13 Haziran 2024 Perşembe
İstanbul 33°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

103 yıl sonra ilk hedefimiz yine Akdeniz

Yunanistan, Kıbrıs'ta iki devletli çözümü kabul etmeyeceğini söyledi; ABD'den daha fazla silah istedi. Türk Ordusu, 103 yıl önce Mustafa Kemal'in 'İlk hedefiniz Akdeniz' talimatıyla kuşatmayı yarmıştı. Bugün de ülkemize yönelen tehditler Akdeniz'i esas alan stratejiyle bertaraf edilir

103 yıl sonra ilk hedefimiz yine Akdeniz
A+ A-
TEVFİK KADAN

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis Washington'a gitti, Mavi Vatan haritalarını göstererek Türkiye'yi Biden'a şikayet etti. Daha fazla silah, mühimmat ve Kıbrıs sorununda ABD'nin ağırlığını koymasını talep eden Miçotakis, tavizler vermek konusunda da oldukça cömertti.

Atina, F-35'leri alabilme karşılığında, ülkenin en önemli savunma sanayi şirketlerinden Hellenic Aviation Industry (EA)'i Lockheed Martin'e peşkeş çekti. Enerji konusundaki inisiyatifini ABD Dışişlerine devretti. Daha fazla üs tahsisi için yeşil ışık yaktı ve 51. eyalet olmaya aday bir görünüm çizdi. Neredeyse ABD ile İsrail arasındaki ilişkinin bir benzeri, şimdilerde Atina-Washignton hattında kuruluyor.

AYAKTA ALKIŞLADILAR

Miçotakis ülkesinin anahtarını Washington'a altın tepside sunarken, Biden da bu jesti karşılıksız bırakmadı. Zaten kendisini Helen olarak gören Başkan Biden, görüşmede isminin Bidenopoulos olduğunu söyledi; güvenlikten enerjiye kadar her konuda Atina'ya destek sözü verdi. Miçotakis'i ABD Kongresinde kürsüye çıkaran Biden yönetimi, Türkiye karşıtı sözleri dakikalarca ayakta alkışlayarak 'arkandayız' mesajı verdi. O konuşmada Yunan Başbakan şunları söyledi:

“Buradan tüm otoriter liderlere bir mesaj göndermeliyiz. Bu nedenle son 48 yıldır bizi rahatsız eden bir konuya dikkat etmenizi rica ediyorum. Türkiye'nin işgali ve Kıbrıs'ın bölünmesi... İki devletli çözümü ve Kıbrıs'ın bölünmesini kabul etmeyeceğiz. Yunanistan her zaman komşularına dostluk eli uzatır ancak komşularımızla olan anlaşmazlıklarımızı çözmek için uluslararası hukukta tek bir çerçeve vardır. Ulusal egemenliğimizi ve egemenlik haklarımızı ihlal eden hiçbir eyleme izin vermeyeceğiz. Buna adalarımız üzerinde yapılan ihlal uçuşları da dahil. Bu yüzden bölgeye askeri teçhizat tedariki konusunda karar verirken, NATO'nun güneydoğu kanadındaki istikrarsızlık riskini göz önünde bulundurmanızı rica ediyorum.”

ABD YUNANİSTAN'A 'ÇÖKÜYOR'

Hakikatten de ABD yönetimi, Miçotakis'in yaklaşımını benimseyerek uzun süredir Yunanistan lehine Türkiye'yi ihmal ediyor. Dahası ambargolarla savunma sanayimiz hedef alınırken, komşuya aleni yığınak yapılıyor.

2021 Avrupa Savunma Tatbikatı gerekçesiyle Dedeağaç’a 145 helikopter, 1800 zırhlı araç ve 20 bin asker konuşlandıran ABD; şimdilerde ülkedeki mevcut 5 askeri üssüne 4 yeni üs daha ekliyor. Bunun için İskiri erken uyarı üssü, Salamis deniz üssü, Kastelli, Kalamata ve Andravida hava üslerine ek olarak; Dedeağaç’taki Yanuli karargâhı, Litohoro’daki atış talim sahası ve Volos'taki Georgula Kışlası da ABD’ye tahsis edildi. Girit’teki Suda deniz üssü de genişletiliyor. Böylece Dedeağaç’tan Girit’e kadar olan yarım ay şeklinde bir konuşlanmayla tüm Ege sahilimiz kuşatılıyor, Doğu Akdeniz'e karşı cephe hattı çiziliyor.

Bir sonraki adımı ise Yunan To Vima gazetesi yazıyor: “ABD, iki ülke arasındaki Savunma İş Birliği Anlaşması'nın süresini 5 yıl uzatmak istiyor ve Yunanistan'da 20’den fazla yeni konuşlanma yeri önerisinde bulunuyor.”

ENERJİ DEVLERİ GERİ DÖNÜYOR

Bu yığınaklanmanın öncelikli hedeflerinden biri Doğu Akdeniz. Hem Türkiye'yi Antalya Körfezi'ne hapsetmek hem de bölgedeki hidrokarbon kaynaklarını sömürmek için kurulan bu korsanlık ittifakı, şimdilerde yeni bir hamleye hazırlanıyor. Pandemi ve düşen enerji fiyatları nedeniyle yaklaşık 2 yıldır duran Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetleri, bu ay itibarıyla yeniden başlıyor. Güney Kıbrıs Enerji Bakanı Natasa Pilides'in duyurduğu gelişmeye göre, Kıbrıs açıklarında sözde ruhsat alan Eni ve Total konsorsiyumu bu ay içinde bölgeye gelerek sondaj çalışmaları yapacak. ExxonMobil ve Qatar Energy ise haziranda, sözde 5 Nol'u parsel ile 10 No'lu parselin bir bölümde sismik araştırmalara başlayacak. Chevron da geri dönüş için 13 Mayıs'ta Rum yöneticilerle bir araya geldi ve hazırlığını yapıyor. Böylece Glafkos, Kronos, Afrodit ve Eratosthenis gibi sahalarda korsanlık yeniden başlıyor.

Korsanlık diyoruz; çünkü sözde 5 No'lu parsel Türk kıtasahanlığı ile kesişirken, 10 No'lu parseldeki faaliyetler de KKTC'nin ada üzerindeki eşit haklarını hiçe sayıyor.

ALPARSLAN AKDENİZ'E AÇILACAK

Rum-Yunan iklisinin bu hamlesine ise Türkiye sessiz kalmayacak. Yeni aldığımız 7'nci nesil sondaj gemimiz “Alparslan”, 74 günlük yolculuğun ardından bugün Mersin Taşucu Limanı'na geliyor. Derin deniz sondajı yapabilme kapasitesine sahip bu yeni gemi, iki aylık bakımın ardından temmuzdan itibaren Doğu Akdeniz'de arama tarama faaliyetlerine başlayacak. Türk Donanması da Alparslan'ı yalnız bırakmayacak. Böylece korsanlık ittifakına hem yumuşak hem de sert güç unsurları gösterilecek. Diğer 3 sondaj gemimiz Fatih, Kanuni ve Yavuz ise Karadeniz'deki çalışmalarına devam edecek. Türkiye, bu yıl deniz ve karada toplam 150 kuyuda sondaj yapmayı planlıyor.

TARİHSEL DÜŞMANLAR 'STRATEJİK DOST' OLDU

Yunanistan'ın işgaline giden süreç bununla da sınırlı değil. İsrail sermayesi de son yıllarda Yunanistan ile altın dönemini yaşıyor.

Aslında kuruluşundan bu yana İsrail'e karşı en olumsuz tavrı takınmış olan Avrupa ülkesi Yunanistan. Ortodoks olan Yunanlar, İsa peygamberin Yahudiler tarafından öldürüldüğüne inandıkları için bu ülkeye karşı hep bir husumet duymuş, Avrupa'da anti-semitizmin en güçlü odaklarından biri olmuş. Daha 1947 yılında Filistin toprakları üzerinde bir İsrail devleti kurulmasını öngören Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararına 'hayır' oyu kullanan tek Avrupa ülkesi de Yunanistan'dı. Atina, İsrail'e karşı Filistin yanlısı bir siyaset izlemeyi tercih ederken, Yahudilere karşı şiddet eylemleri uygulamaktan da çekinmedi. Hatta Yunan mezaliminden kaçan pek çok Yahudi'ye kucak açan da Türkiye oldu.

İşte tarih boyunca hasım olan bu iki devlet, şimdilerde Türkiye karşıtlığında bir araya geliyorlar.

UZUN VADELİ ORTAKLIK

İsrail ve Yunanistan arasında son yıllarda giderek gelişen askeri, istihbari ve ekonomik ilişkiler; geçen yıl imzalanan savunma anlaşmasıyla zirveye ulaşmıştı. 1,68 milyar dolar değerindeki anlaşma; İsrailli savunma sanayi şirketi Elbit Systems'ın Yunan Hava Kuvvetleri için bir uçuş okulu kurarak işletmesini kapsıyor. Anlaşma ayrıca İsrail'in Yunanistan'a 10 adet M-346 Lavi uçağı satışını, T-6 Efroni uçaklarının bakımını ve simulatörlerin, eğitimin ve lojistik desteğin sağlanmasını içeriyor. İki ülke arasında bugüne kadarki en büyük savunma tedarik işbirliği olan bu anlaşma, "uzun vadeli bir ortaklığın" da başlangıcı olarak ifade ediliyor. Anlaşmaya göre eğitim ve lojistik destek süresi 20 yılı kapsayacak. İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz'a göre ise iki ülkenin stratejik işbirliği "Akdeniz'de istikrarı sağlayacak."

SİLAHLANMAYA YATIRIM

Doğu Akdeniz'deki korsanlığın bir de askeri boyutu var. Giderek kontrolsüz bir silahlanmaya doğru sürüklenen Atina, zaten darmadağın olan ekonomisini Yahudi sermayesiyle toparlamaya çalışıyor. İsrail ise krediler karşılığında çok sayıda imtiyaz koparmış durumda. Atina; henüz 2011'de İsrail savaş gemileri ve uçaklarının Akdeniz'deki Yunan üslerinden yararlanmasını ve istihbarat paylaşımını kabul ederken; GKRY de 2012'de İsrail savaş uçaklarının hava sahasını kullanmasına ve gizlilik dereceli bilgilerin değişimine onay vermişti. Rum-Yunan ikilisi ile çok sayıda tatbikat da yapan İsrail, bugün SİHA kiralamaktan tutun Yunan savunma sanayi şirketlerini satın almaya kadar her alanda faaliyet gösteriyor. Geçen yıl İsrailli konsorsiyum tarafından Yunanistan Araç Sanayisi (ELVO)'nin satın alınması ise teslimiyetin boyutunu açığa çıkarıyor. Artık Yunan savunma sanayisi için stratejik öneme sahip olan ve zırhlı araçlardan Alman Leopard tanklarına kadar üretim yapan ELVO'nun yüzde 79'u İsraillilere geçmiş durumda. Her geçen gün Yunan silahlanmasını da teşvik eden İsrail, kesenin ağzını biraz daha açarak Atina üzerindeki etkisini sağlamlaştırıyor.

DİKKATE DEĞER BİR İDDİA

Rum-Yunan ikilisi ile İsrail arasındaki ilişkilerin zirve yaptığı son 10 yılda, İsrail'in KKTC'deki yatırımları da dikkat çekiyor. Bazı kritik bölgelerde Yahudi iş insanları aracılığıyla çok sayıda arsa satın alan İsrailliler, bu bölgelere çeşitli siteler inşa ediyor. KKTC'de arsa satın almak için İsrailli iş insanları tarafından kurulmuş 400'ün üzerinde paravan şirket olduğu iddia ediliyor. Özellikle Karpaz, Dipkarpaz, Yenierenköy, Sadrazamköy ve Girne gibi bölgelerde arazi kalmadığı ifade ediliyor. Doğu Akdeniz'in en stratejik yerlerine yerleşen İsrailliler, bir iddiaya göre de Yunan adası satın almak için Atina'ya baskı yapıyor.

Yunanistan Doğu Akdeniz Kıbrıs Doğal gaz Enerji