08 Mayıs 2024 Çarşamba
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sistemin rant sarmalı: İmarda suç zinciri

Depremlerde yıkılan binaların sorumlusu olarak 236 müteahhit tutuklandı ancak suç zinciri müteahhitlerle sınırlı değil. Kaçak ve uygunsuz yapılaşmanın adımlarını kamuda çalışan inşaat mühendisi Aydınlık’a anlattı.

Depremlerde yıkılan binaların sorumlusu olarak 236 müteahhit tutuklandı. Kaçak ve uygunsuz yapılaşmanın adımlarını inşaat mühendisi Aydınlık’a anlattı.
A+ A-
KAAN ARSLAN

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yıkılan binaların sorumlularına yönelik yürütülen operasyonlarda tutuklananların sayısı 236'ya yükseldi. Ayrıca 330 şüpheli hakkında adli kontrole hükmedildi ve 181 şüpheli hakkında yakalama kararı, 89 kişi hakkında da gözaltı talimatı verildi.

Operasyonlarda gözler, yapıları inşa eden müteahhitlere yöneldi. Ancak müteahhitler, suç zincirinde yalnızca bir halka. Kaçak ve uygunsuz yapılaşmada müteahhitlerin üstünde çok sayıda sorumlu yer alıyor. Aydınlık, yapı imar sürecindeki sorumlulara mercek tuttu.

SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?

Kamuda çalışan inşaat mühendisi E.H. yapıların inşa sürecindeki sorumluların, belediye, yapı denetim firması, müteahhit, tasarımcı ekip, şantiye şefi, meslek odaları, üniversiteler olduğunu ifade etti. E.H., yapı imar sürecini ilk aşamasından anahtar teslime kadarki gelişmeleri şöyle tarif etti:

1) İmar durumu tespit edilir.

2) Amaca ve taleplere uygun avan proje (ön proje) hazırlanır.

3) Zemin etüdü yapılır.

4) Projenin kamu adına kontrol edilmesi için yapı denetim firması belirlenir.

5) Kesin proje hazırlanır ve belediye onaylar.

6) Mimari, statik, mekanik, elektrik, altyapı, yalıtım, varsa zemin iyileştirme projeleri hazırlanır ve yapı denetimce onaylanır.

7) Belediyeden ruhsat alınır.

8) Proje, inşaatın şantiye şefinin kontrolünde ve fenni mesullerin (yapı denetimin elemanları) denetiminde ilerletilir.

9) İskan başvurusu yapılır ve belediyece denetim aşamalarının ardından bina kullanılabilir hale getirilir.

‘BİLEREK HATA YAPMAK RANTTIR’

Mühendis E.H. , denetimde hedefin hatayı engellemek olduğunu belirterek şunları aktardı:

“Bir binanın salahiyetinden birçok kişi ve kurum sorumludur. Süreç bir hata yapılmaması için yönetmelik ve kanunlarla düzenlenmekte, ayrıca yetkililerce adım adım kontrol edilmektedir. Hatanın gözden kaçmaması için birden fazla kez kontrol edilmektedir. Bile isteye hata yapmak ancak rantla açıklanabilir. Hangi aşamadaki insan ranttan beslenmek istiyorsa hata orada meydana gelir. Türkiye, inşaat sektöründe dünyanın en büyükleri arasında. Birçok coğrafyada çok prestijli projelere imza atıyorlar. Sadece müteahhit (yapımcı) olarak değil mühendis (tasarımcı) veya müşavir (danışılan-denetleyen) olarak dünya çapında saygın Türk firmalar mevcut. Deprem bölgesinde de bu aşamaları doğru olarak tamamladığı için ayakta kalan yapılar var. Örneğin Sultansuyu hariç çevredeki barajlar, TOKİ konutları, şehir hastaneleri, birçok viyadük ve köprü... Bu da gösteriyor ki doğru mühendislik hizmeti alınır, sıkı denetim yapılır ve imalat kaliteli olursa yapılar depremle başa çıkabiliyor.”

‘BETONA YATIRIM YAPILDI’

Müteahhit Mahmut Remzi Altun da 12 Eylül Amerikancı darbesinin ardından Türkiye’de başlayan özelleştirme sürecinin, yapı imar konusunda yarattığı tahribata dikkat çekti. Vatan Partisi Seyhan İlçe Başkanı da olan Altun, Türkiye’nin yaşadığı siyasi dönüşümün yapı imar konusuna etkisini şu sözlerle anlattı: “1980’den sonra her dönemde inşaatla ekonomiyi yönetme durumu var. İstihdam inşaatla yaratıldı. Betona yatırım yapıldı. 12 Eylül öncesinde bu yoktu. Turgut Özal’la birlikte bir kooperatif furyası başladı. Devlet elini çekti. Kooperatif inşaatları başlayınca yüksek katlı binalar yapıldı. Belediyeler de bu işin lezzetine varınca bol bol ruhsat verdi. Ardından imar yasasında değişiklik oldu. Müteahhitlerde hırs oluşmaya başladı. 10-12 katlı binalar inşa edildi.

‘İMAR AFFI KAÇAK AFFIDIR’

“Bu hükümetin döneminde 3-4 kez imar affı getirildi. Devlet, kaçak inşaatlara Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı imar affı altında müsaade etti. İmar affı uygulamasıyla, usulüne uygun yapılmamış projeler belli bir bedel karşılığında belge veriliyor.

“1995’ten sonra Çukurova ve Seyhan bölgesinde imar yoğunluğu arttırıldı. Normalde 1,2 veya 1,4 iken bu sayı 2,4’e çıkarıldı. Bu da daha yüksek katlı binaların yapımının önünü açtı. Bu izinlerle Çukurova ve Seyhan bölgesindeki tarımsal alanlar imara açıldı. Bunları denetleyen inşaat mühendisleri, müellifler, müteahhitler yapı denetim firması kurmaya başladı. Bunlar inşaatları denetlemek için bakanlığa başvurup belge alıyorlar. 1997’ye kadar bu denetimi TUS dediğimiz teknik uygulama sorumluları yapardı. Sonra yapı denetim firmalarına geçti.

“Belediyeler, tarım alanlarını imara açma konusunda sorumludur. Ama Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı da onun üzerindedir. Bakanlık, yoğunluk artışı, dikey binaların yapılışı, zemin etütlerinin yapılmayışına müsaade etmemeliydi. Belediyeleri denetlemeliydi. Denetimsiz bir inşaat yapılamaz. Devletin denetlemesi gerekiyor.

‘İLK AŞAMADA JEOLOJİ MÜHENDİSİ’

“Denetimsizlik aslında temel atma sırasında başlıyor. Jeoloji mühendisleri sondaj yaparak zemin etüt raporu hazırlıyor. O rapora göre temel atmaya başlıyorlar.

“Arkasından müteahhit, mimara projeyi çizdirir. Elektrik mühendisi, su tesisatı mühendisi, makine mühendisi ve şantiye şefinin yer de yer aldığı beşli proje ile inşaat başlar. Bu noktadan itibaren müteahhit sorumludur. Sonra devreye inşaat mühendisi girer. Denetimi de yapı denetim firması yapar.

ÖZAL İKTİDARIYLA BAŞLADI

“İnşaatın deprem yönetmeliğine uygun ilerleyip ilerlemediği, mühendislerin uygun çalışıp çalışmadığı, müteahhidin teknik elemanlarını doğru yönlendirip yönlendirmediği konusunda denetim, bu firmalardadır.

“Yani toplam olarak bu süreçte bakanlığa bağlı mühendisler, şehir plancıları, belediyeler, müteahhitler ve özel yapı denetim firmaları sorumluluk taşımaktadır. Kamunun denetimsizliği de bu sürecin en önemli adımıdır. Bu da 1983’te Özal’ın iktidar olduğu dönemde başladı.”

Deprem kamulaştırma Kahramanmaraş Hatay ABD