04 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ABD nükleer savaşı göze alamaz

Rusya, ABD ile nükleer anlaşma müzakerelerinden ayrıldı. Putin, ‘Stratejik yenilgimizi hedefleyen düşmana silahlarımızı açmayız.’ dedi. ABD’nin ilk nükleer silah denetçilerinden Ritter, Batı’nın Rusya’yı nasıl aldattığını ve nükleer savaş tehlikesinin ciddiyetini anlattı

ABD nükleer savaşı göze alamaz
A+ A-
IŞIKGÜN AKFIRAT

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 21 Şubat’ta yaptığı konuşmada öne çıkan vurgulardan birisi, nükleer silahların denetlenmesi müzakerelerinden çıktıklarını ilan etmesiydi. ABD’li eski istihbarat subayı Scott Ritter, aynı zamanda Amerikan Ordusu adına Balkanlar’dan Irak’a kadar silah denetçiliği sıfatıyla önemli görevlerden. ABD ve Rusya arasında en kapsamlı nükleer anlaşma olan Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması (INF)’nın uygulanmasını denetleyen uzmanlardan biri. Putin’in aldığı kararın anlamını ve nükleer savaş tehlikesini Ritter, gazetemize değerlendirdi.

‘NÜKLEER BİR SAVAŞI RUSYA BAŞLATMAYACAK’

  • Rus liderin nükleer müzakere kararı sizce ne anlama geliyor?

Öncelikle şunu belirleyelim: Rusya, Ukrayna’ya karşı asla nükleer silah kullanmayacaktır. Bunun altını özellikle çiziyorum. Eğer bir nükleer çatışma olacaksa Rusya, NATO’ya karşı, ABD’ye karşı nükleer silah kullanacaktır. Ama Ukrayna’da nükleer silah kullanan taraf Rusya olmayacaktır. Umarım bu insanları biraz olsun rahatlatır.

Ancak kâbus senaryosu, ABD’nin Ukrayna’da ya da başka bir yerde nükleer silah kullanmasıdır. Çünkü bizim önleyici nükleer saldırıya izin veren bir politikamız var.

Putin’in neden böyle bir hamle yaptığını anlamak için stratejik caydırıcılık ve silahların kontrolü açısından hangi pozisyonda olduğunu anlamamız gerekir. 1972 yılında ABD ile SSCB arasında imzalanan anti-balistik füze anlaşması (ABM), tüm silah kontrol anlaşmalarının temeli olarak kabul edilir ve tabiri caizse silahlanma yarışını sona erdiren anlaşmadır. Nükleer silahların sayısı kontrolden çıkmıştı. Bu durum, uluslararası barış ve güvenliğe yönelik bir tehdit oluşturmanın yanı sıra ekonomik açıdan da sürdürülemezdi. Bu nedenle ortak bir karar alındı.

‘İLK NÜKLEER SİLAH DENETÇİLERİNDEN BİRİYDİM’

Daha sonra stratejik silahların sınırlandırılması dediğimiz görüşmeler başladı. Silahlar önce sınırlandırılacak, sonra azaltılacaktı. Bunu da güvensizliğin üstesinden gelerek yapabilirdiniz. Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması (INF) bu noktada ortaya çıktı. Sadece ortadan kaldırma değil, yerinden denetim dahil karşılıklı doğrulama mekanizmaları içeriyordu.

Bu tarihi bir olaydır. Bu arada ilk INF silah denetçilerinden biri olduğumu ve Antlaşmanın uygulanmasında önemli bir rol oynadığımı gururla belirtmek isterim. O dönem bu anlaşma, ABD ve SSCB’nin birbirine duyduğu korkudan kaynaklanan saygı nedeniyle uygulandı. Ancak Sovyetler Birliği dağıldığında yerine zayıflamış bir Rusya geldi. ABD artık korkmuyordu ve saygı göstermedi. Silah kontrolü, karşılıklı yarar sağlayan bir şey olmak yerine, ABD’nin Ruslara nükleer üstünlüğünü dayatmaya çalıştığı bir araç haline geldi.

ABD nükleer savaşı göze alamaz - Resim : 1

‘ANLAŞMALARDAN ÇEKİLEN ABD’YDİ’

Temmuz 1991’de START anlaşması imzalandığında, SSCB hala ayaktaydı. ABD’yle anlaşmak için çaresiz olan Mihail Gorbaçov, birçok Rus’un “asla vazgeçmemeliyiz” dediği şeylerden vazgeçti. Mütekabiliyeti olmayan, ABD açısından avantajlı bir anlaşma imzaladı.

Daha sonra 2002’de INF ve ABM’den çekilen ABD oldu. 2002’de Stratejik Saldırıların Azaltılması Anlaşması (SORT) diye bir şey imzalandı. Ama gerçekte bu bir anlaşma değildi. Ne doğrulaması ne de başka bir somut içeriği olan 500 kelimelik bir belgeydi. Niyet beyanından ibaretti.

Geriye 1991 yılından START anlaşması kaldı. ABD, bu anlaşmayla birlikte Rusya’ya Kıtalararası Balistik Füzelerine (ICBM) yönelik savunmayı arttırmayacağı konusunda güvence verdi. İki yıl sonra ise ICBM’leri vurmak için tasarlanmış SM6’ları konuşlandırdı. Yani Ruslara açıkça yalan söyledik.

Şimdi de dörtte biri Rusya’nın yanı başındaki Romanya’da olmak üzere, iki füze istasyonunu ‘ICBM katillerine’ dönüştürüyoruz. Ruslar da haklı olarak bunun anlaşmaya aykırı olduğunu söylüyorlar.

‘SİLAHLARIN AZALTILMASI KONUSUNDA HİLE YAPTILAR’

2010’da Yeni START anlaşması imzalandığında ABD yine yalan söyledi. ‘Füze savunmasını dahil edersek Senato’dan onay alamayız.’ diye Rusları ikna ettiler. ‘Endişelerinizi anlıyoruz, bunu ayrıca ele alacağız.’ diye geçiştirdiler. Ve içinde füze savunması olmayan anlaşma imzalandı. Ancak Ruslar, ABD’nin füze savunması peşinde koşması halinde anlaşmadan çekilebileceklerini belirten bir madde koydular. ABD ise elbette bu cümleyi yok sayarak ‘Anlaşma ne ise o.’ dedi.

Nükleer savaş başlığı sayısında izin verilen sayı 1550’ydi. Ancak bu sayı ‘konuşlandırılmış’ başlıklar için geçerliydi. Yani ‘interserve’ denilen hizmet dışı statüde kalmasına izin verildi.

Ancak ortaya çıktı ki ABD bombardıman uçaklarını hizmet dışı bırakmadan öyleymiş gibi gösterdi. Basitçe güdüm paketini bağlayan kablolar çıkarıldı. Kâğıt üzerinde ‘konuşlanmış’ değil. Ama kabloları birleştiriyorsunuz, bir bakıyorsunuz nükleer bombardıman uçağı oluyor. Amerikalılar bu türden aptalca oyunlar oynadılar.

Dolayısıyla anlaşmanın özeti şuydu: ABD istediği zaman ‘konuşlanmış’ nükleer silah sayısını hızla arttırabilecekti. Ruslar ise anlaşmayı, nükleer silahları sonsuza dek yok edecek şekilde uyguladılar.

ABD kötü niyetle müzakere etti. Balistik füze konusunda yalan söyledi. Ruslarla çalışmak gibi bir niyetimiz hiçbir zaman yoktu.

ABD nükleer savaşı göze alamaz - Resim : 2

‘RUSYA ANLAŞMALARA UYMAYA DEVAM ETTİ’

Şimdi hamle yapma sırası Ruslarda. Biden 2021’de sona eren anlaşmayı 5 yıllığına uzatmayı kabul edeceğini söyledi. Ama Ruslar ‘artık olmaz’ dedi. ‘Yeni bir anlaşmaya ihtiyacımız var.’

Trump yönetimi de 2019’da INF anlaşmasından çekildi. Ki bu anlaşmada yerinde doğrulama, teftiş, bağımsız teyit, güven ama doğrula, önizleme gibi mekanizmalara sahipti. Bundan yine biz çekildik! Rusları INF’yi ihlal eden bir sistem kurmakla suçladık. Ancak Ukrayna bunun yalan olduğunu gösterdi.

  • Nasıl, açar mısınız?

Rusya, Ukrayna’ya füze saldırılarında gemiden ve havadan fırlatma yönteminde ısrar etti. Eğer Ruslar INF’yi ihlal etmiş olsaydı, daha ucuz ve daha etkili olan ‘karadan fırlatma kalibreleri’ kullanıyor olurlardı. Kullanmıyorlar çünkü Rusya, ABD çekilmesine rağmen INF’ye uymaya devam ediyor. Aynısı ABM için de geçerlidir. Rusya anlaşmalarına sadık kalan taraf olmayı sürdürdü.

‘NATO CEPHANELİĞİ VAROLUŞSAL TEHDİT’

  • NATO bu işin neresinde?

Ruslar her zaman anlaşmada Amerika’nın nükleer cephaneliğini NATO nükleer şemsiyesine entegre etmesine dikkat çektiler. ‘Amerika’nın olduğu her anlaşmada NATO cephaneliği de dahil edilmeli.’ dediler. Fransa ve İngiltere’nin nükleer silahları herkesin malumu. ABD ise her defasında ‘Hayır, bu sizinle bizim aramızda. İkisi asla bir araya gelemez.’ dedi.

Şimdi ABD ve Rusya arasında bir nükleer savaş çıksa, ABD hemen hile yapıp savaş başlığı sayısını 1550’den iki katına, 3000’e çıkarabilecek durumda. Ayrıca Avrupa’daki NATO cephaneliği de buna dahil. Dolayısıyla bu füzeler karşılıklı birbirini vurduğunda ABD hala Rusya’nın iki katı başlığa sahip olacak. Ruslar, burada bir varoluşsal tehdit olduğunu söylüyorlar.

‘RUS SİLAHINI DURDURACAK TEKNOLOJİMİZ BULUNMUYOR’

Putin, 2018’de yaptığı bir sunumda yine ne yapacaklarını açıkladı. Yeni tür silahlar ürettiler. Sarmat füzeleri buna örnektir. Bunun menzili o kadar uzun ki Güney Kutbu’nun üzerinden bile geçebilir. Bu şu yüzden önemli, orada savunma hattı yok. Amerikan radarı yok, hiçbir şey yok. Füzeler kısa sürede Amerika’ya ulaşabilir ve neye uğradığımızı şaşırırız.

Ayrıca hipersonik manevra başlığı Avangard adında bir şey daha tasarladılar. Bunlar Sarmat füzelerine de yerleştirilebiliyor. Ve bu durdurulamaz bir teknoloji. Amerikalılar bunu vuracak hiçbir şey üretemezler. Ayrıca Rusya, konvansiyonel savaş başlıkları için de kullanabilir. Ve sadece bu şekilde bile ABD’nin doğu kıyısındaki tüm yaşamı yok edebilirler. İnisiyatif yine Rusya’nın elinde.

Ruslar bu hamleleri yaptı çünkü ABD’nin anlaşmalardan çekildiği bir ortamda nükleer caydırıcılığa sahip olmak için silah üretmekten başka seçeneği yoktu.

ABD nükleer savaşı göze alamaz - Resim : 3

‘DENETİMLERİ ENGELLEDİLER’

  • Yeni START’ın denetleme faaliyetleri hayata geçirilebildi mi?

Anlaşma kapsamında yılda 18 denetime izin veriliyor. Önce pandemi, sonra Avrupa’nın Rus uçaklarını yasaklaması ve ABD’nin vize vermemesi nedeniyle Rus denetçilerin faaliyetlerine izin verilmedi. Ancak ABD buna rağmen geçen yıl ağustos başında Rusya’ya bir ekip göndermeye kalktı. Ruslar da ‘Biz denetleyemezsek siz de denetleyemezsiniz.’ diye yanıt verdi.

Şimdi ise ABD ve NATO’nun son açıklamalarından sonra Ruslar şunu söylüyorlar: Siz Batı olarak Rusya’nın stratejik yenilgisini hedeflediğinizi söylüyorsunuz. Bu durumda biz neden stratejik nükleer silahlarımızı bizi yeneceğini ilan edenlerin denetimine açalım?

STRATEJİK YENİLGİ HEDEFİNİN ANLAMI

  • Bu ‘stratejik yenilgi’ ifadesi tam olarak ne anlama geliyor?

Bizim bundan anladığımız ve Rusların da ifade ettiği, en temelde Rusya’yı içeriden sosyal ve siyasi olarak çökertmektir. Söz konusu olan NATO güçlerinin Moskova’yı işgali değil. Putin rejiminin sonunu getirmek ve yerine Batı’nın aynı 90’lardaki gibi Rusya’yı ekonomik ve siyasi açıdan kontrol edebileceği bir yönetim kurmaktır. Stratejik yenilgi budur. Rusya da artık bu koşullar altında bu ‘nükleer oyunu’ sürdürmeyeceğini söyledi.

Sahip olduğu silah üstünlüğü dolayısıyla Rusya’nın dev bir silahlanma yarışına girmesine gerek yok. Tehlike Rusya’dan değil ABD’den geliyor. Gelecekteki herhangi bir silah kontrol anlaşması, Amerikalıların kötü niyetle müzakere ettiklerini Yeni START’ın bir devamı olmayacaktır. Bu yüzden tüm yapıyı gözden geçirecekler. Ve füze savunması olmadan gelecekte silah kontrolü olamaz. Amerika için hazmetmesi zor bir karar. Ayrıca gelecekteki bir anlaşma İngiltere ve Fransa’yı da kapsamak zorundadır. Çünkü Rusya’nın stratejik yenilgisinden bahseden sadece ABD değil, doğrudan doğruya NATO’dur. NATO’nun nükleer cephaneliği masadadır. Artık imzalanacak yeni bir anlaşma ‘Amerika’ya karşı Rusya’ denklemine indirgenemez.

‘ABD YENİ BİR SİLAHLANMA YARIŞINI GÖZE ALAMAZ’

Ve Amerika yeni bir silahlanma yarışını göze alamaz. Bu kaybedeceğimiz bir kumar. Maliyetlerin altından kalkamayız. Zaten bütçe tarihin en zor durumunda. Anlaşmaların devreden kalkması faturaların üç katına çıkması demek. Trilyonlarca yeni silah yükünü kimse kaldıramaz.

Rusya’nın oynadığı kumar ise ABD’de sağduyunun galip gelmesi, müzakere masasına oturulması ve füze savunmasının da anlaşmaya dahil edilmesidir. Gerçekten de akla mantığa uygun olan budur. Çünkü işe de yaramıyor. Yıllar boyunca füze savunmasına milyarlarca dolar akıttık ve Rus teknolojisini alt edecek bir sistem geliştiremedik. İngiltere ve Fransa da Avrupa’nın sağduyusuyla böyle bir anlaşmaya katılabilir.

Ancak Rusya bir daha asla kendisiyle kötü niyetli bir pazarlık yapılmasına izin vermeyecektir. Rusya antlaşma yapmaktan mutluluk duyacaktır. Ancak bir anlaşmaya çaresizce ihtiyaç duymuyor ve bu da silah kontrolünün ortadan kalktığı anlamına geliyor.

TÜRK DİPLOMATLAR BATI’YA BASKI YAPMALI

  • Öyleyse nükleer çatışmaya daha yakın durumda mıyız?

Size hemen söyleyeyim. Eğer silah kontrolünü ortadan kaldırırsak ve silah kontrolümüz olmazsa, nükleer çatışma sadece mümkün değil, muhtemeldir. Bu son derece tehlikelidir ve bugün gezegendeki herkes için bunun en üst düzey siyaset meselesi olması için bir uyanış çağrısı olmalıdır.

Bu sadece ABD ve Rusya’yla alakalı değil. Herkesi etkiliyor. Türkiye halkını da, bu sizin de kaderiniz. Diplomatlarınız Rusları müzakere masasına oturtmak için onlara ulaşmalı ama Amerikalılardan, Fransızlardan ve İngilizlerden iyi niyetle ve Rusya’nın taleplerini karşılayacak şekilde müzakere etmelerini talep etmeliler.

Rusya, eğer silah kontrolüne gireceksek, yerine getirilmesi gereken koşullar şunlardır deme hakkını kazanmıştır. Batı buna saygı duymalı ve karşılık vermelidir çünkü bunun alternatifi sadece kötü diplomasi değildir. Alternatif, tüm insanlığın hayatta kalması meselesidir.

YARIN: ABD’nin Kuzey Akım sabotajı ve Türkiye’nin çıkarması gereken dersler

ABD Rusya Savaş Ukrayna Nükleer