29 Nisan 2024 Pazartesi
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kur baskısı deriyi yıprattı

Geçen iki yılda 800 milyon dolar cari fazla veren deri ve deri mamulleri sektörü, TL maliyetlerdeki artış ve döviz fiyatlarının baskılanması yüzünden cari açık sınırında. İhracat müşterisini rakiplere kaptırmaya başlayan sektör, iç pazarda ise Çin ile rekabette zorlanıyor.

"Deri ve Deri Mamulleri Sektörü: Cari Açık Tehdidi ve Rekabet Zorlukları"
Gözmen ve Karaca Antalya Leather&Fur Fashion Show Fuarı açılışında.

Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TDKD) tarafından düzenlenen Antalya Leather&Fur Fashion Show Fuarı'dan sektör temsilcileri ile sohbet etme fırsatı yakaladık. İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Güven Karaca ve İDMİB Yönetim Kurulu üyeleri ile Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TDKD) Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Gözmen ve TDKD Yönetim Kurulu Üyeleri sektörün sorunlarını, genel ekonomik gidişatı ve projeleri anlattılar. TDKD'nin davetlisi olarak takip ettiğimiz fuardaki sohbetimizde öne çıkan konu ihracatçıların yakındığı döviz fiyatlarının baskılanması oldu.

PARA POLİTİKASI SİTEMİ

Enflasyon nedeniyle TL maliyetlerin artması Türk ihracatçısı açısından dezavantaj olurken, Çin'in yeniden açılmasıyla ihracat müşterisini kaçırmaya başladıklarını belirten sektör başkanları, şu bilgileri verdiler: Biz ihracat müşterisini kura kaptırdık. İç piyasa müşterisini de TL maliyetlerden dolayı Uzakdoğu'ya kaptırdık. Geçen seneye göre daha az mı çalışıyoruz, daha az mı yatırım yapıyoruz, daha az mı fuara gidiyoruz? Hayır. Neden; para politikası! Merkez Bankası ile piyasa arasında bir bakış açısı farkı var. Bu para politikası devam ederse ihracat biter. İthalat da patlamaya devam eder. Bunu siyasetten bağımsız söylüyoruz. 2021'de 562 milyon dolar dış fazla veren sektör, 2022'de 256 milyon dolar dış fazla verdi. 2023'te ise ne olacak bilmiyoruz ama ilk aylar itibarıyla cari fazlamız açığa dönüşmeye başladı. Özellikle ayakkabıda Çin'den daha ucuz olmaya başlayınca ithalat artmaya başladı.

İTHALATÇIYA KREDİ FRENİ

Son dört aydır finansmana erişimde bütün sektörlerin sorun yaşadığına değinen İDMİB Başkanı Karaca, “Paraya ulaşım imkansız hale geldi. Eximbank para vermemek konusunda hiçbir zaman bu kadar inovatif olmamıştı. Parayı kullanmadan önce bozduracaksın, diyor. Eximbank'a başvurdunuz; 15 Mart'tan itibaren ne kadar döviz bozdurdu iseniz o kadar kredi kullanma hakkınız var. Eximbank'ın para vermeme değil para verme konusunda inovatif olması lazım.” ifadelerini kullandı.

Karaca'nın bu sözleri üzerine TDKD Başkanı Gözmen, Eximbank'ın ihracatçıyı desteklemek için bu ters matematiği yaptığını belirterek, konuya şöyle açıklık getirdi: “İhracatçı zaten aldığı parayı bozduruyor. Çünkü TL ile içeriye ödeme yapıyor. İthalatçıyı önlemek için bu getirilmiş. Çünkü ithalatçı o kredi ile döviz alıyordu.”

AYAKKABI İTHALATI PATLADI

Gürkan Gözmen yılın ilk dört ayında deri konfeksiyon ve kürk ihracatının yüzde 23 büyüdüğünü belirterek, toplam sektör ihracat artışının ise yüzde 4'te kaldığını belirtti. Geçen yılı 2.58 milyar dolar ihracatla kapattıkları bilgisini veren Karaca da, “2023'e endişeli girdik. Çünkü geçen yıl sonbahardan beri dünyada durgunluk beklentisi vardı. Avrupa'da enflasyon pazarı etkiliyor.

Biz alışkınız ama onların satın alma alışkanlıklarını etkiliyor. Tüketim az. Dünya ticaretinde de azalma eğilimi vardı. Bu eğilimlerle yıla girdik. Durgunluk bir dezavantaj, pazarın daralması dezavantaj, enflasyon da öyle. Bir şekilde fiyat tuttururuz diyorduk. Ama finansman sıkıntısı çıktı. Son aylarda ihracatta düşüş var. İthalatta ise ayakkabı özelinde yüzde 100'ün üzerinde artış var.” diye konuştu.

Uzak Doğu pazarları için bugüne kadar yapılan etkinliklerde bir istikrar olmadığını fakat yeni yönetim olarak istikrarlı şekilde bu pazarlara yöneleceklerini anlatan Karaca, ayrıca dünyada ünlü moda markalarını Türkiye'ye getirerek görüşmeler yaptıklarını aktardı.

ATÖLYELERİN YÜZDE 90'I DEPREME DAYANIKSIZ

Kur baskısı deriyi yıprattı - Resim : 1

14 Mayıs seçimlerinin hemen öncesi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Meclisi'ne konuk oldu. Bakan Kurum burada yaptığı konuşmada, konutların dönüşümü için konulan iradeyi sanayi tesislerinin dönüşümü için de koyacakları sözünü verdi. Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Yönetim Kurulu olarak bu toplantıdan günler önce İTO Başkanı Şekib Avdagiç'i ziyaret ettiğimizde de İstanbul'daki işyerlerinin ve atölyelerin olması İstanbul depremine hazırlık kapsamında dönüşümü konusu gündeme gelmişti. Başkan Avdagiç bu konuda işletmelerin bunu yapacak gücü olduğunu fakat devletin de belli kalemlerde vergisel teşvikleri hayata geçirmesini istediklerini ifade etmişti.

İSTANBUL İÇİN 30 YILLIK PLAN ÖNERDİ

Antalya'daki fuarda konuyu deri konfeksiyon atölyeleri özelinde, TDKD Başkanı Gözmen'e sorduğumuzda, şunları söyledi: “Deri konfeksiyonu ikame eden Zeytinburnu'nda yüzde 90'ı çürük. Bir deprem durumunda sektör büyük darbe alır. Dönüşüm için proje bekliyoruz. Günlük siparişlerle dönen bir sektör olduğu için üretimin pazarın içinde veya yakın olması gerekir. Şehir dışına taşımak mümkün değil. Şehrin yakınlarındaki yerleşim yerleri olabilir. Yeni OSB kurulsa bile projenin bitmesi 4-5 sene olur. Mevcut yapıları yerinde dönüştürmek lazım. Bunun için kredi ve teşvik verilmeli. Bu noktada dönüşüm fırsatçılığına müsaade edilmemesi lazım. Dönüşüm 3-5 müteahhide değil akredite edilmiş şirketler üzerinden yapılmalı.”

Güven Karaca da, “Depremi de göz önüne alarak bölge ayırmaksızın sektörlerin taşınması için teşvik kapsamının değişmesi lazım. İstanbul'un tahliyesi için 30 yıllık bir plan yapılması lazım.” dedi.

E-İHRACAT SAYESİNDE BÜTÜN DÜNYA HEDEF PAZAR

Kur baskısı deriyi yıprattı - Resim : 2

“Kapıdan kapıya teslimat” konusunda İDMİB olarak yaptıkları çalışmalara dikkat çeken Güven Karaca, “Sonuca ulaşmaya başladık. Bizim organizasyonumuzla kurduğumuz lojistik altyapı sayesinde dünyanın neresine giderseniz gidin yanınızda bir arkadaşımız olacak ve kapıya teslimat için işlemleri gerçekleştirecek. Burada bir sipariş de olsa bin sipariş de olsa o malı müşteriye zamanında ulaştırmak zorundayız. İmalatçılarımız lojistik maliyetini düşünerek küçük siparişten korkmamalı. Ölçekli siparişle ölçeksizi birleştirip maliyeti düşürüyoruz.” dedi. Diğer yandan dünya ticaretinin neredeyse yüzde 20'sinin e-ticarete döndüğünü belirten Karaca, e-ihracatı tabana yayacak bir çalışma içinde olduklarını da not etti. Karaca, “İDMİB bünyesinde firmaları e-ihracatçı yapmak için bir komite kurduk.” bilgisini verdi. Ayakkabı sektörü için yıllardır İtalya'da MICAM'a, Garda'ya, Almanya'da Düsseldorf'a fuarlara gittiklerini belirten Karaca, “Bunlara yeni fuarlar katmalıyız. Dinamik fuarlar olmak zorunda. Her fuar organizasyonu bir yatırım ve masraf. Martta Güney Kore'ye gittik. Ekimde bir daha gidiyoruz. Hedef pazar olarak sadece bir ülkeyi belirlemek artık yok; e-ihracatla artık hedef pazarımız bütün dünya.” mesajı verdi.

İDMİB Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Turgut da, “Hedef pazarları belirlemeden önce sektörle bir araya geldik. Asya'nın, Batı'dan başka bir moda ve satın alma alışkanlığı var. Yazlık ve kışlık sezonları kaçırmadan heyetler yapmaya karar verdik. Hiç boş bırakmadan o pazarda olmamız lazım. Güney Kore ilk ama Japonya'yı da hedefe alacağız. Milyarlarca dolarlık yeni bir pazar olacak.” bilgisini paylaştı.

Türkiye