13 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Aşk gelincek’

YUNUS EMRE etkinlikleri elbette ilk kez yapılmıyor. Cumhuriyet devrimiyle yeşeren Türk sanatında önemli bir yere sahip olan besteci Adnan Saygun’un Yunus Emre Oratoryosu, bu değeri yaşatmak adına üretilmiş nadide eserlerden biri.

‘Aşk gelincek’
A+ A-
KÜLTÜR SANAT SERVİSİ

Opera Sanatçısı Prof Dr Mesut İktu, geçmişte yapılan etkinlikleri ve anılarını Aydınlık’a anlattı:

Mesut İktu: Cumhurbaşkanlığı’nın Resmi Gazete’de yer alan genelgesinde, Türk dili ve medeniyetinin temel taşlarından biri olan Yunus Emre’nin, ölümünün 700. yılı nedeniyle, 2021 yılının Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından anma ve kutlama yıl dönümleri arasına alındığı açıklandı. Bu haber beni 1989 yılına götürdü. UNESCO’nun 17 Ekim-16 Kasım 1989 tarihinde gerçekleştirilen 25. Genel Konferansı’nda 25 C/7,1 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Yunus Emre’nin Doğumunun 750.Yıl Dönümü” 1991 UNESCO Kutlama Yılı ilan edilmişti. 1987-1991 yılları arasında İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin Müdür ve Genel Sanat Yönetmeni’ydim. 8 Ekim 1987’de A. Adnan Saygun Hocam’ın uluslararası ünde Yunus Emre Oratoryosu’nu seslendirerek göreve başlamıştım. Hep dağarımızda (repertuarımızda) olan eseri, 1988-89-90 ve 91 yıllarında Atatürk Kültür Merkezi’nde ve diğer mekanlarda tekrarladık. Saygun Hocam yaşıyordu, 80 yaşındaydı… Solo, koro ve 4 solist (Soprano, Alto, Tenor ve Bas) için bestelenmiş eseri, Hikmet Şimşek Hocam yönetiyordu. Yunus Emre Oratoryosu ile ilgili bir proje üreterek, çoğu Cumartesi günleri 15.30’da bakanlıktan onay alarak ücretsiz seslendiriyorduk. Her konseri başka bir üniversite öğretim elemanları ve öğrencilerine tahsis ediyorduk. Konserler çok yoğun ilgi çekiyordu, salonda boş yer bulamazdınız… Esas önemli olan ise, her konseri en ön sırada eşiyle birlikte izleyen Saygun Hocam, konser bitimi tüm izleyicilerin ayağa kalktığı coşkulu alkışlarına, sahneye çıkarak bir abide gibi selam vermesiydi… Tarihi günler yaşıyorduk. İşte, ”Atatürk Müzik ve Sahne Sanatları Devrimleri’nin” en önemli sonuçlarından birisiydi… Eser, 1958 yılında New York Birleşmiş Milletler’de, ünlü Orkestra Şefi Loepold Stokowski yönetiminde seslendirilmiş ve çok beğeni toplamıştı. Biz eseri, İstanbul AKM’de seslendirmeye devam ederken, Ankara Uluslararası Müzik Festivali’nde seslendirdik. Yunus Emre Oratoryosu, 15 Ocak 1990 günü Ayasofya’da, 31 Mayıs 1991 günü ise, Aya İrini’de seslendirildi. Bu projemizin doruk noktası ise 4 Eylül 1990 günü Vatikan’da Papa’nın huzurunda seslendirilmesiydi. Sözü, büyük düşünür ve Ozan Yunus Emre’nin çok beğendiğim bir cümlesiyle bitirmek istiyorum: ”Aşk gelincek cümle eksikler biter…

aşk Sanat MESUT İKTU kültür GELİNCEK