AYM: Dilekçeye disiplin cezası ifade özgürlüğü ihlali
Anayasa Mahkemesi, başka bir yerde geçici olarak görevlendirildikten sonra idareye yazdığı dilekçede kullandığı ifadeler nedeniyle disiplin cezası ile cezalandırılan kamu görevlisinin başvurusunda ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi.
İlçe emniyet müdürlüğünde geçici olarak görevlendirilen Samet Çelikçapa, görevlendirmesinin sonlandırılmasının ardından geçici görevlendirme nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararın tazmini için valilik makamına dilekçeyle başvurdu. Anılan dilekçede idareye karşı kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan ve somut olaylar gerekçe gösterilmeksizin kullandığı "Hiçbir ihtiyaç, kamu yararı ve hizmet gereği bulunmamasına rağmen görevlendirmem yapılmıştır." şeklindeki ifadeler nedeniyle başvurucu hakkında idare tarafından disiplin soruşturması başlatıldı. Soruşturma sonucunda başvurucunun 10 ay kısa süreli durdurma cezası ile cezalandırılmasına karar verildi. Başvurucu, hakkında tesis edilen disiplin cezasının iptali istemiyle idare mahkemesinde dava açarken mahkeme davanın reddine karar verdi. Bunun üzerine başvurucu, istinaf talebinde bulundu. Bölge idare mahkemesi ise istinafa konu kararın usul ve hukuka uygun olduğunu belirterek istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verdi. Bunun üzerine Çelikçapa, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu. Başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi.
KARARIN GEREKÇESİ
Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesinde, "Mahkeme, başvurucunun ifade özgürlüğü karşısında mesleki hiyerarşi kurallarına uyma yükümlülüklerinin yerine getirilmesindeki üstün yararı gösterebilmiş değildir. Mahkemece başvuruya konu şikâyete olayın bütünlüğü içinde bakılmamış; somut olayın kendi şartlarının neler olduğu, kullanılan ifadelerin niteliği, başvurucunun beyan tarzı, beyanın muhtemel sonuçları ve varsa kamu hizmetine veya kamu kurumunun disiplinine etkileri gözönünde bulundurulmamıştır. Başvurucunun sözlerinin olayın bağlamından ve somut ifade açıklamasının bütünlüğünden kopartılarak ele alınması suretiyle ortaya konan gerekçenin ilgili ve yeterli kabul edilmesi mümkün değildir." denildi.
