20 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

11 Eylül Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan köşe yazıları....

11 Eylül Medyanın Halleri
HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI

ABD’NİN ‘MAVİ BONCUK’ STRATEJİSİ

Bercan Tutar- Sabah

Çin ve Rusya'yı ekarte edebilmesi için ABD'nin bundan çok daha fazlasını yapması gerekiyor. Zira dünya, ABD'nin medcezirlerinden dolayı hayli temkinli.

Biden, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) üzerinden kredi musluklarını açarak rezerv sıkıntısı çeken borç içindeki ülkelere 100 milyar dolar dağıtmayı planlıyor.

Pekin'in harcadığı 1 trilyon dolar yanında bu rakam çok yetersiz kalıyor.

İşte bu yüzden her 10 yılda bir Batı'nın dayattığı emperyal kemer sıkma politikalarının canını yaktığı ülkeler pek ikna olmuş değil.

Muhtaç olsalar da çoğu ülke ABD'ye itibar etmiyor. Burada tarihi bir ironiyle karşı karşıyayız. Zira eskiden fakir ülkeler ABD'nin kapısını çalar ve bir avuç kredi için sıraya girerdi. Dünya gerçekten de tersine dönmüş gibi. Şimdi ABD cazip koşullarla kredi vermeye çabalıyor.

Ne var ki ABD söz konusu olunca eşit ilişkilerden bahsetmek fazlasıyla iyimserlik olur.

Dolayısıyla ABD'nin yeni 'kur hamlesi'ni parasal tehdit veya teşvik mekanizmalarıyla bazı ülkeleri satın almaya çalışmak şeklinde tanımlamak yanlış olmaz.

PKK ÇEMBERE ALINDI

Eray Güçlüer- Akşam

Suriye'de ABD'nin 700 kişiden ibaret neredeyse yok denebilecek kadar az kara gücü olduğundan dolayı, Arap güçlerinin PKK'ya karşı yürüttüğü operasyonu durdurabilmek için ABD'nin hava gücünü kullanmaktan başka fazla da bir seçeneği yok. Ancak şu ana kadar böyle bir seçeneği kullanmaması dikkat çekicidir. Çünkü aldığımız saha bilgileri ortak harp meclisine bağlı silahlı Arap güçlerinin elinde son derece etkili hava savunma sistemlerinin bulunduğu yönünde. Bu nedenle Suriye'nin güneyindeki silahlı Arap güçleri PKK'yı eze eze kuzeye doğru ilerlemekteler. Bu arada söyleyeyim Suriye'nin kendi öz insanlarının PKK'ya karşı yürüttükleri haklı mücadele güçlü şekilde desteklenmelidir. Daha ilginci silahlı Arap güçlerine bölgedeki Kürtler ve Özgür Suriye ordusu içindeki Nusayriler de destek vermekteler.

Sonuç olarak PKK artık Irak'ın kuzeyinde yok. Dolayısıyla Suriye'deki PKK/PYD doğudan çevrilmiş vaziyette. Kuzeyde Türkiye var. Ve her gün Türk Silahlı Kuvvetleri ile MİT PKK'nın tepesine binmiş durumda. Batıda İdlip'te yine Türkiye ve Özgür Suriye Ordusu güçleri var. Güneyde ise Silahlı Arap Güçleri kuzeye doğru ilerliyorlar. Hepsi beraberce düşünüldüğünde anlaşılacağı üzere PKK/PYD Suriye'de stratejik bir çemberin içerisine hapsedilmiş durumda ve giderek daha çok sıkışmaya ve daha çok ezilmeye başladı. Ne diyelim bunu düşünen Türk devlet aklını saygıyla selamlıyorum.

YENİ ÖĞRETİM YILINA YENİ DÜZEN

Abbas Güçlü- Milliyet

Liselerde sınıf tekrarı, devamsızlık, açık öğretime geçiş ve okullarda cep telefonu kullanımına ilişkin düzenlemeler geldi. İlkokullarda ise sınavlar kaldırıldı.

İlkokul öğrencilerine gelişim düzeyleri, etkinliklere katılım gözlem formları, oyun temelli değerlendirmeler ve verilen görevleri yerine getirme performansına göre karne notu verilecek. Peki, bu düzenlemeler eğitime yeni bir çekidüzen getirecek mi, öğretmene saygı artacak ve öğretim kalitesi yükselecek mi?

Birkaç aydır sözü edilen düzenlemeler nihayet resmiyete dönüştü ama hâlâ kafalarda soru işaretleri var.
Örneğin bütünleme sınavları, tamamlama kursları, telafi eğitimi olacak mı? İsterseniz gelin önce alınan kararlara bir göz atalım sonra da parantez içerisinde minik birer değerlendirme yapalım:

Okulun önemi artacak

- Açık liselere geçişler zorlaştırıldı ve sadece istisnai durumda olan öğrencilerin açık liseye geçebilmesine karar verildi.
(Doğru ama çok geç alınmış bir karar olarak tarihe geçecek.)

- Devamsızlık ve başarısızlık nedeniyle sınıf tekrarı riski taşıyan öğrencilere yönelik çalışmaları gerçekleştirmek amacıyla ‘önleme, müdahale ve yönlendirme komisyonu’ kuruldu. (Okul idareleri zaten bunu yapıyordu, yeni komisyon umarız öğrenciyi ve ailesini sadece uyarmakla kalmaz, onları kazanmaya yönelik adımlar da atar.)

- Art arda iki gün özürsüz devamsızlık yapan öğrencinin durumu posta, e-posta veya diğer iletişim araçlarıyla velisine bildirilecek, veli okula davet edilerek öğrencinin durumu hakkında bilgilendirilecek ve varsa özür belgesini okul yönetimine teslim etmesi istenecek. (Devamsızlığı takipten çok, devamsızlığın nedenleri mercek altına almak ve onları ortadan kaldırmak birinci öncelik olmalı.)

Son Dakika Haberleri köşe yazıları köşe yazıları öne çıkanlar