19 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çin’deki en zengin bölgelerden bir: Sinciang’ın rengarenk kültürel mirasları

On yılı aşkın süreçte somut olmayan kültürel miraslar hakkında bir dizi genel araştırma yapıldı. Hem bölge genelinde, hem de kent, ilçe ve hatta kasabalarda somut olmayan kültürel mirasların durumuna dair araştırmalar yürütüldü, araştırmaların sonuçlarına göre koruma önlemleri belirlendi.

Çin’deki en zengin bölgelerden bir: Sinciang’ın rengarenk kültürel mirasları
A+ A-
WANG XİNYUAN (Çeviri: Chen Yan)

Çin’deki en zengin kültürel kaynaklara sahip bölgelerden biri olan Sinciang Uygur Özerk Bölgesi, başta halk edebiyatı, geleneksel danslar, el sanatları ve geleneksel güzel sanatlar olmak üzere, uzun geçmişe ve derin birikime sahip çok çeşitli ve değerli bir dizi somut olmayan kültürel mirasa ev sahipliği yapıyor. Bölge genelinde somut olmayan kültürel mirasları koruma çalışmaları başladığından beri, farklı çevrelerin ortak çabaları sayesinde, kültürel mirasları geleceğe aktarma yetkinliği yükseldi, kültürel mirasları koruma çalışmalarında gözle görülür ilerlemeler kaydedildi.

DAVAZ: YÜKSEKLERDE BALE

Uygurcada “havadaki tel üzerinde yürümek” anlamına gelen Davaz, Uygurların uzun bir geçmişe sahip geleneksel akrobasi sanatı. Çoğu zaman açık havada gerçekleştirilen Davaz gösterilerinin ortak özelliği ise onlarca metre yükseklikte asılı bir halat veya tel üzerinde, çeşitli akrobasi hareketleri yapılmasıdır. Yaklaşık altı metre uzunluğundaki bir denge çubuğunu elinde tutan ve emniyet kemeri kullanmayan sanatçılar, tel üzerinde ileri geri yürümek, bağdaş kurup oturmak, gözleri bağlı yürümek ve zıplamak gibi birçok heyecan verici harekette bulunuyor. Uygur halk müziği eşliğinde sanatçılar, yüksekteki telin üzerinde şarkılar söyleyerek dans ediyor. Sıkça değişen motiflerin niteliği, zorlu, özgün ve “neşeli” biçiminde ifade ediliyor.

'ÇİN’İN GÖKLERDEKİ PRENSİ'

Adil Usul, devlet düzeyinde somut olmayan kültürel miras olarak belirlenen Davaz sanatının “ulusal taşıyıcısı”. Tel üzerinde yürüme alanında 7 Guinness rekoruna sahip olan Usul, “Çin’in göklerdeki prensi” olarak da tanınıyor. Adil Usul, etnik grupların seçkin geleneksel kültürlerinin devam ettirilmesine büyük katkı sağlıyor.

Adil Usul, 1997 yılında, Üç Boğaz’ın iki yakası arasına gerilen teli yürüyerek geçti ve 13 dakika 48 saniye tel üzerinde yürüyüş ile dünya rekorunu kırdı. Sanatçı, böylece Davaz sanatının adını tüm dünyaya duyurdu. Bunun ardından Adil Usul, üst üste birçok dünya rekoru kırdı. “Kuş Yuvası” olarak da bilinen Çin Ulusal Stadyumu’nda “Art arda 60 gün tel üzerinde yürüyerek, en uzun süre rekorunu” kırdı.

2016’dan itibaren Kuşak ve Yol güzergahındaki ülkelerde Davaz gösterileri sunan Adil Usul, çeşitli halkların, kültürlerin kaynaşması için bir platform, Kuşak ve Yol boyunca bir dostluk köprüsü kurdu.

KAZAKLARIN ÇALGISI DOMBRA

Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nde çayırların bulunduğu her noktada Kazak halkının izlerine rastlamak mümkündür. Nesiller boyu göçebe yaşamı sürdüren, su ve otlakların yakınında yaşayan Kazaklar, “at sırtındaki halk” olarak adlandırılır. Binlerce yıldan beri Kazaklar, tarihlerini ve kültürlerini geleneksel çalgıları dombra eşliğinde, şarkılarla anlatıyor. Dombra, Kazakların en eski çalgılarından biri olarak biliniyor.

Baktinur Aryiğaz, devlet düzeyinde somut olmayan kültürel miras olarak belirlenen Kazakların dombra sanatının eyalet düzeyinde taşıyıcısı unvanına sahip. Baktinur Aryiğaz’ın anlatımına göre, dombra yapımı 3-10 gün sürer. Çalgının gövdesi çam, kayısı, ceviz veya dut ağacından yapılır. Yapımın en zor aşaması ise çalgıya kavisli şeklini verme aşamasıdır.

Dombra sanatı, müzik eşliğinde şarkı söyleme, halk dansı, çalma teknikleri, çalgı ve yapım olmak üzere beş ana bölümden oluşur.

2008 yılında Kazak dombra sanatı, devlet düzeyinde somut olmayan kültürel miraslar listesine alındı. Şarkı söyleme ve dans etme hünerleriyle bilinen Kazaklar, dombra sanatını tarihleri ve kültürleriyle kaynaştırarak nesilden nesile aktarmışlardır.

TACİKLERİN NAKIŞI

Genel olarak soğuk iklime sahip yaylalarda yaşayan ve hayvancılıkla uğraşan Tacik halkının özgün kıyafetlerinde kürk ve yün kullanımı yaygındır. Tacik kıyafetleri, genellikle nakış ve dantel ile işlenir; altın, gümüş ve boncuklarla süslenir. Kadınlar, genellikle güzel ve canlı renklerde etekler giyerken, yetişkin erkekler siyah yuvarlak kalpaklar takar. Kalpakların üzerinde de nakış desenleri bulunur. Kıyafetlerin yapımı incelikli bir zanaat gerektirir.

Gülnisa İslamhan ve Gülsenem Hocakari, devlet düzeyinde somut olmayan kültürel miras olarak belirlenen Tacik kıyafetlerinin bölge ve ilçe düzeyinde taşıyıcısı unvanına sahip. Mirasın taşıyıcıları, Tacik kıyafetlerinin üretiminde geleneksel teknikler ile çağdaş trendleri birleştiriyor, geleneksel el sanatlarının kültürel değerinin yükseltilmesi için büyük çaba harcıyor.

ÖZBEKLERİN AŞULAVE YİLEY ŞARKILARI

Özbek etnik grubu, Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşayan 13 etnik gruptan biridir. Özbekler, zaman içinde özgün bir müzik zevki ve seçkin bir folk müziği kültürü oluşturmuştur. Aşulave Yiley, bunun en ünlü örnekleridir. Mansur Zakir, devlet düzeyinde somut olmayan kültürel miras olarak belirlenen Aşulave Yiley sanatının bölge düzeyindeki taşıyıcısıdır.

Uzun güfteli halk şarkıları olan Aşula, uzun nağmelere, titizlikle işlenmiş bir yapıya, derin ya da tutkulu bir melodiye ve çok güçlü bir anlatıma sahiptir. Genel olarak, toplu eğlence etkinliklerinde söylenir. Şarkıların kompozisyonu karmaşıktır. Aynı şarkıda, hatta bir şarkının tek bir bölümünde dahi birden fazla makam ve ton değişikliği görülebilir.

Kısa folk şarkısı olan Yiley ise kısa nağmelere, değişik ritimlere ve hızlı melodilere sahiptir. Genel olarak festival ve tören gibi ortamlarda eğlenceli halk danslarına eşlik etmek için söylenir.

Aşulave Yiley, özgün nitelikleriyle Özbek kültürünü diğer etnik grupların kültürlerinden ayıran simgeler haline gelmenin yanı sıra, Çin ulusunun çok yönlü ve kapsayıcı müzik tarihinin de renkli unsurları arasında yer alıyo

TATARLARIN SABAN BAYRAMI

Tatarlar, yalnızca misafirperverlikleriyle değil, şarkı söyleme ve dans etme becerileriyle de ünlüdür. Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nin kuzeyinde yaşayan Tatarların nüfusu az olmasına rağmen, bu etnik grup, özgün geleneklerini ve kültürünü yaşatıyor. Tatarların en bilinen geleneksel kültürel bayramı olan Saban Bayramı, 2008 yılında devlet düzeyinde somut olmayan kültürel miraslar listesine alınmıştır.

Saban Şenliği (Sabantoy), Tatarların yılda bir kez kutladığı şenlik olmasıyla büyük önem taşır. Tatar halkı, bir araya gelerek geleneksel şarkı ve danslarını sergiler. Sabanın bulunmasıyla Tatarların tarımsal üretimi gelişmiştir. Dolayısıyla sabanın icadını kutlamak için Tatarlar her yıl 20-25 Haziran günleri arasında, tarım faaliyetlerinin de en meşgul döneminde farklı etkinlikler yapıyor. Zamanla kutlama etkinlikleri, Tatarların geleneksel bayramlarından birine dönüşmüştür.

Saban Şenliği, aynı zamanda bir ziyafet niteliğini de taşıyor.Tatar yemekleri, hamur işleri ve tatlılar bayramda toplu halde sergilenir. Kasımpatılı tatlı, kızarmış baozi (buharda pişmiş çörek), shaqima (sacima) vb.

Sacima, Tatar halkı için sofraların vazgeçilmezi olan bir tatlıdır. Bal, yumurta sarısı ve şekerden yapılan bu nefis tatlı, güzel bir görünüme de sahiptir. Sacima, herkesin bir arada uyum içinde yaşamasını ve ‘tatlı’ bir hayat arayışını simgeler.

KÜLTÜREL MİRAS ÖZGÜN MODELLE KORUNUYOR

Yüzölçümü Çin topraklarının altıda birini oluşturan Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nde birçok etnik grup yaşıyor. Çin kültürü, farklı ülkelerin kültürleri ile çeşitli etnik grupların kültürlerinin p bölgede, çeşitli kültürel fenomenler ortaya çıkmıştır.

2003 yılında “Somut Olmayan Kültürel Miras” kavramı, UNESCO tarafından ortaya konuldu. Sinciang’da günümüzde somut olmayan kültürel mirasların korunması çalışmaları hızla sürdüğü gibi, kendine özgü bir model de doğurdu.

EĞİTİMLER VERİLİYOR SERGİLER AÇILIYOR

Sinciang Uygur Özerk Bölgesi Somut Olmayan Kültürel Mirasları Koruma Çalışmaları Kayıt Projesi ve “Devlet Somut Olmayan Kültürel Miraslar Taşıyıcılarının Çalışmaları Kayıt Projesi” kapsamında çarpıcı sonuçlar elde edildi. On yılı aşkın süreçte somut olmayan kültürel miraslar hakkında bir dizi genel araştırma yapıldı. Hem bölge genelinde, hem de kent, ilçe ve hatta kasabalarda somut olmayan kültürel mirasların durumuna dair araştırmalar yürütüldü, araştırmaların sonuçlarına göre koruma önlemleri belirlendi. Bu bağlamda, çeşitli bölge, özerk il ve kentlerde kültür alanında görevli yönetici ve personele, ilgili araştırmaların sorunsuz ilerletilmesi amacıyla farklı eğitimler veriliyor. Birçok ayrı tema altında yılda bir kez somut olmayan kültürel mirasların sergilendiği etkinlikler düzenleniyor.

2013 yılı haziran ayı sonlarında Sinciang Uygur Özerk Bölgesi Kültür Müdürlüğü ve Changji Hui Özerk İli yönetimi tarafından “Sinciang Uygur Özerk Bölgesi Somut Olmayan Kültürel Miras Haftası” düzenlendi. Bu büyük ölçekli etkinlik kapsamında çok sayıda projeye yer verildi. Özerk bölgeye bağlı bir özerk ilde böyle bir etkinlik ilk kez gerçekleştiriliyordu. Beş gün süren etkinlik sırasında, çeşitli etnik grupların geleneksel dans ve şarkılarının sahnelendiği gösteriler, müzik gösterileri, Uygur Makamları gibi zengin içerikli programlar sunuldu. Etkinlik, tüm halkı somut olmayan kültürel mirasları koruma çalışmalarına katılmaya teşvik etmeyi, somut olmayan kütürel mirasların korunmasında elde edilen zengin sonuçlardan farklı çevrelerden kişilerin de yararlanmasını sağlamayı amaçlıyor.

KÜLTÜRLERİ GELECEĞE TAŞIMA ÇABALARI

Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nin farklı noktalarında somut olmayan kültürel mirasları koruma ve devam ettirme merkezleri kuruldu. Örneğin, Uygurların Makam sanatının geleceğe taşınması için özerk bölge düzeyinde dört merkez kurulurken, Turfan’da, Kaşgar’da ve Yarkent ilçesinde de merkezler kuruldu. Bu merkezler, söz konusu kadim sanatın devam ettirilmesi açısından bir örnek teşkil ediyor. Kayıtlara göre, özerk bölgede Uygur Makam sanatını öğrenen ve aktaran sanatçı sayısı 2005’te onlarla ifade edilirken, 2015 itibarıyla binlerle anılmaya başlandı. Sanatın taşıyıcılarının sayısı ise sadece yedi veya sekiz iken 200’ün üzerine çıktı. Sanatçıların yedisi ulusal düzeyde taşıyıcı, 13’ü ise özerk bölge düzeyinde taşıyıcı olma unvanına sahip.

Bu sayılar, Uygurların Makam sanatının hemen hemen tüm özerk bölgede yaygınlaştırıldığını da gösteriyor. Çeşitli yerlerde bu sanatın korunmasından sorumlu birimler de geleneksel sanatların halka getirdiği mutluluğu sürekli kılmak için çalışıyor.

'ESKİDEN BU KOŞULLARI HAYAL BİLE EDEMEZDİK'

Her kademedeki yönetimler, her yıl somut olmayan kültürel miras taşıyıcılarının öğretim ve sergi faaliyetlerini genişletmesine maddi destek veriyor.

Kaşgar’daki Mekit ilçesinde yaşayan, Uygur Makam sanatının icracısı ve taşıyıcısı 67 yaşındaki Hüseyin Yahya, bir dönem yaşadığı zorluğu ve yoksulluğu, şöyle ifade ediyor: “O dönem,gösterilerden sonra zengin aileler sanatçılara para verir, fakir aileler ise sadece bir yemek ısmarlardı.” Hüseyin Yahya, Uygur Makam sanatı taşıyıcılarının daha önce hayal bile edemeyecekleri bir döneme girildiğini belirtiyor. Sanatçılar aylık maddi destek almanın yanında, artık daha sık gösteri sunabiliyor. Ayrıca, devlet tarafından verilen somut olmayan kültürel miras taşıyıcısı sertifikası da sanatçılar için büyük bir onur olarak görülüyor.

Bunun yanısıra, çeşitli yerlerde düzenlenen rengarenk etkinliklerle, somut olmayan kültürel mirasları koruma çalışmalarının sonuçları gösteriliyor. Örneğin, Yarkent ilçesinde her yıl Uygur 12 Makam Sanat Festivali gerçekleştiriliyor. İlçedeki meslek liselerinde de ilgili kurslar açılıyor. Ayrıca ilçeden her yıl 30 genç, Sinciang Sanat Enstitüsü’nde eğitim görmek üzere seçiliyor.

HUKUKİ GÜVENCELER

Sinciang Uygur Özerk Bölgesi, somut olmayan kültürel mirasların korunması alanındaki yasal düzenlemeler açısından tüm ülkeye öncülük ediyor. 1 Nisan 2008’de resmen yürürlüğe giren "Sinciang Uygur Özerk Bölgesi Somut Olmayan Kültürel Mirasların Korunmasına İlişkin Yönetmelik" ile mirasların korunması, devam ettirilmesi ve uygun şekilde kullanılması çalışmalarına hukuki güvence sağlandı. 1 Ekim 2010 tarihinde de “Sinciang Uygur Makam Sanatının Korunmasına ilişkin Yönetmelik” resmen yürürlüğe girdi.

Bugün Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nde 127 devlet düzeyinde somut olmayan kültürel miras koruma projesi bulunuyor. Bunlar arasında 18 halk edebiyatı, 26 geleneksel müzik, 15 geleneksel dans, beş halk sanatı, altı geleneksel spor, eğlence ve akrobasi, sekiz geleneksel güzel sanatlar ve 22 geleneksel beceri, altı geleneksel tıp ve ilaç ile 21 örf ve adet projesi yer alıyor.

Ondan fazla yıllık süreçte söz konusu projeler için hukuki güvence sağlanırken, kültürel miraslar sürekli korunup devam ettiriliyor.

Son Dakika Haberleri