20 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

12 Mayıs Medyanın Halleri

Hazırlayan: Ercan Dolapçı

12 Mayıs Medyanın Halleri

İLK TURDA SEÇİM BİTER Mİ?

DENİZ SİPAHİ / HÜRRİYET

Birçok seçim izledim; şehir şehir, bölge bölge dolaştım, meydanların dilini, heyecanını takip ettim.

İlk defa bu seçimde net yorum yapamıyorum.

Anketler de aslında bunu doğruluyor.

Listelerin açıklanması beklediğimiz gibi Yüksek Seçim Kurulu’nun takvimine göre oldu.

Belki adaylar daha önce belli olsaydı sokağın nabzı farklı olabilirdi.

İttifakların yarıştığı bir seçimde liste yapmanın da zor olduğunu biliyorum.

Nitekim son dakikaya kadar gel git’ler yaşandı, pazarlıklar oldu, ortak listeler yapıldı.

Böyle olunca da geçmiş seçimlerde görülen itirazlar pek olmadı.

Olduysa da insanlar kendi aralarında partilerini, teşkilatlarını eleştirdi.

Deprem nedeniyle kampanyanın heyecanı da biraz az oldu.

Daha doğrusu son günlerde yükselen tansiyon ilk günlerde neredeyse yoktu.

Siyaseti bilenlerle, iyi okuyanlarla da konuşuyorum.

Benzer yorumlar yapıyorlar.

Yani izliyorlar, dinliyorlar; 14 Mayıs gecesini merakla bekliyorlar.

İki ittifak da, Cumhurbaşkanı adayları da seçimin ilk turda bitmesini istiyor.

İlk turda biterse Türkiye de rahatlar; iki haftalık süre siyaset için uzun bir süre sayılabilir.

O yüzden seçmen bütün detayları düşünerek ve gönül rahatlığıyla oyunu kullanacaktır.

Türkiye her dönemde sandık başına giderek iradesini ortaya koyma becerisine sahip bir ülke...

Yine öyle olacak.

14 Mayıs gecesi ya da iki hafta sonra 28 Mayıs’ta kazananı, Meclis’te hepimizi temsil edecek vekilleri tebrik edip önümüze bakacağız.

14 MAYIS BATI’YLA HESAPLAŞMA GÜNÜ

BERCAN TUTAR / SABAH

Hâsılı kelam... 14 Mayıs Yeni Türkiye ile emperyalist Batı'nın hesaplaşması olacak. Batı'dan yardım dilenen muhalefetin aksine bu millet muhteşem mazisinden muhteşem bir geleceğe ilerlemek istiyor. Yedi iklime ferman dinleten ecdadının müreffeh ve güçlü ülkesini istiyor.

İşte Batı medyası bu yüzden Erdoğan'ı Yeni Türkiye'nin Osmanlısı şeklinde niteliyor. Çünkü Batı dünyası Erdoğan'ı, ecdadımızın yüz yıl önce çıkmak zorunda kaldığı Libya, Kafkasya, Ortadoğu, Balkanlar, Doğu Akdeniz, Sudan, Somali ve Kuzey Afrika'ya ayak basan ilk Osmanlı Türk'ü ve Osmanlı'nın geri dönüşü diye yorumluyor.

Bu nedenle Türkiye'nin uyanışından rahatsızlar. Bunun paniği içindeler. Zira Erdoğan, Fatih ve Selahaddin'in 'asabiyesi' ile Fetih Medeniyeti'ni yeniden hayata geçiriyor.

Unutmayalım ki Batı, Erdoğan'ı ve ona destek veren milletimizi bu jeopolitik, tarihsel ve kültürel kodlarla okuyor. Bunun farkında olmak lazım. WP o yüzden "Erdoğan, 21. yüzyılın ilk yarısının en belirleyici lideri olabilir. Kaybetmesi Batı için zafer olacak" diyor.

Hâliyle Sayın Erdoğan'ın kazanması da Batı için felaket olacaktır. İşte bu yüzden bizim de 14 Mayıs'ta Hace-i Evvel'in şuuru ve ecdadımızın asabiyesi ile tercihimizi yapmamız gerekiyor.

14 MAYIS ÖNCESİ ESEN MİLLİYETÇİ RÜZGÂR

OĞUZHAN BİLGİN / AKŞAM

Millî Mücadele Komutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisindeki bu gayrı-millî tavırlar CHP içindeki Atatürkçü – Kemalist seçmende büyük bir hayal kırıklığı ve kopuş yarattığı gibi İyi Parti'nin tabanının da İyi Parti'yi terk etme noktasına getirmiş durumda. Nitekim anket sonuçları da bunları gösteriyor.

Yani çeşitli sebeplerden iktidara kızmış olanlar bile dâhil olmak üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan lehine oluşan bu rüzgâr herhangi bir siyasi rüzgârın çok ötesinde büyük bir millî uyanışa işaret ediyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükûmetin PKK'yı ülke içinde bitirmesi, sınır ötesinde mağaralarından çıkamaz hâle getirmesi sonrası o eski karanlık günlere dönmek istemeyen Türk Milleti'nde tüm bunlar büyük bir kenetlenmeye sebep oldu.

Bu kenetlenmenin neticesinin sandık sonuçlarında da görüleceği anlaşılıyor. Nitekim 14 Mayıs bizim demokrasimiz ve bağımsızlığımız için aynı zamanda sembol bir tarihe de tekabül ediyor. 14 Mayıs 1950'ye.

KAMU VİCDANINA ‘YEDİREMEZLER’

ALİ SAYDAM / YENİ ŞAFAK

Noema dergisinin Genel Yayın Yönetmeni, Berggruen Enstitüsü kurucusu, baş danışmanı, The WorldPost ile NPQ’nun eski Genel Yayın Yönetmeni ve Huffington Post eski yayıncısı Nathan Gardels, NPQ Türkiye’nin ilk sayısı için kaleme aldığı makalede şöyle demişti:

“CIA, çok pahalı ve riskli olduğu için artık ABD askerlerini değil, Hollywood ve MTV’yi gönderiyor.”

ABD Başkan Yardımcılığı döneminde Joe Biden, tam da Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili konuşmuş ve Gardels’ın izah ettiği stratejiye güncel bir yaklaşım getirerek şunları söylemişti:

“Muhalif liderleri desteklediğimizi açıkça göstermemiz lazım. …Kürt nüfusunu parlamentoya entegre etmek için bir süredir işe yarayan yöntemimiz var. …Sesimizi yükseltmemiz lazım, [Erdoğan] bedel ödemeli.

Geçmişte yaptığım gibi, onlarla [muhalefet] doğrudan iletişimde olup, hâlâ var olan unsurlarını destekleyip, Erdoğan’ı mağlup etmeleri için cesaretlendirebiliriz. Darbe ile değil, darbe ile değil, seçimle.

…Türkiye, Rusya’ya bağımlı olmayı istemek zorunda değil. Uzun bir zaman önce o elmadan bir ısırık aldılar. Ama şu ana kadar onlara davrandığımız şekilde davranmaya devam etmeyeceğimizi anlamak zorundalar…

…Hava sahalarımız ve onlara erişimimiz konusunda da çok endişeliyim. Bölgedeki müttefiklerimizle bir araya gelerek onun [Erdoğan’ın] bölgedeki faaliyetlerini tecrit etmek bizim için çok çaba gerektiren bir iş.

Özellikle de Doğu Akdeniz’deki petrol faaliyetleri gibi uğraşması çok uzun süren birçok diğer konuda…”

15 MAYIS SABAHI CHP’Yİ NE BEKLİYOR?

BURAK ÖZCAN / TÜRKGÜN

Deniliyor ki…

14 Mayıs’tan yenilgiyle çıkacak Kılıçdaroğlu eski yenilgileri sonrası gösterdiği mahareti bu kez gösteremeyecek ve CHP Genel Başkanı değişecek…

Bu havayı koklayan evlat İmamoğlu da bu nedenle kolları sıvadı.

Peki, İmamoğlu CHP Genel Başkanlığını hak edecek ne yaptı?

Aslına bakarsanız çok şey yaptı.

En önemlisi de verdiği sözleri tutmadı.

Mesela seçilmeden önce bol keseden attı.

“Ulaşım ve trafik sorununu çözeceğiz” dedi.

“630 km metro hattı kazandıracağız” dedi.

“Tem otoyolunu megabüsle güçlendireceğiz” dedi.

“2 yakaya 2 yeni otogar inşa edeceğiz” dedi.

“100 bin araçlık yeni otopark yapacağız” dedi.

Bay Kemal de yerel seçimlerden önce “her çiftçiye traktör” vadetti, kazanılacak belediyelerde “kimsenin işten çıkarılmayacağına dair namus sözü” verdi ama seçimlerden sonra hiçbir sözünü tutmadı.

Görünen o ki Bay Kemal ile evladım dediği İmamoğlu’nun yolu, sözünü tutmayanların aile içi kavgasında kesişecek…

Peki, 15 Mayıs sabahı CHP’yi bekleyen bu kavganın kazananı sizce kim olacak?

Medyanın Halleri