Avrupa Birliği raporu: Avrupa’da milliyetçiler iktidara yürüyor
ABD’nin aşırı sağ olarak lanse ettirdiği Avrupa’daki milliyetçi partiler güçleniyor. Savaş politikalarına karşı hareket eden bu partiler Rusya ile çok yönlü ilişkiden yana. Liberal, Sosyal Demokrat ve Atlantik güdümündeki sol partilerin oylarında ciddi düşüş yaşanıyor
Biden yönetiminin hegemonyacı tehditlerine ve baskılarına karşı yükselen Avrupa milliyetçiliği, AP seçimlerinde büyük başarı kazanacak. ABD saldırganlığının kontrolüne girmiş sözde Sol-Sosyal Demokrat-Yeşiller ittifakını korku sardı. Gittikçe eriyorlar. Bu olgu basın ve kamuoyunda “Avrupa yönünü sağa” yani “milliyetçiliğe döndü” diye yorumlanıyor. Tespit, Avrupa Birliği Dış İlişkiler Konseyi’nin (ECFR) en son kamuoyu araştırmalarına dayanıyor. ECFR’nin araştırma sonuçları German Foreign Policy (GFP) Bülteninde 26 Mart’ta yayınlandı. Bilindiği gibi Sosyal Demokratlar, Yeşiller ve sözde sol partiler, bağımsız devlet olmak isteyen Avrupa milliyetçilerini aşırı sağ, aşırılıkçı, ırkçı vb. gibi sıfatlarla adlandırıyor. Bu adlandırmalar ABD kaynaklı. Bahsi geçen milliyetçi partiler AB’den çıkmak istiyor.
9 ÜLKEDE BİRİNCİ DİĞER 9 ÜLKEDE İKİNCİLER
Rapora göre Biden çizgisinin aşırı sağ partiler diye hedef aldığı Avrupa Milliyetçi Partileri, 9 AB ülkesindeki AP seçimlerinden en büyük güç olarak çıkacak. Yeniden seçilmesi beklenen AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in bazı milliyetçi partilerle seçimden sonraki dönemde yakın işbirliği için tartışıyor. Aynı raporda diğer 9 AB ülkesinde de bu partiler ikinci durumda. Toplamda AB üyesi ülkelerin 2/3’ünde milliyetçi partiler iktidara aday. 6-9 Haziran tarihleri arasında yapılacak olan bu yılki Avrupa seçimlerinde, geleneksel olarak Avrupa Komisyonu'nun politikalarını destekleyen siyasi partiler önemli kayıplar yaşayacak. Bu, ECFR tarafından çok sayıda ulusal ankete dayanarak gerçekleştirilen analizin diğer tarafı. ECFR’nin raporundan da anlaşılacağı gibi küresel çapta saflaşma çok hızlandı. ABD hegemonyacılığı yıkılmaya doğru giderken, Asya ve güney ülkeleri yükselişte. ABD-İsrail ekseninin Rusya’ya karşı saldırısı Avrasya’nın yükselişinin hızlanacağı yeni bir süreci ve şiddetin artacağı bir dönemeci başlattı. Bu olay bütün ülkeleri ve siyasi kurumları tarafını belli etmeye zorlamaktadır. Avrupa’da ve AP seçimlerine yönelik bu durum hızlanan saflaşmanın bu alana yansımasıdır.
EPP VE SOSYAL DEMOKRATLAR BÜYÜK KAYIP YAŞIYOR
Avrupa Parlamentosu'nda, anketlerin mevcut durumuna göre, milliyetçi gruplar Avrupa Muhafazakarlar ve Reformistler (ECR) ve Kimlik ve Demokrasi (ID), Sosyalistler, Demokratlar ve muhafazakarların oluşturduğu Avrupa Halk Partisi (EPP) grubundan daha güçlü olacak. EPP ve Sosyal Demokratlar büyük kayıplarla karşı karşıyalar. Liberal grup Renew Europe ile belki dar bir çoğunluk oluşturabilirler. Ancak bu, parlamenter uygulamada istikrarlı olmayacaktır. İsveç Demokratlarını, İspanya'dan Vox gibi grupları içeren milliyetçi ECR grubuna, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni yönetimindeki milliyetçi Fratelli d'Italia önderlik ediyor.
BÜYÜK KOALİSYON YIKILIYOR
Muhafazakar EPP’nin 178 üyeden 173'e, Sosyal Demokratlar 141'den 131'e, liberal Avrupa'yı Yenile'nin 101'den 86'ya düşecek. Yeşiller de azalarak 71’de 61 sandalyeye inecek. Bunun, koalisyon kurmak için mevcut seçenekler üzerinde zorlaştırıcı etkileri olacak. Tahminlere göre, 2019'da ilk kez çoğunluğunu kaybeden EPP ve Sosyal Demokratların "büyük koalisyonu", mevcut yüzde 45'ten yüzde 42'ye düşecek.
HANGİ ÜLKELERDE EN GÜÇLÜ PARTİLER OLACAKLAR?
ECFR değerlendirmelerine göre, AP seçimlerinde Milliyetçiler dokuz ülkede en güçlü partiler olacak. Bu ülkeler, Belçika, Fransa, İtalya, Hollanda; Avusturya, Polonya, Slovakya, Çekya ve Macaristan. Diğer dokuz ülkede milliyetçiler ikinci veya üçüncü en büyük güçler olacak. Bulgaristan, Almanya, Estonya, Finlandiya, Portekiz, Romanya, İsveç ve İspanya‘da çeşitli tonlarındaki milliyetçi partiler önemli kazanımlar elde edecek. Zaten İtalya'nın başbakanı Meloni, Fratelli d'Italia, Hollanda başbakanıyla yakınlaştı. ECFR Macaristan'ın Başbakan Viktor Orban'lı iktidar partisi, Almanya'da milliyetçi AfD, Fransa’da Le Pen birçok parti ile bağlantıları sıkılaştırmış durumda. Avrupa Parlamentosu'nda milliyetçi partiler şimdiye kadar ECR ve ID grubunda birleşti. ECFR'ye göre, Meloni’nin Fratelli d'Italia ve çevresindeki ECR sandalye sayısını 67'den 85'e çıkarabilir; FPÖ, İtalyan Lega Partisi ve Fransız Ulusal Birlik Partisi'ni (RN) içeren ID'nin sandalye sayısını 58'den 98'e çıkarması muhtemel. Buna ek olarak, bağımsız milliyetçi milletvekiller de var. Saflaşmaların keskinleşerek hızlandığı bugünkü ortamda bunların Milliyetçi gruplara katılmaları olasıdır. Bunların yanında milliyetçilerle işbirliği yapan partilerde vardır. Bunlara tipik bir örnek Sahra Wagenknecht‘in partisi. Wagenknecht Almanya’da PKK’yı himaye eden Sol Parti’de uzun süre muhalefet ederek onlardan ayrıldı. Wagenknecht’in kuruluşu tipik bir milliyetçi sol parti. ECFR'nin belirttiği gibi ECR ve ID, Avrupa Parlamentosu'ndaki sandalyelerin yaklaşık yüzde 25'ini elinde tutacak ve birlikte EPP veya Sosyal Demokratlardan daha fazla milletvekili sağlayacak. Sonuç olarak, yeni koalisyonlar olasılık alanına giriyor. EPP ve Avrupa'yı Yenile (Renew) Sosyal Demokratlar yerine ECR ile işbirliği yapmaya karar verirlerse, sandalyelerin neredeyse yüzde 48'ine sahip olacaklar. EPP, ECR ve ID ile işbirliği yapacak olsaydı, bu ittifak tüm yetkilerin yüzde 49'unu, yani mevcut yüzde 43'ünden daha fazlasını birleştirebilirdi. Ona en azından birkaç bağımsız milliyetçi üyeleri eklersek, o zaman Avrupa Parlamentosu tarihinde ilk kez bir muhafazakar-milliyetçi koalisyonu mümkün olacak ve Avrupa Komisyonunda iklim değişecek.
RUSYA İLE ÇOK YÖNLÜ İLİŞKİLERDEN YANALAR
Bu alanda en ayırt edici konu Rusya’ya karşı tutum. AfD, Le Pen gibi en öne çıkan partiler ABD güdümlü partilerden farklı olarak Rusya ile çok yönlü ilişkilerden yana. En başta Almanya, Fransa yönetimlerinin enerji, güvenlik gibi alanlarda Rusya’ya yaptırım uygulayıp ilişkileri kesmelerine karşılık milliyetçi partiler bu alanlarda ilişkileri tekrar kurmaktan yanadırlar. Yeşillerden Annalena Baerbock’un Rusya’yı yok edelim (Russland Ruinieren) tavrına karşı her alanda ortaklık yanlısılar. Kültürel olarak LGBT’ye karşılar. Ekonomik güçleri zayıf ailelere vergi kolaylığı önermekte ve Batı Asya’da da barış ve istikrardan yanadırlar. Örneğin AfD resmi olarak açıklandığı kadarıyla iki kez Suriye devletini resmi olarak ziyaret etmiş ve bölgede barış içerikli görüşmeler yapmıştır.
TÜRKİYE’NİN ÖNÜNE DÜŞEN GÖREV
Burjuva Demokratik Devrimlerin yaşandığı Avrupa’da önemli bir insanlık mirası var. İçinde bulunduğumuz dönemde şiddetin yaygınlaşacağı şartlarda bu değerlerin tekrar canlanacağı aşikar. milliyetçi partiler bunun taşıyıcısı konumunda. Atlantik’in çöktüğü ve bir bütün olarak Asya ve Güneyin yükseldiği şartlarda Türkiye’nin oynayabileceği önemli roller var. Asya ile köklü bağları olan ve Rusya, Çin gibi gelişen Avrasya ülkeleriyle birçok alanda bağları olan Türkiye’nin Avrupa’nın hegemonyacılıktan kopmasına katkısı olabilir. Bunun için Türkiye’nin çıkarlarına uygun ve Avrasyacı politikalar gütmesi ve iki taraflılıktan vazgeçmesi gerekmektedir.
