08 Mayıs 2024 Çarşamba
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Asıl plan bu: Erken seçim

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Ak Parti’den erken seçim işaretleri geliyordu.

6 aylık bir plan üzerinde duruluyordu.

Özellikle ABD’ye yakın kesim,

“Haziran’da seçim” için bastırıyordu.

Asgari ücrete yüksek zam,

3 bin 600 ek gösterge, EYT’liler, …

Bu çerçevede gündeme getirilmişti.

Kıdemli Ak Partililer itiraz etti.

Tuzak” dedi.

Parti yöneticileri uyarılmış.

Sahadan gelen veriler de uyarıları doğrulamış.

Kulağımıza gelen bilgilere göre,

Kısa süre önce karar verilmiş.

Erken seçim konusu kapatılmış.

MÜDAHALE

Pazartesi günü her şey normaldi.

Akşam saatlerinde karar öğrenildi.

İlk net açıklama Bahçeli’den geldi.

Hemen arkasından Erdoğan konuştu:

Erken seçim kesinlikle yok.

Bir gün önceden gelişmeyi öğrenenler çoktan harekete geçmişti.

Karar kesinleşince ortalık karıştı.

Erken seçim planı tutmamıştı.

Oysa ki bütün hesaplar buna göre yapılmıştı.

Karşılık verilmeliydi.

Piyasalar tepetaklak edildi.

Döviz kurları tutulamıyordu.

ÇARŞAMBA

Salı günü akşam saatlerinde trafik arttı.

Muhalefet “istişarelere”(!) başladı.

CHP MYK’yı olağanüstü toplantıya çağırdı.

Çarşamba günü toplantı gerçekleşti.

Kılıçdaroğlu toplantı sonrası kameraların karşısına geçti.

Özetle şu mesajları verdi:

Mutfakta yangın var.

Piyasalar güvensizlik yaşıyor.

Dış güçler iddiaları palavra.

Sorumlusu Erdoğan.

Her konuşmasıyla ekonomiyi allak bullak ediyor.

Türk Lirası değersizleştiriliyor.

Ülke yabancılara peşkeş çekilmek isteniyor.

İzlediği politika delilik.

Buraya kadar normal.

Ana muhalefet lideri iktidarı eleştirebilir.

Ama turpun büyüğü bundan sonrasında.

Kılıçdaroğlu ağzındaki baklayı çıkardı:

Sandığı getir.

Seçim için, seçime zorlamak için elimden ne geliyorsa yapacağım.

Erken seçim talebi artık milletin talebidir.

Millet seçim istiyor.

İYİ PARTİ'NİN ÇAĞRISI

Benzer çağrı İyi Parti’den de geldi.

Sandık, sandık, sandık!

CHP ile uyumluydu.

Önceden anlaşıldığı çok belli.

Şimdi ekonomi kurullarını birleştiriyorlar.

Bu da stratejinin bir parçası.

Anlayacağınız her şey planlı.

HDP DE DEVREDE

HDP de MYK’yı “acil” kodlu topladı.

Ekonomi görüşüldü.

Gündem döviz kurları ve erken seçimdi.

Eş Genel Başkanı Mithat Sancar açıklama yaptı.

CHP ve İyi Parti’ye destek verdi.

O da erken seçim çağrısında bulundu.

Şu an yapılması gereken ilk iş, derhal seçim kararı alınmasıdır. Bizim, bütün muhalefet partilerine, parlamentoda temsil edilen muhalefet partilerine özel bir çağrımız var. Gelin, derhal seçim önergesini ortak bir şekilde hazırlayıp Meclise sunalım” dedi.

Babacan ve Davutoğlu’nun partileri.

Onları konuşmaya gerek yok.

Onlar verilen göreve dünden hazır.

KRİZİ TETİKLEYİP ERKEN SEÇİME GİTME TAKTİĞİ

Milletin gündeminde erken seçim yoktu.

Ekonomik kriz tetiklenerek, erken seçim gündeme sokuluyor.

2001’de Ecevit’e uygulanan taktik.

Bütün hatlarıyla devrede.

Yaşananların nedeni açık.

İktidarı erken seçime zorlamak.

Onun için de en zayıf halkaya saldırıyorlar.

Türkiye’nin Aşil topuğu” dedikleri ekonomiden.

12 Eylül’den sonra dayattıkları neoliberal politikaların sonuçlarını, yine kendi amaçları için kullanıyorlar.

Anlayacağınız asıl plan da bu!

Esnaf gezmeleri, mitinglere dönüştürülüyor.

Kandil’den ve Edirne Cezaevi’nden yapılan çağrılarla da örtüşüyor.

Akşener Denizli’den başladı.

Kılıçdaroğlu Mersin’de sahneye çıkıyor.

Hep yazıyorum.

Amerika’nın acelesi var!