27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

25 Temmuz Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan köşe yazıları

25 Temmuz Medyanın Halleri
ERCAN DOLAPÇI

KANDIRILMADINIZ, BERABER KANDINIZ

Nedim Şener/ HÜRRİYET

Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’deki “iktidarının” 13 yılında gelinen yer; sadece onun için değil, parti yönetimi, milletvekilleri ve gerçeğe gözünü kapatan medyacıları için de on derece hazin... Yalnızca gerçeğe gözünü kapatmakla kalmayan, gerçeği çarpıtan, göz göre göre seçmenlerinin aldatılmasına aracı olan gazeteci ve televizyoncuların durumu hepsinden acı.

Bir de sözde objektif yayıncılık yaptığını söyleyen, kimseyi de beğenmeyen Halk TV’nin, sıradan bir gazetecilik faaliyeti olan basın ve grup toplantılarını yayınlama karşılığı CHP ile bir sözleşme yaparak işi para ilişkisine çevirmiş olması, şimdiden basın tarihine “rezalet” olarak geçti.

Siyasi rakip olduğu için CHP’ye yakın medya tarafından sürekli hedef alınan Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce tam bir yıl önce bunların ipliğini pazara çıkarmıştı aslında.

İnce, “Halk TV, Tele1, KRT, CHP’den ve İYİ Parti’den her ay düzenli maaş alıyor. Miktarlarını bile söylerim. Son zamları bilmiyorum ama. Bizi haber yaptıkları zaman ‘Maaşı keseriz’ diye tehdit ediyorlar.

KARADENİZ SAKİN KALMALI!

Haşmet Babaoğlu/ SABAH

Bizim için Karadeniz'in kritik önemini anlamak üzere tarihe dönelim...

İyice geriye...

1453'te İstanbul'u fethettik.

Sonra ne yaptı Fatih?

Osmanlı devleti hiç vakit geçirmeden hangi bölgeyi sorunsuz kılmayı hedef seçti?

Tabii ki Karadeniz'i...

Tarihlere dikkat!

1461'de Sinop ve Trabzon çevresi alındı.

1475'te Gedik Ahmet Paşa komutasındaki donanma Kırım Hanlığı'nı, Kefe'yi ve Azak kalesini Osmanlı'ya bağladı. Bu denizde herkesin borusunun ötmesi erkenden önlenmiş oldu.

Çünkü Boğazlar demek, İstanbul'un güvenliği demek, Karadeniz'in sükuneti demektir.

Ne zaman bu sükunet bozuldu, İstanbul da bir daha rahata kavuşamadı.

Çalkantılı ve sıcak bir Karadeniz fenadır.

Hele Batı'nın hariçten gelip oralarda iş çevirmesine asla izin verilemez.

Şimdilik bunu not düşmüş olayım...

Sanıyorum ki, önümüzdeki günlerde bu konuya sık sık döneceğiz.

Kılıçdaroğlu, İmamoğlu, Kaftancıoğlu, Kerimoğlu!

KILIÇDAROĞLU, İMAMOĞLU, KAFTANCIOĞLU,KERİMOĞLU

Hikmet Genç/AKŞAM

Bu bölümde çok fazla gelişme oldu. O yüzden yorumlamadan 'hap' gibi sunmaya çalışacağız.

İmamoğlu Kılıçdaroğlu'na; "Siz genel başkanlığa devam ederseniz, yerel seçimlerde ben yokum" demiş.

Kılıçdaroğlu; "Sonuna kadar CHP koltuğunda oturacağım diye bir şey yok. Eğer geçmişinde para pul ilişkileri, lekesi olmayan biri çıkarsa ben de bu görevi bırakacağım" demiş.

CHP'li Belediye Başkanları toplantısında İmamoğlu aradığı desteği bulamamış. Konuşmasını 3-5 kişi alkışlamış.

Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu İBB Başkanlığına aday olduğunu açıklamış.

Aynı gün İmamoğlu'nun trolleri Kerimoğlu'nun bir mekanda 2 genç kadınla oturduğu bir fotoğrafı yayınlamış.

Kılıçdaroğlu; "10 cephede yara almış bir komutan savaşa devam eder mi? Evet, eder/etmelidir. CHP Genel Başkanı olmasam da mücadeleyi asla bırakmam" demiş.

Kaftancıoğlu; "1,5 ay sonra il başkanlığı görevimi bırakırım" demiş.

Diyoruz ya CHP dizi film gibi.

Kılıçdaroğlu, İmamoğlu, Kaftancıoğlu vardı. Diziye Kerimoğlu da eklendi...

İhtiras, kumpas, sabotaj, komplo, zoom, koltuk, aşk, nefret, kaset…

Her bölümünde ayrı bir heyecan var...

MUHALEFETİN DERDİ MUHALEFET!

Tunca Bengin/MİLLİYET

Yani dememiz o ki; CHP uzunca bir süredir, sokağa, vatandaşlara “gerçek anlamda demokrasi” mesajları veriyor. “Hak, hukuk, adalet” diyor. İYİ Parti de öyle… Ama kendi partilerinin içinden, muhaliflerden yükselen seslere, tepkilere bakıldığında içe dönük demokraside sıkıntılar var. Pek uygulanmıyor ya da liderlerin işine, hesabına geldiği gibi uygulanıyor. Böyle bir durumda da söylem ve eylem arasında hafiften bir senkron bozukluğu olduğu da ortada. Evet bu sorun her siyasi parti için geçerli ama ısrarla demokrasi vurgusu yapan muhalefetin bunu öncelikle kendi içinde uygulama ya da en azından işaretini vermeleri gerekiyor. Yoksa havada kalan bu tür çıkışlar, söylemler zaten ciddi anlamda var olan güven ya da inandırıcılık sorununu hepten tetikliyor. Parti içi muhalefetin de elini güçlendiriyor bir yandan da...

İKİ KİŞİNİN NAMUSUNA BIRAKILAN KOLTUK HESAPLARI

Yıldıray Çiçek/ TÜRKGÜN

Kısa bir süre önce “Kılıçdaroğlu kazanırsa HDP ile desteğiyle kazanır. HDP desteğiyle geldiği için ve devam ettiği için bunlara Kılıçdaroğlu dokunmaz. Bir süre sonra Suriyelilerin yoğun yaşadığı yerde karışıklık çıkar. O zaman bu belediyeler birleşir ve çıkan karışıklığa karşı uluslararası destek ve PKK desteği isterler. Ve Türkiye iç savaşı başlar." açıklamalarını yapıp, terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemesinin lekesi büyük olduğundan ve kendini unutturmak için Kemal Kılıçdaroğlu’nu ateşe atıyor. Kemal Kılıçdaroğlu’na vuran çok olduğu için “Ben dikkat çekmem” düşüncesiyle bir de o vuruyor.

Kemal Kılıçdaroğlu, “kazanan” olmak için herkese bol kepçeden dağıttı. Ümit Özdağ’da bakanlık koltuğu için PKK ile yan yana geldi. Bunu kim unutur veya kime nasıl unutturabilirler?

Medyanın Halleri medya köşe yazısı