çıkarıldı. Festivali uzun zamandır muhalefet arenasına çeviren bazı çevreler, durumdan rahatsız oldu. Bazı yönetmen ve yapımcılar, FETÖ’nün belgeselinin yeniden seçkiye dâhil edilmemesi durumunda kendileri de festivalden çekilecekleri tehdidinde bulundu. Bazı meslek örgütleri, festivale katılan yapımcı, yönetmen ve sanatçılara baskı yaparak onlardan da FETÖ belgeselinin yeniden seçkiye alınması için mesaj yayınlamalarını istedi. Oluşturulan havayla Kanun Hükmü belgeseli tekrar seçkiye alındı. Artık sıra son sözün sahibi millete gelmişti. Son hamle kamuoyunda büyük tepkiye neden oldu. Önce Kültür Bakanlığı, 15 Temmuz hatırlatması yaparak festivalden desteğini çekti. Ardından farklı kurum ve kişiler tepkilerini sıraladı. FETÖ belgeselini festivalde yarıştırmak için başından beri çeşitli entrikalar çeviren Festival Direktörü Ahmet Boyacıoğlu, tuhaf bir açıklama yaparak belgeseli seçkiden çıkarmak zorunda kaldı. Son bir haftadır yaşanan bu olay ve ortaya koyulan duruş, milletin FETÖ konusundaki hassasiyetinin dipdiri olduğunu gözler önüne serdi. FETÖ ile mücadelede ağırdan alanlar bu milletin hassasiyetini iyi anlamalı. Aksi davranış içinde olanlar, er ya da geç milletin hesabına muhatap olacaklar.

SÜRÜLMÜŞ TARLALARIN OPERASYON ÇOCUKLARI

İSMAİL KILIÇARSLAN - YENİ ŞAFAK

Önce her zamanki gibi “memleketin baş ırkçısı” Ümit Özdağ’ın “provokasyon” deyip inkar ettiği bir gerçeklikten, “Ataman Kardeşliği” isimli topluluktan başlayayım anlatmaya. Sağda solda mülteci döven, kamuflaj giysilerini çekip Nazi selamına benzer selamlarıyla atış talimi fotoğraflarını paylaşmaktan mutluluk duyan bu ruh hastası topluluk güya Saraçhane’deki “kardeşlik yürüyüşü”nü sabote etmek için örgütlenmişlerdi. Allah’tan Türk polisi görevini şahane şekilde yerine getirdi de bu ruh hastaları o sabotajı yapamadan ters kelepçeyle emniyet müdürlüğünü boyladılar. Bugün size bahsedeceğim “örgütlü grup” ise bu Ataman Kardeşliği isimli ruh hastaları topluluğundan kat kat tehlikeli bir yapı. Telegram üzerinden “katmanlı” şekilde örgütlenen bu yapı önce “heveslileri” bir yazışma grubuna çekiyor, ardından “işe yararlar”ı bir başka gruba dâhil ediyor ve en sonunda da “kimlik doğrulaması” yöntemini kullanarak “yönetici grubu”na alıyorlar takipçilerini. Bu gruplarda konuşulanlar ise tam mide bulandıracak türden Nazi saçmalıkları. Saçmalık olmasına saçmalık da yüzlerce gençten söz ettiğimiz için durumu “tehlikeli bir saçmalık” olarak nitelemek daha yerinde olur. Bu topluluğun başat meselesi “Türklük” elbette. Türklüğü “keskin bir etnisite” ve “İslam dışılık” olarak tanımlıyorlar. Ve can düşmanları Araplar ve “Arap” olarak isimlendirdikleri diğer Müslüman milletler. Arapların (yani tüm Müslüman halkların) Türkiye’ye kültürleriyle geldiklerini, ibadet ettiklerini, camilerini doldurduklarını falan konuşuyorlar kendi aralarında. Memlekete gelen Ruslarla, Almanlarla, sair Hristiyanlarla ise dertleri sıfır. Onların Türkiye’ye sekülerlik getirdiğini, onlarla bir dertlerinin olmadığını, asıl hedeflerinin Türkleri de Müslümanlaştırarak kimliklerinden uzaklaştıran Araplar olduğunu ifade ediyorlar sürekli. Dikkat isterim işin burasına! Bu örgütlü yapının en çok kullandığı kavram “etnik arındırma” kavramı. Doğrudan Nazi referanslarıyla kullandıkları bu kavram üzerinden örneğin engellilerin “bakım”ı yerine “itlaf edilmeleri”ni, böylelikle Türk soyunun arındırılması gerektiğini savunuyorlar. Bunun için de Nazi artığı İslamofobik tiplemelerle Pegida gibi örgütlerin raporlarından bol miktarda alıntı yapıyorlar.

Medyanın Halleri