09 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

2023’te ‘Alman İslamı’! Proje nereden?

21Şubat 1998 günü Bavyera Eyalet Meclisi’nde “İslamı Almanlaştıralım” cümlesinin geçtiği bir konuşma yapıldı

2023’te ‘Alman İslamı’! Proje nereden?
ALP HAMUROĞLU

21 Şubat 1998 günü Bavyera Eyalet Meclisi’nde “İslamı Almanlaştıralım” cümlesinin geçtiği bir konuşma yapıldı. Bu konuşmada, “genç Müslümanların Alman vatandaşlığına geçmelerinin kolaylaştırılması” isteniyor, “Türk Müslümanların Türkiye ile bağlarının koparılması”, “minare yapımı ve ezana izin verilerek İslamın ehlileştirilmesi”, “Almanya’da İslam din hocası yetiştirilmesi gerektiği” dile getiriliyordu.

Çünkü Almanya’da önemli bir Müslüman nüfus vardı!

Ve bu Müslüman nüfus Türktü!

O zamana göre yeni ve özgün anlayışlarla oluşturulmuş projeyi kamuoyu, 4 Kasım 1998’de Berlin Yüksek İdare Mahkemesi’nin, İslam dininin okullarda öğretileceği, öğrenimin Müslümanların “çatı örgütü” olduğu için Refah-Fazilet çizgisindeki “Milli Görüş”e bağlı “İslam Federasyonu” adlı örgüt tarafından verileceği kararıyla öğrendi. Buna göre, “inanç temelli” olarak hazırlanmış din dersleri ortaöğrenime alınacak, derslerin dili Almanca olacak, dersler Almanya’da yetişen, yetiştirilen öğretmenler tarafından verilecek, dersler ve bütün öğrenim Alman makamlarının denetimi altında yürütülecekti.

Öğretmenleri yetiştirmek içinse Alman üniversiteleri bünyesinde “İslam Pedagojisi” ya da “İslam bilim” kürsüleri kurulacaktı. Bu çözüm o günler içindi. İleride bu konuyu köklü olarak çözecek bir okul-öğrenim şekli yaratılacaktı.

İslam Federasyonu bir seçimdi!

DİTİB’ in (Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin) devre dışı bırakılması içindi.

Bunun gerekçesi ise, örgütün (yani DİTİB’in) “Türk milliyetçisi bir İslamı” benimsemiş olmasıydı.

Bu, Alman devletinin bir projesiydi. Projenin çok yönlü amaçları vardı. Birincisi, Türkiye’ye yönelik olandı, ikincisi, önüne İslamı koymuştu. Üçüncüsü ise, Almanya’daki ve bütün Avrupa’daki Müslüman kitleyle ilgili olanıydı.

2023’te ‘Alman İslamı’! Proje nereden? - Resim : 1

Bu üçüncü bizler için şu bakımdan önemli: Almanya’ya Türkiye’den gelenler, “Türkler” olarak değil,”Müslümanlar” olarak görülecek ve değerlendirilecektir. Böylece, Almanya’da Türklerin, Avrupa’da yabancıların (burada kastedilen “Avrupalı olmayanların”dır) milli kimlikleri değil, dinî kimlikleri önem kazanacaktır.

Buna siz, Türkçeye karşı yapılan, dilimizi öğrenmemizi ve kullanmamızı engellemek, hiç değilse zorlaştırmak isteyen Alman ve diğer Türk nüfus barındıran ülkelerdeki Avrupalı uygulamalarını da ekleyin.

Bu üç yöndeki hedefler birbirlerini tamamlıyor, hatta uygulamada birbirlerini kolaylaştırıyorlardı.

19. yüzyıl itibarıyla Almanya’nın İslam dünyasıyla ilişkisi dikkate değer özelliklerdeydi. O dönemde İslamı temsil etme durumunda olan Osmanlı devleti, Almanya-Avusturya’nın Türklere düşmanlaşma çizgisinin terk edildiği, buna karşılık yakınlaşma ve dostluk davranışlarının boy gösterdiği bir değişimle karşılaşmıştı. Yüzyılın ortalarından sonra gelişme gösteren Alman sanayisine Osmanlı devletinin pazar olması için ilişkiler kuruldu. Osmanlı devletine gönderilen askeri heyetler, Osmanlı’da en etkili Avrupa ülkesi olan Fransa’yla rekabet ortamı doğurdu. Almanya’nın silah, top ve mühimmat üretimi Osmanlı’yı donattıkça dostluk ilerledi, hatta kökleşti. Bu arada, dünya denizlerinde ve (Süveyş Kanalı sayesinde) Akdeniz’de rakiplerinin denetiminden kurtulmak isteyen Almanya, Doğu politikasını Osmanlı devleti toprakları üzerinde inşa ediyordu. Jeopolitik önemi meydanda olan Anadolu - Basra Körfezi hattı, Almanya’nın “Doğu Yolu”nun karadan olacağını gösteriyordu.

Sömürgeci Avrupa’da sömürge yoksunu Almanya yayılmasını gerçekleştirmek için imparatorunu defalarca Türkiye’ye gönderirken, “İslamın koruyuculuğu”na soyunuyor ve Berlin-Bağdat demiryolu hattını döşüyordu.

2023’te ‘Alman İslamı’! Proje nereden? - Resim : 2

ALMANYA’DA DİN DERSLERİ GEÇMİŞİ

Avrupa içinde (ve Batı dünyasında) Almanya laik bir ülke sayılmıyor. Okullarda din dersleri zorunlu. Böyle olmakla birlikte velilerin başvuruları sonucu öğrencilerin bu derslerden muaf tutulmaları mümkün (ancak buna karşı öğrenci, seçenekler içinde olan başka bir derse girmek zorunda bırakılıyor).

Türk çocuklarının Türkçe dersleri:

NRW (Kuzey Ren Vestfalya) Eyaleti’nde 1986 yılında anadil dersleri, Türkçe dersleri kapsamına alınmıştı. 1999 yılında ise “Almanca İslam Din Dersi” olarak bir pilot projeyle yürütüldü. Bu uygulama, eyalet çapında yüz okul seçilerek yapıldı.

Almanya’nın kimi kuzey eyaletlerinde (örneğin, Hamburg Eyaleti’nde), “Herkes İçin Din Dersi” (Religionsunterricht für alle) olarak başka bir şekilde yürütülen din dersleri, Protestanların çoğunlukta olduğu yerlere göre uyarlanmış. Protestan Alman öğretmenlerin verdiği bu dersler, Protestan ve Hıristiyan olmayan öğrenciler tarafından kabul edilebilir bir nitelikte olarak savunuluyor.

Almanya’da eyaletler eğitim ve kültür alanlarında görece bağımsız oldukları için çok yerde birbirinden farklı uygulamalar görülüyor.

2023’te ‘Alman İslamı’! Proje nereden? - Resim : 3

21. YÜZYILDA ‘ALMAN İSLAMI’!

Proje olarak önemi ortada olan ‘Alman İslamı’ ne kadar gerçekleştirilebilirdi?

20. yüzyılın son on yıllarında temelleri atılan ‘Alman İslamı’, uygulanma süresi olarak yeni yüzyılı belirlemişti. Merkezi özelliği ile kapsayıcı federal proje, ilk önce eyalet ayrılıklarına takıldı. Kimi eyaletler ya projeyi başarı şansı fazla olmadığından gerçekçi bulmuyor, ya buna tahsisat ve kadro konusunu israf olarak görüyor, ya da, yabancı düşmanlığından etkilenmek şeklindeki bir kaygıyla, bir ilgisizlik içinde kalıyordu. Projeye İslamın ve Müslümanların sorunları bizim işimiz mi olmalı biçiminde bakanlar da vardı. Sonuçta ‘Alman İslamı’, Alman kurumsal yapılarında bir heyecan yaratmışa benzemiyordu.

Yani Almanya, ilk anda herkesin birleştiği bir çözüm görüntüsüne hiç uymuyordu. 90’lı yıllarda hararetle üzerinde birleşilen ve desteklenen projenin zaafları vardı. Sorunları çoktu.

En büyük sorunlardan biri muhatap sorunuydu.

Türklerin resmi dinî örgütlenmesi olan DİTİB, projenin hedeflerinden biri olmakla birlikte, yapılaşmanın içinde yer almaya çalışmanın doğru olduğu görüşündeydi. Ve bu yüzden Türklerin muhatabı sayılmak amacıyla bir mücadele de yürütmekteydi. Örgütlenmesinin genişliği ve imkanları DİTİB’i projeye çekmenin yararını düşünen Almanları etkilemiş olmalı ki, bazı yerlerde DİTİB’in muhatap alınmasını doğru gören yetkili açıklamaları birbirini izleyecekti. Hatta en fazla Türkü barındıran eyaletlerden biri olan NRW Eyaleti, muhatap olarak DİTİB’i gördüğünü açıkladı.[i]

2000 yılında ise, Hessen Eyaleti DİTİB Başkanı olan Yusuf Kalkan’ın “Hessen’deki okullarda din dersi verme yetkisi için yaptığı başvuru”nun onay ve destek aldığı ortaya çıkmıştı.

2023’te ‘Alman İslamı’! Proje nereden? - Resim : 4

Türkler dışındaki Müslümanlar projeyi destekler gibiydi ama fazla da ilgi göstermiyorlardı. Arkalarında çoğunlukla devletleri olmadığı gibi, ülkelere göre gelenlerin sayıları da fazla değildi. Tarikatlar olarak örgütlenmiş olanlar, örneğin, bir Pakistan tarikatı olan Ahmediler, cemaatleriyle aralarına Almanları sokmamak için karşı bile çıkıyorlardı.

Türklerde ise birbirine zıt iki tutum ortaya çıkmış, ikisi de canlı bir mücadele alanı içine girmişti. Tarikatlar, Aleviler[ii] ve benzer özellikte olanlar başlangıçta projenin destekçileriydi ve bunlar dinî kesimleri temsil ediyorlardı.

Kendilerinin var olma şansı olarak gördükleri projeden yararlanacaklarını umuyor olmalıydılar. Türkler içinde kendilerini bir üst statüde görme alışkanlığı olan aydın veya zengin kesimler, “Almanlaşma projesi”nin kendi “toplumlarına” iyi geleceği teşhisini yapmışlardı, ne de olsa müminlerimiz biraz da Avrupalılaşmış olurlardı. “Almancı” ve “Alman dostlukçu”su olan dernekler, böyle “gelişmelere” genellikle olumlu bakanlardı. Politikaya girmiş Türklerin çoğunluğu, proje destekçisi olarak yükselebileceklerinin ışığını projede görmüşlerdi.[iii]

Kendilerine Türkiye devletine karşı olmak gibi bir görev vermiş siyasal ya da liberal, sağ ya da sol akım, grup ve örgütlenmeler zaten Alman devletinin yanındaydılar. Böylece Almanya’da Türk devletinin yanındaki DİTİB’e de zarar verebilmiş olacaklardı.

Bunlara karşılık yurtsever ve devrimci kesimlerin örgütlenmeleri projeye en başından beri karşı çıkanlardı. Projenin Alman emperyalizminin bir siyaseti olduğunu belirlemişler, Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef aldığını görmüşler, Almanya’daki Türklüğe bir saldırı niteliğini farketmişler, bunun Türkçeye karşı da bir uygulama alanı yaratılacağını anlamışlardı. İşçi Partisi’nin Yurt Dışı Temsilciliği[iv] ile Türkiye’de yayınlanan Aydınlık gazetesi ve Teori dergisi gibi yayınlar konuyu ele alıyor, işliyordu.

Bu karşı çıkışlar ve konuyla ilgili aydınlatmalar sonucunda bilgi sahibi olmadan projeyi “savunanlar”da tereddütler oluşmuş, kısa bir süre sonra da proje ile Alman devletinin amaçları açığa çıktığından bu kesimler de Türkler ve Türkiye için mücadeleye katılmışlar, ‘Alman İslamı’na karşı olmuşlardı.

2023’te ‘Alman İslamı’! Proje nereden? - Resim : 5

‘ALMAN İSLAMI’ İÇİN ALMANCA DİN DERSLERİ

İlk olarak Berlin Eyaleti’nde başlatılan İslam Din Dersleri (2001),[v] Hessen Eyaleti, “okullarımızda Almanca olarak, devlet kontrolünde ve Alman eğitim sistemine entegre edilebilecek İslam din dersleri” kararı ile sürdürüldü. Ancak öğretmenler konusu açıklığa henüz kavuşmamış ve fiiliyatta çözülmemiş olduğundan proje hemen başlatılamadı. Dolayısıyla proje hem eyaletteki bütün okullara ve hem de başka eyaletlere yayılamadı.

Ayrıca İslam din derslerinin çok tartışılır olması, bütün eyaletler çapında uygulama kararları alınmasını önlüyordu.

2001 yılında Bavyera Eyaleti sadece beş okulda pilot proje olarak İslam din dersi uygulamasını kararlaştırdığını açıkladı.

2002 yılı sonuna doğru Baden-Württemberg Eyaleti, sınırları içinde İslam din dersi öğretmenlerinin iyi Almanca bilmek yanında, pedagojik eğitimden de geçmiş olmaları şartını kararlaştırdı. Bunun anlamı, bu iş için öğretmen bulmayı zorlaştırmak değilse, acaba neydi?

Belirlenen üniversitelerde bu amaçla düzenlemeler yapılmıştı ve İslam din dersleri için “hocalar” yetiştirilecekti. Ancak ortaya çıkan bu öğretmenler sayıca çok yetersizdi ve bunun yanında, programın geleceği düşünüldüğünde bu anlayışlarla her zaman yetersiz olacaktı.

Sonuçta, “bütün” diyecektik, ama demeyelim, bunun yerine “çoğu” diyelim, dinsel çevrelerin ve örgütlerin çoğu, İslam din dersi konusunda Türkçe yerine Almancayı uygun görmeyecektir.[vi]

2023’te ‘Alman İslamı’! Proje nereden? - Resim : 6

Bir sonraki yazımızda, ‘Alman İslamı’nın “başarılarını” ele alacak, sorunun İslamkolleg ile ortaya çıkan güncelleşme olayının değerlendirilmesini yapacak ve FETÖ ile ilişkisindeki can alıcı bir noktaya değineceğiz.

Devamı haftaya…

NOTLAR
1) 5 Mart 2009 tarihinde NRW Eyaleti Uyum Sorumlusu Thomas Kufen’in, eyaletin bütün bölgelerini kapsayacak şekilde “200 bin öğrenciye İslam din dersini” verebilecek örgütün DİTİB olduğunu açıklaması.
2) 2000’li yıllara doğru, Almanya’daki Alevileri temsil ettiğini söyleyen “Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu” (AABF), İslamın kullanılması planlarında kendisinin kabul edileceği bir role tereddütsüz hazır durumdadır. Bu örgüt, Türkiye’de Alevilerin bir “azınlık” oldukları tezinden Aleviliğin İslamdan ayrı bir din olduğunu savunmaya varıncaya kadar olmadık akıl almaz şeylerin icatçısıdır!
3) Bu ışık, Almanya’nın Ermeni “soykırımı”nı doğru görme politikasında sürekli çakmaktaydı! İşin aslına baktığımızda Alman siyaset sahnesinde en yüksek düzeylere yükselenlerin Türkler ya da Türklük gibi dertleri olmadığı, “devşirilmiş” bulundukları görülmektedir. Sonuçta, Avrupa ülkelerinde, belki birçok alanda olduğu gibi, siyasette de var olmanın şartı, devlet politikalarına boyun eğmekten geçiyor. Buna razı olmayanların önü kapalıdır. Hele milletlerini korumaktalarsa!
4) O günlerdeki İşçi Partisi, bugün Vatan Partisi’dir.
5) Alman anayasası hükümlerine dayanıldığı gerekçesiyle başlatılan bu uygulama, ilk “Alman devleti ve cemaat” işbirliği örneğidir. İslam adına yetkili kılınan örgüt, “Islamische Föderation in Berlin” adlı kuruluştu.
6) Bunu kolay anlamak için bir analoji yapalım, başka bir ülkeyle yer değiştirip düşünelim. Örneğin, Almanya’da Türklerden sonra en büyük kitlelerden biri olan İtalyanlara “sizlerin din derslerini Almanya olarak biz Almanca verelim” deseler alacakları yanıt acaba ne olurdu? İtalyan ailelerin ve “İtalyan misyon”un böyle saçma bir soruya yanıt bile vermeyeceği aşikar değil mi?

Almanya İslam düşmanlığı alman islamı Diyanet İşleri Türk İslam Birliği DİTİB DITIB Almanya'da din dersleri Almanya'da din eğitimi imam eğitimi imam din dersleri