29 Nisan 2024 Pazartesi
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Amiral Yaycı'dan Erk Acerer'in o sözlerine suç duyurusu

Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, Erk Acerer'in Mavi Vatan'ı hedef alan sözleri hakkında suç duyurusunda bulundu.

Amiral Yaycı'dan Erk Acerer'in o sözlerine suç duyurusu

Gazeteci Erk Acarer, Yok 'Mavi Vatanmış', 'Yok savunma sanayiymiş' gibi söylemleri ısıtıp ısıtıp önünüze koyanlara aldanmayın. Mavi Vatan dediğiniz, mala çökmenin mucitlerinden Cihat Yaycıoğlu'nun Erdoğan'a Selefilik üzerinden iktidar ve para taşıma operasyonlarından biri." sözleriyle Mavi Vatanı hedef almıştı.

Sosyal medya hesabından paylaşımlarda bulunan Erk Acarer, seçim sonrasına ilişkin şunları yazdı:

“Siyaset yine uyur, ‘Bu kadar da olmaz ya’ havasına bürünürse 100 yılı padişahlık modeli ile kucaklaşırız. Şimdi korku adına ve ‘yerlilik-millilik’ safsatası temelinde Selçuk Bayraktar’a da söz söyletmeyenler olacaktır.

Yok ‘Mavi Vatanmış’, ‘Yok savunma sanayiymiş’ gibi söylemleri ısıtıp ısıtıp önünüze koyanlara aldanmayın. Mavi Vatan dediğiniz, mala çökmenin mucitlerinden Cihat Yaycıoğlu’nun Erdoğan’a Selefilik üzerinden iktidar ve para taşıma operasyonlarından biri.

Biliyorsunuz FETÖMETRE’nin mucidi Cihat Yaycı ve FETÖ Borsasının kurucusu Cihan Ekşioğlu zaman zaman ‘çökme operasyonlarında’ ortaklık yaptı. Mavi Vatan ise hem cihatçılara yol açma hem silah satma girişimiydi.

Saray savaş çıkarır ve damadı İHA satar. İşte yerlilik-millilik bu! Cesaretiniz varsa bunları söyleyeceksiniz. Bu gerçeklikler üzerinden muhalefet yapacak ve yurttaşa gerçek bilgileri vereceksiniz.

‘Bir Padişahlık sistemi kuruyorlar’ diye bağırıp çağırmak kolay. Boş lafı bırakıp, bariyer olacaksınız. Ama yapacaklarınızı görüyorum. ‘Bayraktar’ için bu iş ayrı o iş ayrı diyeceksiniz. Milli savunma sanayine vurgu yapacaksınız, hatta bir balonu birlikte şişireceksiniz.

Benden söylemesi… Umuyorum ki; şimdi muhalefeti sadece ‘Erdoğan zaten çok hasta, yeni dönemde yok’ düşkünlüğü ve zavallılığı üzerinden kurmaz, gelecek simülasyonlarını efektif yaparsınız.”

Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, Erk Acerer'in bu sözlerine ilişkin avukatı Candaş Gürol aracılığıyla suç duyurusunda bulundu.

İşte o suç duyurusundan ayrıntılar:

15 Temmuz Hain darbe girişiminden önce terör örgütü medyayı bireysel konular, mağduriyetler üzerinden manipüle edecek ve bu şekilde örgütle mücadeleyi yaralayacak yöntemlere başvurmaya başlamış bu hususta hain darbe adım adım hazırlanmış, FETÖ, birbirinden farklı renk ve tondaki profesyonel militanları vasıtasıyla çok iyi bildiği medyanın dilini, medyanın mutfağını, medyanın istemlerini ve beklentilerini fırsata çevirmeye çalışmıştır. Kontrollü darbe söylemlerinden gözaltına alınan örgüt mensuplarının eziyet gördüğü iddialarına, cezaevlerine atılan örgüt yöneticisi kadınlardan örgütün mahrem kadrolarını yönettiği belgelenen memurlara, örgütün beyin ana omurgasını yöneten öğretmenlere yönelik yapılan adli ve idari işlemlere kadar yüzlerce konuda toplumu manipüle edecek içerikler üretilerek medya kanalları vasıtasıyla halka servis edilmiştir. 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından ülkemizde faaliyet alanı bulamayan FETÖ/PDY ile iltisaklı gazeteci yurtdışına kaçmış sair ülkelerde yayıncılık faaliyeti altında özellikle sosyal mecralardan örgüt söylemlerini halka empoze etmeye devam etmektedir. Şüphelinin de yayıncıları ve yazarları arasında bulunduğu www.özgürüz.com FETÖ/PDY ile ilişkili olduğu yönünde yüksek şüpheler mevcuttur.

şüphelinin, bir öğreti, düşünce veya inancı başkalarına tanıtmak, benimsetmek ve yaymak amacıyla twitter üzerinden vermiş olduğu beyanlar ile FETÖ Terör Örgütü propagandası yapmış olabileceği kanaatinde olup ilgili hususa ilişkin olarak Sayın Makamınıza ihbarda bulunmaktayız. Zira şüpheli beyanlarında “Mavi Vatan ise hem cihatçılara yol açma hem silah satma girişimiydi. Saray savaş çıkarır ve damadı İHA satar. İşte yerlilik-millilik bu! Cesaretiniz varsa bunları söyleyeceksiniz.

Bu gerçeklikler üzerinden muhalefet yapacak ve yurttaşa gerçek bilgileri vereceksiniz. Bir Padişahlık sistemi kuruyorlar’ diye bağırıp çağırmak kolay. Boş lafı bırakıp, bariyer olacaksınız.” İfadelerini kullanmıştır. Söz konusu beyanlar açıkça FETÖ/PDY dilidir.

Yine şüpheli Erk Acarer 02/11/2020 tarihinde yapmış olduğu paylaşımda DAEŞ'in Viyana'da gerçekleştirdiği saldırıları Türkiye yapıyor gibi göstermiş gelen tepkiler üzerine işbu paylaşımını silmiştir. ( EK-2: Şüphelinin 02/11/2020 tarihinde Viyana saldırıları hakkında yapmış olduğu paylaşımlar)

Günlük yaşamda, “adını lekeleme, çamur atma, atıp tutma” anlamlarına gelen iftira ceza hukuku bakımından ise; bir kişinin işlemediğini bildiği halde bir kimse hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için, ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla hukuka aykırı bir fiil isnat etmesidir.

5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu şekli iftiranın kapsamını genişletmiş maddi iftirayı da bu suçun ağırlaştırılmış şekli olarak düzenlemiştir. Şekli iftira yeni kanunla ihbar veya şikâyette bulunmanın dışında basın ve yayın yoluyla da işlenebilir hale getirilmiştir. Ayrıca şekli iftira da bir suçun isnat edilmesinin dışında idare hukuku bağlamında hukuka aykırı eylem isnat etmekte de iftira suçu oluşacaktır.

Basın ve yayın yolu deyiminden ne anlaşılması gerektiğini 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu düzenlemiştir. Buna göre; basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar anlaşılır (TCK m. 6/1-g). Radyo, televizyon, gazete, internet gibi işitsel, görsel, yazılı, elektronik kitle iletişim araçlarıyla bu suç işlenebilecektir.

Şüpheli, müvekkile yönelik olarak vatana ihanet, görevi kötüye kullanmak yolsuzluk yapmak gibi pek çok gerçek dışı beyanda bulunmuştur.

Yargıtay’ın vermiş olduğu benzer kararlarda “Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığıdır. Bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekir.” denmektedir. Söz konusu paylaşımlar müvekkilin şeref, haysiyet ve namusunu, toplum içindeki itibarını, diğer fertler nezdindeki saygınlığını hedef almaktadır.

Şüpheli sürekli şekilde ardı arkası kesilmeyen ve kesilecek gibi de durmayan tweetlerle müvekkilin iç huzurunu bozmaktadır. Öyle ki bu eylemler artık taciz boyutuna erişmiştir. Müvekkil hem ülkemiz lehine çalışmaları ve hem de ülkemiz aleyhine yapılan beyanlarına karşı açıklamaları sebebiyle adeta cezalandırılmaya çalışılmaktadır. Yukarıda belirtildiği üzere; şüpheli müvekkilin ismini doğrudan kullanarak farklı zamanlarda asılsız ve çirkin ithamlarda bulunmaktadır. Böylelikle müvekkilin huzur ve sükunu da bozulmaktadır. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun düzenlendiği TCK 123. Maddesi; “ (1) Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir” hükmünü havidir. Bu suçta, fail mağduru kasten rahatsız etmekte, mağdurun huzurlu bir özel ve sosyal

hayat yaşamasına müdahale etmektedir. Hukuken bağlı seçimlik hareketli bir suç olarak tarif edilen bu suç ile korunan hukuki değerler, mağdurun iç huzuru, karar verme ve hareket özgürlüğüdür.

Şüpheli, müvekkilin ismini doğrudan kullanarak farklı zamanlarda asılsız ve çirkin ithamlarda bulunarak müvekkilin şeref ve saygınlığını zedelemektedirler. Hakaret suçunun düzenlendiği TCK 125. Maddesi; “(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir. (2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur. (3) Hakaret suçunun; a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı, b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı, c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz. (4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır. (5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.

Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; Şüpheli hakkında; bütün hayatını Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ve Türkiye Cumhuriyeti’ne adamış olan müvekkil aleyhine gerçekleştirdikleri suç teşkil eden eylemlerinden dolayı soruşturma yapılarak kamu davası açılması talep edildi.

Cihat Yaycı