09 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Anadolu Aleviliği ve bozguncular

Anadolu Aleviliği ve bozguncular
A+ A-
MURAT İNCE

Türkiye’nin yüz akı aydınlarımızdan İsmet Zeki Eyuboğlu “Gelin Canlar Söyleşelim” isimli kitabında şöyle demiştir: “Gerçek Alevi Anadolu’dur.”

Anadolu Aleviliği özgüllüğünü esas olarak 1990’lı yıllara kadar korumuştur. Bazı müdahaleler ise atıl kalmış ve Alevilerde karşılık bulmamıştır. Aleviler kendilerini her zaman Türk milletinin asli unsuru olduklarını söyleyegelmiştir. Ülke sevgisi, Türk Bayrağı, Atatürk konusundaki titizlikleri bilinir. Onlar, Cemlerini Türkçe tutar, deyişlerini Türkçe söyler ve dini ritüellerini Türkçe eşliğinde gerçekleştirirler. İster Zazaca konuşsunlar ve isterse Kürtçe konuşsunlar, ama Türkçe onların iliklerine işlemiş ve onsuz yapamaz hale gelmişlerdir. Kürtçü, Zazacı, Alevici bazı devşirmelerin Türkçeye karşı başlattıkları saldırılar ise geri tepmiş ve ret edilmiştir.

Düne kadar Anadolu Alevilerinin aklına etnik köken gelmez ve ilgilenmezlerdi. Ne zamanki emperyalizm müdahale etti, o andan itibaren “Alevicilik” boy göstermeye başladı. Emperyalist ülkelerin devlet çıkarlarına göre şekillenen Alman İslâm’ı ve Alman Aleviliği yaygınlık kazanmış Fransız İslâm’ı, İngiliz İslâm’ı ve bunların içindeki en saldırgan ve en savaş taraftarı emperyalist haydut ABD emperyalizmi de Amerikan İslâm’ı denebilecek projeleri hayata geçirmişlerdir. Batıcı İslâmcılık ile Batıcı Alevicilik ülkemizde de karşılık bulmuş ve Alevilerimiz adına ortalıkta gezen bazı federasyonlar, dernekler, vakıflar ülkelerinin yararına değil, zararına olacak girişimlerin örgütleyicileri, destekçileri oldular.

Gerek yurt dışında ve gerekse yurt içindeki Türkiye’ye karşı konumlanan Alevici kuruluşlara bakınız ya çoğunda Atatürk ve Türk Bayrağı yoktur ya da süs misali ve de tepki çekmemek için eğreti asılı durduklarına şahit olacaksınız. Bunun canlı tanıklarından biri olarak söylüyoruz; Alevi kuruluşlarının içine sızan PKK’lı ve sahte solcular derneklerde Türk Bayrağı ve Atatürk asılmasını tartışmış, kaldırtmaya yeltenmiş ve bazılarında da kaldırmayı başarmışlardır. Aleviciliğin, Alevileri kör çıkmazlara sürüklediklerini gördüğümüz için dostane uyarılarda bulunuyoruz.

Anadolu Aleviliği ve bozguncular - Resim: 1

‘ERMENİ ALEVİLER YA DA ALEVİ ERMENİLER PALAVRASI’

Bizim Ermenilerimizi tenzih ederek meseleye yaklaştığımızı belirtelim. Ermeni vatandaşlarımız milletimizin bir parçasıdır ve öyle kalacaklardır. Geçenlerde farklı haber sitelerinde, BirGün gazetesinde yer bulan ancak doğruluğu kanıtlanmayan, hatta oğlu tarafından kabul edilmeyen bir haber bu yazıyı yazmamıza sebep oldu. Haberin doğruluğu ya da yanlışlığı bir yana, Alevilere yönelik “aslınız Ermenidir” propagandası sürmektedir.

Almanya’da yaşayan eski Dev Yol geleneğinden Metin Arslan’a atfen; “Aleviydi Ermeni mezarlığına gömüldü” yönlü haber, sayısız kez paylaşıldı. Onlara göre Metin Arslan hem Alevi ve hem de Ermeni’ydi! Biz bu propagandaya yabancı değildik. Almanya’da ve diğer Avrupa ülkelerindeki Aleviler içinde sinsi çalışmaların yürütüldüğünü yıllardır dillendiriyoruz ve yazıyoruz.

Katolik ve Protestan Kiliseleri kendi devletlerinin üç sacayaklarından biridir. Diğerleri ise istihbarat örgütleri ile üniversitelerdir. Bu kuruluşlar “bilgi-işlem” merkezi görevini ifa ederler. Protestan Kilisesinin Bad Boll’deki Akademisi İslâm’a ve Aleviliğe ilgi duymasıyla tanınır ve sık sık seminerler düzenler. Alevilere yönelik çalışmaların planlandığı merkezlerin başında gelir. Kiliselerin İslâmcı ve Alevici çevrelerle ilişkileri bilinir. Ancak bu kiliselerin DİTİB (Diyanet İşleri Türk İslam Birliği-Almanya) ile ilişkileri yok denecek kadar azdır. Türkiye karşıtı tarikatlar ile Alevicilik yapanlar ise kiliselerin en sevdikleri ve desteklerini esirgemedikleri yapılanmalardır.

Avrupa’da ilk “Alevi Mezarlığı” 12 Nisan 2016 tarihinde Almanya’nın Hamburg kentinde açıldı. Aynı yıl Berlin ve ardından diğerleri sıraya girdi. Ne ilginçtir ki ilk Alevi derneği de 1989 yılında Hamburg’da kuruldu! Sözde Ermeni soykırımı yalanının işlendiği, Prof. Udo Steinbach’ın yöneticilik yaptığı, Taner Akçam’ı devşiren soykırım savunucusu, sahte belgeci Dr. Tessa Hoffmann’ın görev aldığı Orient İnstitut’da (Şarkiyat Enstitüsü) Hamburg’taydı! Bizler vatandaşlarımızın Sünni ve Alevi olarak kategorize edilmesine karşı olduğumuz gibi, Sünni ya da “Alevi Mezarlığı” girişimlerini de doğru görmüyoruz.

Avrupa’da yaşayan Alevilerimizin içine girerek, onların ait oldukları Türk milletini kötüleyerek kargaşalık yaratanlar; İslâm dışı Alevilik ve Hıristiyanlığın özünü taşıyan Alevilik propagandasını yapan kesimlerdir. Türk düşmanlığını görev bellemiş emperyalizmin beslemeleri Alevilerimizi; “Türk Alevisi, Kürt Alevisi, Zaza Alevisi, Dersim Alevisi (Dersim adı üzerine de tartışma sürmektedir. Dersim Meclisi internet sitesinden Hasan Dursun, “Dersım mı, Dersim mi, Desim mi” diye soruyor ve yanıtlıyor.) diye ayırarak karşıt duruma gelmeleri için çalışmaktalar.

Alevileri ayrı millet göstermeye yeltendiler tutmadı, Alevileri Kürt diye ayırdılar tutmadı. Şimdi de Alevilerin bir kısmı “Ermenidir” diye tutturdular o da tutmayacak.

ALEVİ PKK/HDP SEVİCİSİ OLMAZ

6 Ekim 2014 tarihinde PKK’nın emriyle harekete geçen HDP, vatandaşlarımızı sokağa çağırarak kışkırtmada bulunmuştu. 25 Eylül’de HDP’ye yönelik operasyonlar başladı.

PKK kuyrukçuları destek için kuyruğa girdiler. Bu anlaşılır bir durumdur. Çünkü onlar varlıklarını PKK/HDP’ye borçlular. Peki, Alevilerimizi temsil ettikleri iddiasında olan bazı federasyon ve derneklere ne oluyor? Türkiye’deki bazı federasyon temsilcileri art arda HDP’ye destek mesajları yayınladılar, ya da HDP binalarını ziyaret ederek dayanışma duygularını açıkladılar. Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Eşit (Eşbaşkan yerine şimdi de “eşit başkan” çıktı) Başkanları Hüseyin Mat bir sürü laf kalabalığı eşliğinde HDP’ye desteklerini açıklıyordu!

Alevi canlarımıza en büyük zararı Amerikancı PKK ile sahte solcular verdi. Alevilerimizin birliğini bozdular, kafalarını karıştırarak milli aidiyet duygularını zedelediler, ülkelerine karşı kinle doldurmak için her yolu denediler, deniyorlar ve düşmanlığı körüklüyorlar.

PKK darbe üstüne darbe yiyor, PYD/YPG’nin sözde “Rojova Devrimi” yerle bir oldu, HDP yüzde 70’i kapatılmış durumda ve son silleyi yiyerek kapatılacak. PKK/HDP’de iç çatışmalar başladı, safları terk eden edene… Bu koşullarda hâlâ PKK/HDP destekçiliğini devam ettirenler var ise, kısa yoldan dönmeleri ve bu melaneti yalnız bırakmaları en iyi çözümdür.

YETER!

Her şey bitti ve sıra Alevilerin bir bölümünün “Ermeni” olduğuna mı geldi? Uzun zamandır Tunceli, Bingöl, Muş, Elazığ civarında yaşayan Alevilerin bir kısmının aslında “Ermeni olduğu” propagandası yapılıyor. Güya, 1915’de yaşanan sorun neticesinde pek çok Ermeni kendini korumak için Alevi olmuş, Kürt olmuş! Olabilir ve bunu inkâr eden yok. Ancak, söylenenlerin büyük kısmının yalan ve çarpıtmalarla dolu olduğunu da ekleyelim. Ama mesele bu değil ki? Mesele Türkiye’yi, Türk milletini ve onun bileşenlerinden Alevileri bölük pörçük hale getirerek emperyalizmin zayıf halkasına dönüştürmek.

Emperyalistlerin ideologları 1990’lı yıllardan itibaren Türkiye’de; “Etnik kamplaşma, dinsel kamplaşmadan daha keskindir ve o yüzden Alevi Kürtler, Alevi Türklere değil, Sünni Kürtlere sempati duymaktadır” sözleriyle Alevileri PKK’ya yamama uğraşına girdiler. Sahte solun her türlüsünden ipini koparanların da yardımıyla Alevilerimizin bir kesiminde PKK’ya meyletme süreci başladı ve bu durum yavaşlayarak da olsa 24 Temmuz 2015 yılına kadar sürdü.

Artık yeter; ABD emperyalizminin kara gücü PKK/HDP, sahte solcular, PKK/HDP kuyrukçuluğu yapan Aleviciler; çekin o bölücü ellerinizi, Alevilerimizden.

Son Dakika Haberleri