14 Mayıs 2024 Salı
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ceyhan Mumcu ile Tarihten Güncele: Muhalefetin çözümü yok

Avukat Ceyhan Mumcu Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni Mustafa İlker Yücel'in sorularını yanıtladı.

Ceyhan Mumcu ile Tarihten Güncele: Muhalefetin çözümü yok
A+ A-
MUSTAFA İLKER YÜCEL
  • CHP, İyi Parti, Demokrat Parti, Saadet, Deva ve Gelecek Partisi, 24 Nisan'da yeniden buluşma kararı aldı. Seçim yasasındaki değişikliklerden sonra nasıl bir çalışma içine girecekler sizce?

Neden 24 Nisan acaba? CHP İstanbul İl Başkanı Canan Hanım’ın etkisi var mı bu tarihin belirlenmesinde? Malum milletimizi soykırımcı olarak suçlamıştı. Ben yeni bir yönelim veya şaşırtıcı bir karar beklemiyorum. TV kanalları bu konuyu enine boyuna işleyerek muhalefetin istediği bir şey yapıyorlar onu da söyleyeyim. O mu aday, bu mu aday olacak diye konuşulup duruyor.

  • Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday olacağını düşünüyor musunuz?

Türkiye’yi yönetmek isteyen her kuvvet kendi genel başkanlarını aday göstermelidir. Türk siyasi tarihinde hep böyle olmuştur. Cumhurbaşkanı Türkiye'nin en üst makamıdır. Burada şu önemli Cumhurbaşkanlığını tanımlamıyorlar.

  • Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin koordinatörü gibi bir tarif yapılıyor.

Yeter ki seçim kazansın! Böyle ölçü mü olur. Cumhurbaşkanlığının birikimi ne olmalı, deneyimi ne olmalı? Bu tanım yerine isim konuşuluyor. Reklam firmaları belirlesin o zaman adayı.

  • CHP tabanı bunu kabul eder mi?

Genel Başkanlarını Cumhurbaşkanı olarak düşünemiyorlarsa niye genel başkan yaptılar? Cumhurbaşkanlığına layık biri değil mi Kılıçdaroğlu? Tıpış tıpış sandığa giderler hiç merak etme. CHP tabanı dönüşüyor.

  • Peki tabanları şöyle düşünemez mi? Genel başkanımız aday olacağına sağdan da oy alabilecek biri aday olsun.

Düşünür de bu da ‘Aday gösterecekleri kişi ne kadar CHP’li olur? sorusunu beraberinde getirir.

  • Yuvarlak masa toplantılarından yeni bir çıkış beklemiyorsunuz sonuç olarak

Hayır, hiçbir şey beklemiyorum.

  • Seçim yasası araya girdi ama.

Girdi. Ama siyasi tutumlarını değiştirecek bir durum yok. Söylemleri aynı kalır: Tek adam devleti, otoriterlik vb. Ahmet Davutoğlu, CHP'liler için bir şey ifade ediyor mu ? Babacan devrimci-solcu falan mı diyecekler yani ne diyecekler? Her gün söyledikleri cümleleri alt alta yazacaklar ve işte bildirimiz diyecekler. Şimdi hatırlıyorum lise sondaydım Osman Bölükbaşı partiler arasında dayanışma yaptı. Muhalefet partileri bildiri yayınladı, başarılı da oldu. Ama çözüm koydular. Saydığınız partilerin çözümü yok.

  • Geçen haftanın en çok konuşulan konularından biri de İyi Parti'deki yönetim değişikliğiydi. Neye işaret?

Önce şunun altını çizelim. İyi Parti milliyetçi bir parti değil. Proje partisi. Demek ki projenin hedeflerine uygun kadrolar istiyorlar. İyi Parti’de Koray Aydın neyi ifade ediyor, Yavuz Ağıralioğlu neyi ifade ediyor? Ne kadar milliyetçi?

  • Milliyetçilik ölçünüz nedir?

Anti emperyalist olmaktır. Ülkesinin bağımsızlığını savunmayana milliyetçi denir mi? Denilmez.

  • Peki diğer konuya geçelim…

Yaşar Kemal konusuna geçelim.

  • Başka bir soru soracaktım ama buyurun geçelim.

Aydınlık’ta bu konuyla ilgili yayımlanan yazıları ilgiyle okuyorum. Çok sevdiğim Cüneyt Akalın dostuma Yaşar Kemal'in son romanlarından bir tanesini ‘Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana’yı öneririm. Başlığa bakınca Diyarbakır’la ilgili herhalde diye düşünmüştüm fakat öyle değilmiş. Çanakkale savaşı üzerinden bir hikaye var. Sonunda ‘Savaşa hayır!’ mesajı veriliyor. Romanda karadan denize atılan güllelerden hangi balık türlerinin yok olduğu uzun uzun anlatılır ama emperyalizm arıyor gözlerimiz. Kimlik sorununu öne çıkartırdı genel olarak. Onu görelim. Bugün Ataol Behramoğlu'nun sadece Ukrayna'da olan biteni sorumlu tutup Biden ve Amerika'yı yok sayması bunu sol adına sadece Putin'e mektup yazması Yaşar Kemal'in açtığı yolun devamıdır. Çanakkale'de denize gülle atıldı balıklar öldü diye ağıt yazan bir roman açın bakın, ya Türkçesi iyi olabilir edebi yeteneği iyi olabilir ona bir şey demiyorum ama durduğu yer önemli. Sevgili Alp Hamuroğlu’nun da yazısını okudum. Barış temalı yazıların Nobel hedefli olduklarını düşünmüşümdür hep.

  • Haftanın son mesajına gelelim. Deva Çıkmazı’ndaki tarihi binanın mülkiyetinin Aydınlıkçılara geçme fırsatı çıktı. Kampanyayı başlattık.

Evet. Her kampanyada olduğu gibi bunda da başarılı olacağız. Kanuni Esasi Kıraathanesi adı üstünde okuma yeri. Öğrenme yeri. Tartışma yeri. Tam bize göre! Bu satırları okuyan herkes katkı sunmalı!

Ceyhan Mumcu