20 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

3 Kasım Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan köşe yazıları...

3 Kasım Medyanın Halleri

CUMHURİYETİN 100. YILI VE ANTİEMPERYALİST TAVIR

Ufuk Coşkun - Milat

“Totaliter laiklik anlayışı” diyorum ben buna. Ve bu durum ülkede bir avuç hastalıklı, marjinal, militan bir kesim oluşturdu. Oysa cumhuriyet süreci tam anlamıyla antiemperyalist bir süreçtir. Bugün NATO ve Atlantik sisteminin ülkemizi sarmaladığı, evanjelist, siyonist, emperyalist güç odaklarının Gazze’de soykırım uyguladığı ve ülkemizin de bu çerçevede birinci dereceden tehdit altında olduğu bir dönemde cumhuriyeti bu perspektifle ve anlayışla değerlendirmeliyiz. Vals gösterileriyle cumhuriyetin bir değer olduğunu anlatmaya çalışan bu sığ bakışı artık geride bırakmalıyız. Aydınlık Gazetesi Yayın Yönetmeni Mustafa İlker Yücel, geçenlerde yazdığım bir paylaşımıma çok önemli bir tespitte bulundu. Atatürkçülüğün Batıcı-NATO’cu CHP yönetiminin aktardığı gibi sadece laiklik kalıbına sıkıştırılamayacağını vurguladı. Çünkü Atatürkçülük antiemperyalist bir tutumdur, tam bağımsızlıktır ve güçlü Türkiye için birleşmektir. Aslında demek istediğim tam da bu. Neden cumhuriyeti ve Atatürkçülüğü bu perspektiften ele alamıyor ve bu doğrultuda antiemperyalist bir tutum ortaya koyamıyoruz? 100. yılında neden hala batıcı ritüellerle, sığ, eskiden kalma gösterilerle ve açıklamalarla meseleyi geçiştiriyoruz?

LGBT İDEOLOJİSİ TÜRKİYE’DE ‘KELLE’ ALDI!

Ersin Çelik - Yeni Şafak

Avukat Merve Ayvalı, geçtiğimiz 14 Haziran’da kayıtlı olduğu Ankara Barosu’nun LGBT etkinliğini sosyal medya hesabından eleştirmişti. Şunu yazmıştı Ayvalı:

“Ankara Barosu LGBT ideolojisinin propagandacısı olmuş, Ankara Barosu’na kayıtlı bir avukat olarak sessiz kalmıyorum, bu etkinlik iptal edilmelidir.” Ankara Barosu, hakkında disiplin kovuşturması başlattı. Merve Ayvalı sadece Baroya kayıtlı avukat değil aynı zamanda Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nin de başkan yardımcısı ve çocuk hakları ile kadın hakları merkezlerinin üyesi. Kendisini tanıyor, takip ediyorum. Beş yıldır çocuk hakları için çalışıyordu. Bu merkezin çatısı altında okullarda eğitimler yapılıyor, çalıştaylar düzenleniyor ve adli süreçteki çocuk hak ihlallerine yönelik çalışmalar yürütülüyor. Ankara Barosu Yönetim Kurulu önceki gün aldığı kararla Avukat Merve Ayvalı’yı, Çocuk Hakları Merkezi Başkan Yardımcılığı görevinden aldı, üyeliklerden çıkardı ve hakkında disiplin kovuşturması başlattı. Bitmedi. Disiplin kovuşturmasının sonucuna göre, Ankara Barosu, Avukat Merve Ayvalı’yı geçici olarak meslekten çıkartabilir. Hukukçuların, bir hukukçuyu, hukuki bir yargılama olmadan, hukuk alanında çalışamaz hale getirmesi akıl tutulması değil de nedir? Evet, akıl tutulması. Hiç şaşırmamak gerekiyor. Çünkü LGBT ideolojisi, her türlü hukukun, anayasanın, insan hakları sözleşmesinin hatta yaradılışın üzerinde görüyor kendini. Erkeği erkek, kadını kadın olarak kabul etmeyen bu ideolojinin; bir avukatı, başka avukatların eliyle meslekten men etmeye kalkması günümüzde anormalliğini yitirmiş bir normalliktir aslında. İfade hürriyetinin en yılmaz savunucusu olması gereken Baroların, karşı görüşe tahammülü dahi yok.

BARİ MADONNA’NIN KALBİNDEN UTAN

Salih Tuna - Sabah

"Hamas'ı FKÖ'yü bölmek için İsrail kurdu" diyen manyaklar bile var. Ne diyeyim, Mahmut Abbas öpsün sizi. Filistin direnişi topyekûn Hamas'ın arkasında, siz neyin peşindesiniz? Sayın Akşener de "Hamas'ın kime ve neye hizmet ettiği şüphelidir" demekle kime ve neye destek verdiğinin farkında mı acaba? Bilmediği konulara gireceğine Gazze'de öldürülen çocuklar yüzünden kalbinin kırıldığını söyleyen Madonna kadar olsun yeter. En azından vicdanından şüphemiz olmaz.

Medyanın Halleri