29 Nisan 2024 Pazartesi
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ABD krizini Çin'e odaklanarak aşabilir mi?

Nadir Temeloğlu

Nadir Temeloğlu

Site Yazarı

A+ A-

ABD Başkanı Joe Biden, dün Savunma Bakanlığı'nı (Pentagon) ziyaretti etti. Savunma Bakanı Lloyd Austin, bakan yardımcıları, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley ve kuvvet komutanları ile bir saat görüşen Biden, yaptığı açıklamada bakanlık bünyesinde "Çin Görev Gücü" adlı bir birimin kurulduğunu açıkladı.

"Çin Görev Gücü" sadece Çin'e odaklanacak bir yapı olacak. Sivil ve askerlerden oluşan 15 kişilik birim, Pentagon'a Çin ile ilgili tavsiyeler sunacak. Görev Gücünün direktörlüğüne Savunma Bakanlığı Özel Müsteşarı Dr. Ely Ratner atandı.

Biden bu ziyaretin ardından, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile görüştü. Beyaz Saray'dan yapılan yazılı açıklamada Biden'ın, Sincan'dan Hong Kong'a ve Pekin'in ekonomik uygulamalarına kadar birçok başlıkta "endişelerini" dile getirdiği bildirildi.

Telefon görüşmesinden sonra Beyaz Saray'da bir değerlendirme yapan Biden, Çin'in pek çok alanda büyük projeler yürüttüğüne işaret ederek, hemen harekete geçmemeleri halinde bu ülkenin kendilerini geride bırakacağını söyledi.

Biden henüz Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’ni yayımlamasa da esas olarak Çin'e odaklanacağının işaretlerini verdi. Biden'ın Myanmar'da yönetime el koyan askerlere yaptırım kararı alması da, aslında Çin politikasıyla ilgili. Myanmar'da yönetime el koyan Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing'ın Çin ile iyi ilişkileri olduğu biliniyor.

İŞSİZLİK VE HALK HAREKETLERİ

Küresel salgın koşullarında Çin, 2020'de büyüyen tek ekonomi oldu. 2,3 oranında büyüyen Çin'in Gayri Safi Yurt İçi Hasılası, ilk kez 100 trilyon yuan sınırını aştı. Çin'in 2021'de büyümeye devam etmesi beklenirken, ABD'de durum hiç iç açıcı değil.

Biden, geçen hafta yaptığı açıklamada istihdamın ocak ayında 49 bin kişi arttığına işaret ederek, 10 milyonu aşkın kişinin işsiz olduğunu söyledi ve ekledi: Ekonomimizin hâlâ sıkıntıda olduğu çok açık.

ABD'nin bütçe açığı verileri de çok şey anlatıyor. ABD, sadece ocakta 162,8 milyar dolar bütçe açığı verdi. Bu yıl toplam bütçe açığı da 735,7 milyar dolar oldu. Dört aylık bütçe açığındaki artış yüzde 89. ABD Kongresi Bütçe Ofisi (CBO), federal bütçe açığının 2021 mali yılında 2,3 trilyon doları bulacağını öngördü. Bir haftada işsizlik maaşına başvuran sayısı 793 bin. 4 milyon 545 bin kişi de son bir haftda işsizlik başvurusu yaptı. 483 bin kişi de Kovid nedeniyle vefat etti. Küresel salgını kontrol altına alan Çin hızla büyürken, salgına yenik düşen ABD'nin ekonomik sorunları derinleşiyor.

Kongre baskının, yaşanan halk hareketlerinin nedeni işte bu ekonomik tablo. ABD'de yoksul halkın içinden yeni bir güç filizlenirken, Biden'ın Çin tehdidiyle Pentagon'u savaş çizgisine çekebilme, halkı “oyalama” şansı bulunuyor mu?

Bu soruya “hayır” yanıtını verebiliriz. Çünkü tek ekonomik programı para basma ve dolar diktatörlüğünü sürdürme olan küreselcilerin, gittikçe fakirleşen Rednecklerin (Kırmızı enseli beyazların), ekonomik uçurumun kenarındaki ve şiddetle bastırılmaya çalışan siyahilerin, 567 bin evsizin, göçmenlerin talebine yanıt vermesi çok zor.

Kongre baskını benzeri hareketlerin artacağı ABD'de “iç kuşatma”larla uğraşacak olan Biden'ın, kapsamlı bir dış kuşatmaya kalkışması, kalkışsa dahi başarı şansı çok düşük.

PEKİ TÜRKİYE SINIRLANDIRILABİLİR Mİ?

Benzer bir iddia da Türkiye için var. Türkiye uzmanı Nicholas Danforth’un Brooking Enstitüsü tarafından yayımlanan, "Yeni Türkiye'ye yönelik yeni ABD politikaları" başlıklı raporunda, Biden yönetiminin Türkiye’ye ilişkin stratejisinin Ankara’yı sınırlama çerçevesinde olacağına dikkat çekiliyor. Biden yönetiminin Türkiye'ye karşı Demirtaş, Boğaziçi, Kavala açıklamaları “bazı kesimlerde” etki etmişe benziyor. S-400'lerin kullanılmaması, ABD ile anlaşma zeminin aranması gibi fikirler ortaya atılıyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Türkiye ile S-400 konusunda "Girit modeli" gibi bir durumun söz konusu olup olmayacağına ilişkin bir soruya, “Washington'un tutumunun değişmediğini” yanıtını verdi.

Evet, Batı cephesinde Türkiye adına değişen bir şey yok. Biden, göreve gelir gelmez Suriye'deki bölücü faaliyetlere hız verdi. Trump'ın bölgeden kısmen çekilme adımlarını geri çevirdi. Terör örgütüne yönelik askeri sevkıyatları artırdı. Son olarak PKK/PYD ile diğer Kürt oluşumu ENKS’yi bir araya getirmek için Suriye'ye bir heyet gönderdi. Tüm bu adımlar atılırken, “anlaşma zemini” aramak, “Teslim olalım” demekten başka bir anlam ifade etmiyor.

ABD'nin iç sorunlarını aşabilecek bir yönetimi yok. Yükselen ve önümüzdeki süreçte artacak olan halk hareketleri bunu hepimize gösterecek. Bu durumda ne Çin'i kuşatabilecek ne de Türkiye'yi sınırlandırabilecek bir ABD var. Yeter ki gözümüz açık olsun, iç cepheyi güçlü tutacak adımlar atmaya devam edelim.