29 Nisan 2024 Pazartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Akademisyen Deniz Tansı: NATO bilançosunu çıkaralım

Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Tansi, Türkiye ile ABD ve NATO'nun terörle mücadele tanımlarının farklı olduğunu söyledi. Tansi, “NATO'nun bir takım yükümlülüklerü var. Bizim bir bilanço çıkarmamız lazım” dedi

Akademisyen Deniz Tansı: NATO bilançosunu çıkaralım
A+ A-
SEDA ANIK

Türkiye'nin terörle mücadeledeki kararlı adımları ile denizlerdeki haklarını korumaya yönelik hamleleri, sık sık ABD ve NATO'nun sert uyarılarıyla karşılaşıyor. Hatta "sözde müttefik" olarak ifade edilen Türkiye'ye yönelik düşmanca tavırlar, uyarıların ötesinde terör örgütlerine silah verilerek yürütülüyor. Peki Türkiye, bu sözde müttefikleri ile ilişkilerini nasıl ilerletecek? ABD ile 'terörle mücadelede ortak anlayış' nasıl sağlanacak? NATO ile ortak bir amaç bulunabilecek mi?

Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Tansi, sorularımızı yanıtladı.

  • NATO Savunma Bakanları toplantısında Irak misyonunun genişletilmesi kararlaştırıldı. Böylece Irak’taki NATO askeri sayısı 4 bine çıkarılacak. Siz

bu son gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

"Aslında Soğuk Savaş bittiğinden bu yana, NATO’ya yeni misyonlar yüklenilmeye çalışılıyor. Daha önce NATO, iki kutuplu bir dünyada sözde Sovyet tehdidine ve yayılmacılığına karşı varlık gösteriyordu. Enteresandır ki NATO’nun 'kolektif savunma'yı öngören ünlü beşinci maddesi, Sovyetler Birliği için değil El Kaide için 11 Eylül’den sonra kullanıldı. NATO, Soğuk Savaş sonrası bir arayışa girdi. Bu arayışa bakıldığında aslında klasik anlamda Avrupa’nın korunması konseptinden daha geniş alanlarda, dünyanın çeşitli yerlerinde kendine misyonlar edindi. Irak’taki bu yapılanma da Soğuk Savaş sonrasının önemli bir yansıması. Bu noktada PKK/PYD terörünü meşrulaştırmak açısından, IŞİD sopasını kullandılar. Ve Biden’ın yemin ettiği gün Bağdat’ta patlamalar başladı. Bir yandan bakıyoruz IŞİD saldırıları, bir yandan bakıyoruz PKK/PYD saldırıları. NATO’nun da aynı zemini kullanması bir rastlantı olmasa gerek. Tabi NATO’nun misyonunu güçlendirme kararı; biraz da ABD’nin özellikle Biden yönetimi ile beraber, tek başına hareket ediyor gibi gözükmek istememesinden kaynaklanıyor."

  • Biden yönetimi göreve başlamadan önceki son NATO toplantısında, "transatlantik işbirliğinin güçlendirilmesi” vurgusu yapılmıştı. Bu adımların

atılmasını mı izliyoruz şu anda?

"Tabi, bu boyutuyla bir izdüşüm olarak değerlendirilebilir. Ancak gerek Irak gerek Suriye derinliğine bakıldığında bölge kolay bir bölge değil. Pençe Kartal ve Gara operasyonları ile ülkemizin ortaya koyduğu hareketlilik önemli. Operasyon, şehit edilen 13 vatandaşımız ile gündeme geldi ama Türkiye burada Sincar bölgesini de kontrol edebilecek PKK/PYD terörünün, Suriye-Irak derinliğinde sözde bir devletçik olarak büyümesini engelleyecek önleyici operasyonlar zincirini beraberinde getiriyor. Ancak kamuoyuna hem iç hem dış odaklar tarafından farklı yansıtıldı. NATO açısından bölgeyi kontrol edebilmek son derece önemli. Ama çelişkili kısmı, biz de NATO üyesiyiz. Karşımızdaki çelişik tablonun acı zemini şu ki, ABD himayesinde ve kontrolünde bir PKK terörü var. Üyesi olduğumuz NATO da bu zeminde. Bölgedeki tek NATO ordusu Türk ordusu, tek NATO üyesi Türkiye. Bu kadar çelişkili bir tablo olabilir mi? Bir yandan ülkelerin toprak bütünlükleri tehdit altında olacak, bir yandan Türkiye IŞİD, PKK, FETÖ terörü ile karşı karşıya kalacak, bir yandan üyesi bulunduğumuz NATO bir açılım ortaya koyacak... Ortada yanıtlanması zor sorular var."

'HADİ CANIM SENDE!'

  • O zaman NATO’nun Ortadoğu’daki misyonunu genişletme kararı, bir anlamda Türkiye’yi kontrol altında tutma amaçlıdır diyebilir miyiz?

"Türkiye NATO’nun üyesi. Dolayısıyla NATO’nun böyle bir çevreleme politikasında, Türkiye’nin içinde bulunduğu NATO ile ilişkilerini ele aldığımızda, NATO’nun kendi 'var olma sorununu' daha fazla gündeme getiren bir tablo ile karşı karşıyayız. İşin içinden NATO üyesi olduğumuz için çıkamıyoruz, ABD müttefikiyiz. Türkiye elbette ki terörle mücadeleden asla vazgeçmeyecektir. Bu Türkiye için bir beka sorunudur. Teröre karşı bizim farklı nedenlerle tolerans gösterme durumumuz söz konusu olamaz."

  • Peki Türkiye NATO’dan çıkarsa, bu çelişki sona erer mi?

"Bir takım yükümlülükler var. Bizim bir bilanço çıkarmamız lazım. Zira mesele şu, Soğuk Savaş sonrasında temel tehdit ne olarak gündeme geldi? Terör. E şimdi biz nasıl bir ittifakız? Beşinci maddeyi düşündüğümüzde biz teröre karşı ittifak olacağız. Ama bizim terör örgütü olarak gördüğümüz yapılara ABD terör örgütü olarak bakmıyor. Ne yapıyor, 'PKK terör örgütüdür, PYD değildir' diyor. İsmet Paşa’nın bir sözü vardır, 'Hadi canım sen de!'

"NATO’nun içerisinde, son derece önemli kontrterör misyonları var. Ve aynı zamanda NATO içerisinde mükemmeliyet merkezleri var. Bu mükemmeliyet merkezlerinden biri Ankara’da, 'terörle mücadeleyi' içeren bir mükemmeliyet merkezi. Peki biz hangi teröre karşı ortak bir çerçevede ittifak kurabiliyoruz? İttifakı hangi noktada devam ettirebileceğiz? Eğer ortak bir terör tanımı yaparsak, ortak bir yapılanma içerisine girebiliyor muyuz? Birbiriyle bağlantılı sorular. Bizim terör tanımlamalarımız çok farklı. E peki, biz nasıl ittifakız? Bu ciddi bir stratejik ve yapısal sorun."

  • ABD PKK’ya destek vermeye devam ederken, hem NATO hem de ABD ile ilişkilerde nasıl bir süreç bizi bekliyor?

"Sayın Cumhurbaşkanı da adlı adınca söyledi. Gara operasyonundan sonra PKK/PYD ile ABD arasındaki bağ, devletin en üst makamı tarafından dile getirildi. Bu tarihe not olarak düştü. Bir başka noktada da, Biden yönetiminin atamalarına bakalım, Brett McGurk, Lyod Austin... Austin, PKK/PYD’yi silahlandıran adam, McGurk de siyasi akıl hocası. E şimdi, Biden yönetimi ile hangi noktada uzlaşabileceğiz? Bunun yanı sıra S-400 ve F-35 meseleleri ortada, Biden’ın başkan olmadan önce Türkiye’de yönetimi devirmekle ilgili söyledikleri ortada..."

'KARŞILIKLI BEKA STRATEJİSİ'

  • Joe Biden, ABD Başkanı sıfatı ile katıldığı ilk uluslararası konferans olan Münih Güvenlik Konferansı’nda da şöyle bir ifade kullandı: 'ABD geri

döndü'...

"Dostlarıyla mücadele edeceğinden söz ediyor. Bu aslında bir başka emperyal mantık. Avrupa üzerindeki vesayetini artırıyor. O yüzden Çin ve Rusya ile olan siyasal rekabeti daha da ileriye gitmiş durumda. ABD Almanya’dan asker çekme takvimini durdurdu. Almanya üzerindeki baskısını da artıracak gibi gözüküyor. ABD daha fazla müdahaleci olacaktır. Onun için ezberleri yıkma zamanı. Pentagon'un, Sorosçuluğun ön planda olduğu, hep yumuşak yüzün kullanıldığı bir Amerikan aklı ile karşı karşıya kalacağız.

"Türkiye’nin bakış açısı 'karşılıklı beka stratejisi'. KKTC’nin bekası Türkiye’nin bekası, Türkiye’nin bekası Azerbaycan’ın bekası, Azerbaycan’ın bekası Pakistan’ın bekası, Pakistan’ın bekası da Libya’nın bekası... Bu beka stratejisine başka ülkeler de eklenebilir. Türkiye’nin kimseye 'abilik' yapma gibi bir stratejisi yok. Atatürk’ten gelen mazlum uluslar dayanışmasını ortaya koyuyor."

LGBT BİR DIŞ POLİTİKA ENSTRÜMANI

"ABD’de 'Stay Walk' diye bir hareket var. Sözde ırksal, sosyal eşitsizlikler ile yola çıkıp LGBT’yi, feminizmi kendi dış politikalarında bir enstrüman haline getirdiler. Demokratların bu zemininin de dış politikada altının çizilmesi gerekiyor. Sözde demokratlık adı altına Türkiye’yi uluslararası platformlarda mahkum etmek isteyecek siyasetler ortaya koyacaklardır. Emarelerini görüyoruz. Zor bir zemin, ama Türkiye hepsinin üstesinden gelir."

NATO Terör Avrupa Birliği AB ABD PKK LGBT Asker Bilanço eşcinsel