Avukatlar Günü’nü darbedilerek kutlamıştı! ‘Korunamayan’ avukatlar için suç duyurusunda bulundu

Avukat Alican Nacak, 31 Mart günü, 5 Nisan’da kutlanan Avukatlar Günü haftasında ailesiyle beraber kendilerine saldırıda bulundukları iddiasıyla Şehit Mustafa Düzgün Karakolu’na giderek şikayette bulunmak istedi. Bu sırada, şikâyetçi olacağı şahıs ve yakınlarının saldırısına uğrayan Nacak, darp raporu aldıktan sonra yeniden karakola geldiğinde saldırgan şahsın karakola çağırdığı kalabalıkla karşılaştı. Burada ikinci kez saldırıyla karşı karşıya kaldıklarını belirten Nacak’ın ifadelerine göre kolluk kuvvetleri bu esnada Nacak’a orantısız bir sert tutum ve davranış sergiledigini, kız kardeşine hem iftira atıldığnğ hem de darbedildiğini kaydetti.

İKİ AY ARAYLA İKİNCİ VAKA

Aynı karakolda iki ay arayla ikinci şiddet olayının yaşandığını aktaran Avukat Nacak, suç duyurusunun ardından Aydınlık’a yaptığı açıklamada “Daha önce de meslektaşımız Avukat Atahan Çolak hakkında aynı karakol ters kelepçe ile kötü muamele uyguluyor. Maalesef polis savcı işbirliğiyle bu kötü muameleler cezalandırılamaz hale geliyor. Kötü muamelenin videosunu çeken kız kardeşim hakkında herhangi bir kanıt, delil veya emareye dayanmadan çok kolay bir şekilde polise mukavemet gerekçesiyle tutuklanması talep ediliyor. Kamera kayıtlarının kaybolması tehlikesi ile de karşı karşıyayız. Benzer dosyalarda da hiçbir şekilde görüntülere ulaşılamamıştır. Bu dosyalar karakol bahçesinde bile avukatın bile kolaylıkla saldırıya uğrayabileceği ve görevini yapmayan memurlar tarafından tartaklanabileceği gerçeğini bir kez daha su üstüne çıkarmıştır. Bugün de bu riskle karşı karşıya olan, korunamayan tüm meslektaşlarım ve vatandaşlar için suç duyurusunda bulundum. Adaletin yerini bulması dileğiyle.” ifadelerini kullandı.

SALDIRGAN KARAKOLA YAKINLARINI DA ÇAĞIRDI

Avukat Nacak, olay gününe ilişkin yaptığı açıklamada da şunları kaydetti: “Darp raporu alıp döndüğümüzde karakolun içerisinde siyah giyimli kalabalık grubun olduğunu fark ettik, polis aracından iner inmez bu kalabalık grup tehdit ve küfürler eşliğinde karakolun bahçesinde bize saldırmaya başladı. Karakolda yeterli sayıda polis memuru bulunmasına rağmen polis memurlarının gerekli müdahaleyi yapmaması sonucu ben ve ailem karakolun bahçesinde saldırgan şahıslar tarafından ikinci kez darp edildik. Polislere, ‘taraflar dışında konuyla ilgisi olmayan kişileri neden burada beklettiniz’ dediğinde ihmalkârlıklarını açıklayıcı bir cevap vermek yerine bize karşı sert tutum ve davranış göstermeye başladılar.

SANDALYEYE FIRLATTI!

“Bununla da yetinmeyen polis memurları avukatlığımın bir öncelik unsuru gibi öne sürülmemesine rağmen ‘Kes sesini avukatsan ne yapalım otur dediğimde oturacaksın’ diye yakamdan tutup sandalyeye fırlattı. Bunun üzerine yaşadıklarımızı ispatlamak amacıyla video kaydına almaya çalışan kız kardeşimi fark eden polis memuru kardeşimin üzerine koşup kendisini duvara vurup kolunu kırmaya çalıştı.

‘VİDEOLARI SİLMEYE ÇALIŞTILAR’

“Polisler, kız kardeşime ‘o görüntüleri sileceksin yoksa kolunu kırarım’ diye tehdit ettikten sonra fiziksel şiddet uygulamaya başladılar. Diğer polisler de dışarıdan bu duruma şahit olunmaması için karakol içerisinde tüm kapıları kapamaya başladı. Polis memurları kız kardeşimin telefonuna herhangi bir sebep göstermeden el koydular ve ilgili videoları silmeye çalıştılar. Kız kardeşime karşı ‘bize saldırdı’ iftirasında bulundular. Hatta dışarıdaki saldırganların saldırısı sonucu bacağından yaralanan kız kardeşimin kanaması olmasına rağmen, ‘bize tekme attı’ diye asılsız iftiralarda bulundular. Kız kardeşimin polislere saldırdığına dair hiçbir kanıt, delil ve emare olmamasına rağmen o günkü Cumhuriyet Savcısı da kız kardeşim hakkında gözaltı kararı verdi ve tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hâkimliğine sevk etti.”