08 Mayıs 2024 Çarşamba
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ABD’nin göbeğine dikilen Atatürk heykeli

Aydınlık soruyor, emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş cevaplıyor. Savunma ve enerjiye dair tüm gelişmeler; S-400'ler, F-35'ler ve millî imkanlara ilişkin merak edilenler... Eski Milli Savunma Direktörü, Washington ve Atina Silahlı Kuvvetler Ateşesi Beyazıt Karataş sorularınızı cevaplıyor.

ABD’nin göbeğine dikilen Atatürk heykeli
A+ A-
E.Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş

1)19 Mayıs 1919 Milli Mücadelemizin 100’üncü yılı ile 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Haftası’nın anlamını dikkate alarak 2004 yılında ABD’nin başkenti Washington-DC’ye ilk kez Atatürk Heykeli dikilmesinin hikayesini anlatır mısınız?

2003-2005 yılları arasında T.C. Vaşington (Washington) Büyükelçiliği’nde Kıdemli Askeri Ataşe ve Hava Atateşi olarak görev yaptım. 30 Ağustos 2003 tarihinde göreve başladıktan hemen sonra 15 Eylül 2003 tarihinde ABD Hava Kuvvetleri Derneği (AFA) ve ABD Hava Kuvvetleri’nin evsahipliğinde Washington DC’de düzenlenen kongreye ve Dünya Hava Kuvvetleri Komutanları Toplantısı’na 90 ülkenin Hava Kuvvetleri Komutanlarının yanısıra 25’inci Türk Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Halil İbrahim Fırtına katılmıştır.

T.C. Vaşington Büyükelçisi O. Faruk Loğoğlu tarafından daha önce 1991-1993 yılları arasında T.C. Vaşington Büyükelçiliği’nde Kıdemli Askeri Ataşe ve Hava Atateşi olarak görev yapan Org. Fırtına onuruna verilen akşam yemeği sırasında büyükelçilik kabul salonunda yeni bir Atatürk Büstüne ihtiyaç olduğu dile getirilmiştir. Bunun üzerine Org. Fırtına, “Sayın Büyükelçim Türkiye’ye döner dönmez bir Atatürk Maskı ve Atatürk Heykeli’ni Büyükelçiliğimize hediye olarak göndermek istiyorum” demiştir. Bu gelişmeler üzerine Ekim 2003 ayı içerisinde Atatürk Maskı ve Atatürk Heykeli Büyükelçiliğimize gönderilmiş ve Askeri Ataşelik tarafından teslim alınmıştır.

27 Ağustos 2004 tarihinde, T.C. Vaşington Büyükelçiliği tarafından Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan gerekli izinler alındıktan sonra ilk defa bir büyükelçilik bahçesine kaidesi hariç 2.75 metre boyunda “Mustafa Kemal Atatürk’ ün” bir heykeli Askeri Ataşelik koordinesinde dikilmiştir.

27 Ağustos 2004 tarihinde ayrıca, Türk Büyükelçiliği tarafından başta 10 Kasım ve Milli Bayramlar olmak üzere çeşitli toplantı ve faaliyetler için kullanılan kabul salonu duvarına yine Askeri Ataşelik koordinesinde bir “Atatürk Maskı” takılmıştır.

30 Ağustos 2004 tarihinde, Askeri Ataşelik tarafından verilen resepsiyon sırasında Atatürk Heykelinin Türk Büyükelçiliği bahçesine dikilmesi, Atatürk Maskının kabul salonu duvarına takılması ABD’nde yaşayan yurttaşlarımız ile Türk dostu Amerikalılar tarafından sevinçle karşılanmıştır. Bu tarihten sonra 10 Kasım Atatürk’ü Anma çelenk koyma törenleri Atatürk Heykeli önünde yapılmıştır. Büyükelçiliğimizi ziyarete gelenler veya bir faaliyete katılanlar genelde anı fotoğrafı çektirmeden artık ayrılmamaktadır.

ABD Kongresinde, ABD Dışişleri Bakanlığında, ABD Savunma Bakanlığında, Rum ve Ermeni Diasporası ile bölücüler tarafından desteklenen düşünce kuruluşlarında ABD’de yaşayan ve Türkiye’den gelen katılımcılar tarafından “Kemalizm yıkılmalıdır”, “TSK’nin siyaset içerisindeki yeri azaltılmalıdır” tartışmalarının yapıldığı bir dönemde, Atatürk Heykelinin Büyükelçilik bahçesine dikilmesi, Atatürk Maskının Büyükelçilik kabul salonu duvarına takılması bunu açıkça bir yazısında dile getiren başta Graham Fuller olmak üzere bazı çevrelerde elbette hayal kırıklığı yaratmıştır.

Bu haberi, Washington DC’de temsilciliği bulunan gazete ve televizyon temsilcileri görmek istememiş, sadece Gazeteci Savaş Süzal “Washington’un göbeğine Atatürk heykeli diktik”, “Amerikalılara inat elçiliğe Atatürk heykeli diktik” başlıkları ile bu haberi temsilcisi olduğu gazetelerde yayımlamıştır. (1)

ABD%20T.C.%20Va%C5%9Fington%20B%C3%BCy%C3%BCkel%C3%A7ili%C4%9Fi%20kabul%20salonunda%20bulunan%20Atat%C3%BCrk%20mask%C4%B1
ABD T.C. Vaşington Büyükelçiliği kabul salonunda bulunan Atatürk maskı

Washington DC Massachusetts Avenue üzerinde bulunan T.C. Vaşington Büyükelçiliği’nden yaklaşık iki kilometre uzaklıkta karşı kaldırımda ve aynı cadde üzerinde ise İngiltere Büyükelçiliği yer almaktadır. İngiltere Büyükelçiliği önünde zafer işareti (Victory) yapan İngiliz Başbakanı Winston Churchill’in heykeli bulunmaktadır. Türk Büyükelçiliğinin bahçesine Mustafa Kemal Atatürk’ün heykeli konulmasından sonra geçmişte birbirlerine düşman olan iki devlet adamının Washington DC’de aynı caddede ve çok yakın bir mesafede karşı kaldırımlarda heykellerinin yer alması, tarihin bir cilvesidir. Ama gerçek olan şu var ki, artık Churchill’in suratındaki eski “gülümsemenin” yerini yakınına Atatürk Heykeli’nin dikilmesinden sonra bir “endişenin” kapladığını yoldan geçerken hissetmek mümkündür.

ABD%20Connecticut%20New%20Haven%E2%80%99deki%20Atat%C3%BCrk%20heykeli
ABD Connecticut New Haven’deki Atatürk heykeli

10 Kasım 2013 tarihinde ABD’de yaşayan Türk-Amerikalılar tarafından ABD’deki Türkiye Büyükelçiliği ve Amerikan Atatürk Toplumu (AAT)’nun katkılarıyla bu sefer T.C. Vaşington Büyükelçiliği’ne dikilen heykelden sonra ilk kez kamuya açık bir alanda 75’inci ölüm yıldönümünde Atatürk için T.C. Vaşhington Büyükelçiliği Rezidansı’nın hemen yanında bir Atatürk Heykeli dikilmiştir. (2)

ABD Washington DC’deki Büyükelçilik Rezidansımızın yanındaki Atatürk Heykeli
19 Mayıs 2016 tarihinde Yalova Belediyesi tarafından 2010 yılında gönderilen yine ABD’de yaşayan Türk-Amerikalılar tarafından Connecticut Eyaleti New Haven’de oluşturulan Ata Parkı’na Atatürk Heykeli dikilmiştir. (3)

ABD%20T.C.%20Va%C5%9Fington%20B%C3%BCy%C3%BCkel%C3%A7ili%C4%9Fi%20bah%C3%A7esinde%20bulunan%20Atat%C3%BCrk%20heykeli
ABD T.C. Vaşington Büyükelçiliği bahçesinde bulunan Atatürk heykeli

Turistlerin Washington DC gezileri sırasında tur rehberlerinin Büyükelçiliğimizi işaret ederek şu anda “Modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün heykelinin önünden geçiyoruz” anonsunu artık duyabilirsiniz. https://travel.sygic.com/tr/poi/t-c-washington-buyukelciligi-poi:26553132

Bu açıklamalarımdan sonra yazılı ve görsel medyamızda sık sık paylaşılan dünyada Atatürk heykellerinin ve büstlerinin bulunduğu ülkeler ve yerlerine, T.C. Vaşington Büyükelçiliğimizde bulunan ABD’nde ve T.C. Büyükelçiliklerinin içerisinde ilk dikilen Atatürk Heykeli’nin ilave edilmesini ve arşivlerinin güncellemelerini sizlerin de yardım ve hatırlatmalarıyla yapacaklarını umuyorum.

19 Mayıs 1919 Milli Mücadelemizin 100’üncü yılı ile 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızı ve diğer bayramlarımızı nice yüz ve bin yıllarca aynı çoşku ve heyecanla kutlayalım.
(1)http://www.gazetevatan.com/amerikalilara-inat-elcilige-ataturk-heykeli-diktik-35993-gundem/
(2)http://www.hurriyet.com.tr/gundem/washington-da-tarihi-gun-abd-nin-ilk-ataturk-heykeli-25086781
(3)https://odatv.com/bizde-yikilirken-orada-neler-oluyor-2005161200.html

2) ABD uzun zamandır İran’a karşı sürdürdüğü düşmanca davranışlarını son zamanlarda uyguladığı askeri ve ekonomik baskılarla artırmaktadır. ABD’nin Ortadoğu Bölgesine yaptığı askeri yığınak bölgede sıcak bir çatışmaya yol açar mı? Türkiye nasıl bir politika izlemelidir?

ABD’nin göbeğine dikilen Atatürk heykeli - Resim : 4

ABD’nin halen dünyada dönem, zaman ve intikallere bağlı olarak sayıları değişmekle birlikte bir fikir vermesi açısından yaklaşık 177 ülkede 800 askeri üssü ve bu üslerde yani ana kıtası dışında 200 bin askeri personeli bulunmaktadır. ABD’nin Türkiye dahil Ortadoğu’daki askeri personel sayısı yaklaşık 55 bindir.

Enerji kaynakları açısından Dünya petrol rezervlerinin yüzde 61’ine, dünya doğalgaz rezervlerinin yüzde 41.2’sine sahip Ortadoğu’daki ABD’nin askeri varlığının neleri hedeflediği çok açık bir şekilde ortadadır. ABD’nin son aylarda zaten var olan askeri gücünü askeri yığınağını Doğu Akdeniz, Basra Körfezi, Kızıl Deniz’de İran’ı bahane ederek artırması zaten “Barut Fıçısı” olan Ortadoğu’daki gerilimi iyice artırmıştır.

Önceki yıllarda da kendisine baskı olmasına rağmen 2003 yılından itibaren yani 2’nci Körfez Harbinden sonra sıranın kendisine geleceğini bilen İran, başta Irak ve Suriye olmak üzere etkinliğini artırmaya çalışmış, 2011 Suriye İç savaşının başlamasıyla birlikte Suriye’nin yanında yer almış, kendisinin güvenliği için Rusya ile birlikte “İleriden Savunma” politikasını uygulamaya koymuştur.

ABD’nin İran ile yapılan nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilmesi, İran’dan petrol alımına ve ticaretine ekonomik yaptırımlar uygulaması gerginliği iyice artırmış, ABD’nin kural tanımaz tutumu bölgedeki tansiyonu yükseltmiştir.

Dünyadaki ABD’nin politikalarının amacı; Rusya’nın yükselişini durdurmak, Avrupa’daki Rus etkisini azaltmak, İsrail’in güvenliğini sağlamak, İran’ı istikrarsızlaştırarak kuşatmak, Orta Asya ve Pasifik’teki Rus ve Çin liderliğindeki siyasi ve askeri oluşumları engellemek olarak özetleyebiliriz.

1997-1998 yıllarında yine ABD ve AB tarafından İran’a yaptırımlar gündeme gelmiş ve ekonomik olarak özellikle AB tarafından İran’dan petrol alınması engellenmek istenmişti. 1998 yılında İran Milli Gününe katılmak üzere Türk Ataşeliğini temsilen İran Büyükelçiliği’ndeki davete katıldım.

Normalde aralarında gerginlik olması nedeniyle diplomatik olarak Alman Savunma Ataşesinin davete katılmaması gerekirdi fakat ne ilginçtir ki AB ülkelerinden sadece kendisi vardı. Alman Savunma Ataşesine “aranızda İran’la AB olarak gerginlik olmasına rağmen neden davete katıldığını” sordum. Cevabı çok netti, “Karataş, Almanya İran’dan petrol almak zorunda” dedi. Yine başka bir ilginç olay, ABD Savunma Ataşesinin davete katılmasıydı. Birçok nedenle katıldığı kesin olan ABD Ataşesinin amaçlarını daha sonra yine yeri geldiğinde sizlerle paylaşacağım.
ABD ve İsrail İkinci Körfez Harbinden yani Irak Harekatından hemen sonra 2004-2005 yıllarında nükleer kabiliyetini geliştirmesini engellemek bahanesiyle İran’a karşı harekat yapmayı planlamış, İsrail ABD’nin 43’üncü Başkanı George W. Bush’u ikna etmek için büyük baskı yapmıştı.

2003-2005 yılları arasında T.C. Vaşington (Washington) Büyükelçiliğinde Kıdemli Askeri Ataşe ve Hava Atateşi olarak görevim sırasında ABD Kara Harp Akademisi’nde İran’la ilgili yapılan bir çalışma sonucu bilgisi bana ulaştı. “ABD tarafından İran karşı bir harekat yapılması halinde Türkiye’nin tavrı ne olacaktır?” sorusuna akademi müdavimlerinden “tarafsız yani nötr kalacaktır” tespitinin yapıldığı belirtildi.

2005 yılı ilk yarısında İsrail’in Washington Büyükelçiliği Savunma Ataşeliğinden Washington’da görevli diğer ülke ataşelerine bir brifing daveti yapıldı. Brifing konusu özetle İran’a Müdahale yapılması gerekliliğine ilişkin hususları kapsıyordu. İsrail tarafından diplomatik kuralların dışında böyle bir girişimin özetle; İran’a müdahale hususlarında ABD ile ters düşüldüğü, ABD’ye İran konusunda baskı yapıldığı fakat sonuç alınamadığı, bu girişimin ayrıca kendi iç politikasında kullanmaya yönelik olduğu ve uluslararası destek aramak için yapıldığı çok net anlaşılıyordu. Daha sonra bu brifing girişimi iptal edildi. Yani ABD İsrail’e “Bu brifingi vermeyin” dedi.

İptal edilen brifing davetini yapan ve brifingi verecek kişi, daha önce Irak nükleer reaktörüne karşı 07 Haziran 1981’de İsrail Hava Kuvvetleri tarafından yapılan hava taarruzunda yer alan sekiz F-16 pilotundan birisi ve 31 Mayıs 2010’daki Mavi Marmara Katliamı sırasında İsrail Askeri İstihbarat Başkanı olan İsrail’in milli kahramanı Hava Pilot Tümgeneral Amos Yadlin’di.
Mevcut durumda ABD, İran’ı kışkırtmak için her türlü politik ve ekonomik yolu denemekte, denemeye de devam edecektir. Düşünebiliyor musunuz? Hem İran’a karşı İsrail ve Körfez Ülkeleri ile işbirliği yaparak düşmanca davran, hem de İran’ı saldırgan gösterecek açıklamalarda provakasyonlarda bulun. ABD tek başına yürütemeyeceği bir saldırı için yine koalisyon ortakları aramakta yalan haberlerle kendisine inanan bir kamuoyu oluşturmaya devam etmektedir.

Sonuç olarak; 2020 seçimlerini dikkate alarak ABD ve İran arasındaki mevcut gerginliğin devam edeceğini, bu kadar büyük askeri güçlerin yer aldığı bir ortamda bazı çatışmaların yaşanabileceğini, geçmişte yaşanmış, verdiğim örneklerden de anlaşılacağı gibi ülkelerin farklı menfaatlerinin bulunduğunu, ABD’nin koalisyon desteği oluşturmadan tek başına başarılı olma oranının düşeceğini, savaş türlerinin değiştiğini, vesayet savaşları döneminin yaşandığını ve bu nedenle bilinen anlamda kısa vadede büyük bir savaşın çıkmayacağını, en büyük nedenin ise İran’ın başta Rusya ve Çin’in desteğini alacağını, ABD-İran gerginliğinde komşularıyla iyi geçinmeye devam eden milli menfaatlerine uygun kilit ülkenin Türkiye olduğunu, İran düşerse sıranın Türkiye’ye geleceğini aklımızdan çıkarmamak gerektiğini değerlendiriyorum.

3) Bir savaş pilotu olarak yaşadığınız önemli olaylardan birini bizlerle paylaşır mısınız?

Madem böyle bir soruyla karşılaştım. O zaman sıkmadan gündem ve zaman uygun oldukça özellikle 15 Temmuz sonrası yeniden yapılanma süreci içerisinde olan Hava Kuvvetlerimizin çatısı altında görev yapmak isteyen pırıl pırıl gençler dahil iyi ve kötü yüzlerce anılarımdan faydalanarak tecrübelerimi, tavsiyelerimi, duygularımı da katarak sizlerle paylaşmayı bir vatan borcu olarak görüyorum.

HAVACILIKTA HER YÖNERGE KANLA YAZILIR
21 Eylül 1978 tarihinde teğmen rütbesindeyken Konya’da eğitim uçuşu sırasında çift kişilik uçağımızda meydana gelen teknik bir arıza nedeniyle düşecek olan F-100F tipi savaş uçağından son anda uçuş öğretmenim Yüzbaşı Mete Sedefoğlu ile birlikte paraşütle atlayarak kurtuldum.

Daha sonra tekrar uçabilir raporu alıp ve diğer şartları sağlayarak yine beraber kaza geçirdiğimiz uçuş öğretmenim Yüzbaşı Sedefoğlu ile uçmaya başladım. Hava Kuvvetlerinde paraşütle atlayanların statüsü emekli olduğum 2012 tarihine kadar belli değildi. Halihazırda da belli olduğunu ve bir usule bağlandığını zannetmiyorum, neden diye sorarsanız öyle bir özel durum ki ancak böyle bir olayı yaşayanlar anlayabilir ve geleceğe yönelik uygulamalar yapabilirler. Belki bu açıklamamdan sonra ülkemizin bu kadar sorunu arasında paraşütle atlayan ve halen görevde bulunan birkaç üst düzey komutanımızın önerileri ile yeni uygulamalar hayata geçirilir. Yeri gelmişken bu hatırlatmamın 15 Temmuz sonrası yeniden yapılanmak için gayret sarf eden Türk Hava Kuvvetleri’nin moral ve disiplinine ufak bir katkı sağlamaya yönelik önerilerim olarak görülmesini istiyorum. Havacılıkta her yönerge kanla yazılır.

Jet uçağını fırlatma sandalyesi ile terkederek paraşütle atlama konusunu şu anlamda belirtmek istiyorum, kurtulabilenlerin statüsünün belli olmadığını ifade etmiştim, gazi statüsünde de değillerdir. Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından herhangi bir belge veya şerit rozet verilmez. Eğer siz müracaat ederseniz yabancı sandalye firması sertifika ve rozet göndermektedir. Savaş uçağından paraşütle atlamak örneğin sportif amaçlı paraşütle atlamaktan farklıdır. Bu zorunlu bir atlayış, düşen uçaktan ayrılmaktır. Saatte yaklaşık 750 kilometre hızla giden bir vasıtadan fırlatma sandalyesi ile daha sonra paraşütünüzün açılıp, atlayıp, kurtulmaktır. Bütün bu olayların siz atlama kolunu veya kollarını çektikten sonra birkaç saniye içinde otomatik olarak yapıldığı düşünüldüğünde ne kadar hayati bir unsur olduğunu anlayacağınızı umuyorum. Ama uçuş için yeniden sevdiklerinize ve pilotluk mesleğine dönmek için önemli bir emniyet unsurudur. Tekrar uçuşa dönmek ise şansınıza, sağlık durumunuza ve psikolojinize bağlıdır.

Jet%20u%C3%A7a%C4%9F%C4%B1n%C4%B1%20f%C4%B1rlatma%20sandalyesi%20ile%20terkederek%20para%C5%9F%C3%BCtle%20atlama%20(temsili)
Jet uçağını fırlatma sandalyesi ile terkederek paraşütle atlama (temsili)

KISSADAN HİSSE
21 Eylül 2012 tarihinde yani paraşütle atladığım tarihten ne tesadüf ki tam tamına 34 yıl sonra Silivri mahkemesinde “Balyoz Kumpası” kararı açıklanmıştır. Karar okunurken aklıma tam 34 yıl önce geçirdiğim uçak kazası geliyor, ama bu kez uçağımla Konya bölgesinde değil ABD-CIA Piyonu FETÖ/PDY kontrolunda olan ülkemizde bizlere düşman hukukunun uygulandığı Silivri Hapishanesi üzerinde uçuyorum, uçağım yerden açılan uçaksavar ateşi ile vuruluyor, ikinci kez paraşütle atlamak zorunda kalıyorum ve bu kez düşman eline yaralı bir şekilde esir düşüyorum. Benden adımı, soyadımı ve rütbemi söylememi istiyorlar. Tek bir cümle ile cevap veriyorum: “Mustafa Kemal’in askerleriyiz.”
Hava Kuvvetlerinde görevli “uçan, uçuran ve onları destekleyen çelik kanatlara” emniyetli uçuşlar diliyorum.
Vatanı uğruna hayatını veren tüm şehitlerimize yüce Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhları şpad mekanları cennet olsun. Gazilerimize ise uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum.

Son Dakika Haberleri