20 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

10 Mayıs Medyanın Halleri

Hazırlayan: Ercan Dolapçı

10 Mayıs Medyanın Halleri

SEÇİMİN HANGİ TURDA BİTECEĞİ…

ABDÜLKADİR SELVİ / HÜRRİYET

Son düzlüğe girilirken, cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun oylarında ilginç bir gelişme yaşanıyor. Biliyorsunuz, seçim yasakları nedeniyle anket sonuçları yayınlanmıyor. Ama anketler yapılıyor. Yayınlanmayan son anketlerde 14 Mayıs seçimlerine ilişkin iki nokta ön plana çıkmaya başladı.

1- Seçimlere rekor seviyede bir katılım olacak.

2- Seçimler ilk turda bitiyor.

3- Erdoğan ilk turda seçimi kazanıyor.

4- Kılıçdaroğlu da tırmanışını sürdürüyor.

Buna anketçi kurnazlığı diyorlar. CHP’ye anket yapan bazı firmalar, Kılıçdaroğlu’nun yüzde 60’la kazanacağını gösteren anket sonuçları yayınladılar. Bu sonuçlara Kılıçdaroğlu dahi inanmıyordu ama onların maksadı anketler üzerinden algı operasyonu yapmaktı. Seçim yaklaştıkça bu firmalar yüzde 60 seviyelerinden yüzde 51’e kadar indiler.

Türkiye’de seçimlere katılım yüzde 85’in altına düşmüyor. Bu oran Batı ülkelerinin birkaç katı. Bu seçimlerde seçimlere katılımın yüzde 90’ın üzerine çıkacağı görülüyor.

Kamuoyu araştırmalarında birkaç faktör ön plana çıkıyor.

1- Muhalefette kazanma duygusunun oluşması.

2- Erdoğan’a destek.

3- Sağ seçmende kaybetme endişesi.

Peki bu seçimler ilk turda bitecek mi yoksa ikinci tura kalacak mı? Son 15 güne kadar iktidara yakın kamuoyu şirketleri de muhalefete çalışan anket firmaları da banko ikinci tur diyorlardı. O zaman ilk turda bu iş biter diye ısrar ediyordum.

Hava döndü. İki ciddi firmanın yaptığı araştırmada “Birinci turda biter” diyenlerin oranı yüzde 65’e ulaştı. “İkinci tura kalır” diyenler ise yüzde 25’in altına düştü.

Türk seçmeni belirsizliği değil, istikrarı seviyor.

BİR 300 MİLYAR DOLAR HİKÂYESİ

ZAFER ŞAHİN / MİLLİYET

Yanlış hesap Londra’dan döndü. Kemal Bey’in Proje ve Yatırımlardan Sorumlu Başdanışmanı Recep Beşenk para baronlarıyla gerçekleştirdiği görüşmelerden eli boş döndü. Çünkü projeleri inandırıcı bulunmamıştı.

Zaten proje de aslında özgün bir çalışma değildi. 31 Ağustos 2012’de Ekonomi Bakanlığı’na bağlı Serbest Bölgeler, Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Özel Ekonomi Bölgeleri” modeline yukarıda yazdığımız skandal ifadeleri ekleyerek hazırlanmış bir metinden ibaretti.

Kemal Bey’e “Sonsuza kadar krizi bitirecek bir vizyon açıklayacağız” dedirttikleri 300 milyar dolarlık borç operasyonu ve projesi işte bu.

Rothschild’den veto yediler. Ama hâlâ böyle bir para varmış gibi bol keseden vaatlere devam ediyorlar.

Hoş, Rothschild’i ikna etselerdi bile, paranın gelmesi 20 yılda ancak mümkün olacaktı.

Ama burası Türkiye… Yalandan, pardon, popülizmden kim ölmüş ki?

TERÖRÜN GÖLGESİNDEN GÜNEŞİN AYDINLIĞINA

MURAT ÖZER / AKŞAM

Artık herkes pazar günü yapılacak bu seçimin kutuplaşan iki cephe arasında değil, emperyalistlerin Türkiye'ye biçtiği rolü kabullenenler ile bu deli gömleğini parçalamaya yemin etmiş, tarih boyu bağımsızlığını pazarlık konusu etmemiş insanlar arasında geçeceğini anlamış durumda.

Batı'da "Erdoğan gitmeli" manşetleri atanlara, "15 Mayıs günü yüzümüzü yeniden Batı'ya döneceğiz" diyerek selam çakan Kılıçdaroğlu'na "tam bağımsız Türkiye" sloganıyla cevap veren milyonlar seçimin kaderini belirleyecek.

Yaşayacakları hezimete çok yaklaştıklarını anlayan yamalı bohça koalisyonu, milletin İstanbul'da verdiği bu görkemli mesaj karşısında bazı provokatif hareketlere girişebilir. Fakat bu çirkin eylemleri sadece mağlubiyetlerinin ardından kötü birer anı olarak hatırlanacaktır.

İstanbul Atatürk Havalimanı'nda parıldayan güneşi selamlamak için hâlâ çok geç değil. Aklı olan terörün gölgesinden, güneşin aydınlığına yol alır.

PKK'LIYA LAF SÖYLÜYORSUN BUNLAR ZIPLIYOR

YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

Yalana, iftiraya, maskelemeye, iftiraya kim başvurur? Bunlar genelde acizlerin, tezgâh çevirenlerin, karanlık iş peşinde olanların, suçluların, kötülerin başvurduğu silahlardır.

Kemal Kılıçdaroğlu ve ittifak kuyrukları, sürekli bu silahları kullanarak kendilerine yol açmaya, başarı kazanmaya, hedeflerine ulaşmaya çalışıyorlar. Hep bir kurgu, hep bir kara propaganda, hep bir mağduriyet yaratma çabaları.

Kemal Kılıçdaroğlu ve ittifak kuyrukları geçtiğimiz gün yine böyle bir oyunu oynadılar.

Hedeflerinde yine MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin sözleri vardı. Onun sözlerini çarptırarak yine bir şeytanlık denediler ve oradan “mağduriyet puanı kazanabilir miyiz?” diye yüzsüzce kara propaganda yaptılar.

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin sözlerinin muhatabı " 14 Mayıs sonrası Afrin'i geri alacağız" diyen PKK’lılar iken bunlar olayı kendilerine muhatap kıldılar. PKK’dan bir farkları kalmadı ama muhatabı belli sözlerde PKK ortaklığını ve iş birliğini nasıl içselleştirdilerse PKK’lının sözlerine verilmiş cevaba ilk bunlar atladı. Kahpe Bizans filminde bir kadın vardı sürekli ‘Onu almayın beni alın’, ‘Onu göndermeyin beni gönderin’, ‘Onu öldürmeyin beni öldürmeyin’ repliklerini kullanıyordu. Kemal Kılıçdaroğlu ve ittifak kuyrukları da aynı böyle her olaya atladıkları gibi, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin sözlerine de böyle atladılar.

12’Lİ EKONOMİ YÖNETİMİ KARARTMASI

YUSUF DİNÇ / YENİ ŞAFAK

Yedili Masa seçim kampanyasını soğan üzerine kurdu. Dış politika, terörle mücadele gibi konularda muhalefet alanı bulunmadığını bildiğinden çok da dert edinmese de stratejik olarak böyle yaptı. Fakat madem soğanı merkeze alıyordu, bunun karşılığı olarak ekonomi yönetimini kime vereceğiyle ilgili bir kanaat oluşturması gerekirdi. Ne var ki ekonominin başında kimin olacağına dair bir işaret ver(e)medi. Hatta soğanın suyu sıkıldığı halde yapamadı. Ve hatta kampanyanın bir bölümünde muhalif sosyal medya trolleri seçimde Sn Kılıçdaroğlu değil de Sn soğan yarışacakmış kadar görsellerle, söylemlerle konuyu zorladığı halde yapamadı. Ekonomi bakanı adayını açıklasa aynı troller onu bir pop-star gibi parlatmak için hazır beklediği halde yapamadı.

Yapmayacaktı da ama piyasa kendi ciddiyetiyle masayı bir açıklama yapmaya zorladı. Getirilen eleştirilerin ve vaatlerin altının dolu olup olmadığını da böylece görmek istedi. Fakat çok bekletilince de durumu anlayıp masadan vazgeçti. Bu sefer de masa birden bire geç kaldığını fark edip telaşla bir ekonomi idaresi ilan etti. Ama piyasayı keşke merak etmeseymişiz, diyecek kadar hayal kırıklığına uğratmaktan öteye geçemedi. Çünkü dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de yıllardır tek kişinin yönettiği ekonomiyi tutup 12 kişiye birden havale etti. Bir değil, iki değil, üç değil, on değil, 12.

Piyasa bu hamlenin ortak akıl arayışı olmadığını hemen fark etti tabii. Seçimden önce kavga ya da çekişme, nasıl adlandırılırsa, görüntüsü vermemek için böyle bir çözümlemeye gidildiğini yorumladı. 12 kişinin “ekonomi kurmayları” başlıklı fotoğrafla sunulmasının bir açıklama değil, karartma sayılması gerektiğini anladı. Yani piyasa, turpun büyüğünü heybede görüp ihalenin bir yerde kendisine çıkarılacağıyla tehdit edildiğini gördü.

Medyanın Halleri