20 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dijital İpek Yolu’nda sanat konuşuldu

I. Uluslararası Kuşak ve Yol İnisiyatifi Türkiye Sempozyumu’nun ikinci gününde, kültür ve sanatta Dijital İpek Yolu’nun olanakları ele alındı. Türkiye ve Çin'den edebiyatçılar ve sanatçılar, “insanlık davasına sahip çıkma” çağrısı yaptı.

Dijital İpek Yolu’nda sanat konuşuldu
A+ A-
ALİ ULUSOY

İstanbul İstinye Üniversitesi'nin ev sahipliğinde yapılan 1. Uluslararası Kuşak ve Yol İnisiyatifi Türkiye Sempozyumu tamamlandı. 30-31 Mayıs günlerinde Türk-Çin İş Geliştirme Derneği ile İstinye Üniversite’nin birlikte düzenlediği sempozyumun ikinci gününde Dijital İpek Yolu’nun finans, tarım, sağlık, eğitim, turizm ve sanattaki önemi konuşuldu. Kültür ve Sanat oturumunda Şair Hüseyin Haydar, Müzisyen Latif Bolat, Tiyatro Sanatçısı Murat Demirbaş ve Çinli edebiyatçı Yi Chuanfang’ın sunumlarıyla dijital dönüşümün sanat alanında yarattığı olanaklara değinildi.

GEÇMİŞİN İNTERNETİ: İPEK YOLU

Müzisyen ve yazar Latif Bolat, bundan bin 200 yıl önce şimdiki Özbekistan ve Türkmenistan civarlarında yaşamış, dijitalleşmenin şah damarı olan “Algoritma”nın kurucusu “El Harazmi”nin de İpek Yolu’nun evlatlarından biri olduğunu belirterek, onun ortaya koyduğu cebir, matematik gibi işlerin ve yaptığı icatların, bugünkü dijitalleşmede çok büyük rol oynadığını söyledi. Dijitalleşmenin de bir araç olduğunu belirten Bolat, aracı kimin sürdüğüne bağlı olarak gideceği yönün de değiştiğini belirtti. İpek Yolu’nu “geçmişin interneti” olarak tanımlayan Latif Bolat, bu ağın toplumların arasında din, kültür ve müzik gibi birçok özelliğinin geçişini sağladığını söyledi.

‘VERİLERİMİZİ KORUMALIYIZ’

Bugün dijitalleşme alanındaki her gelişmeyi tamamen olumlu karşılamanın yanlış olacağını belirten Latif Bolat, seçici olmamız gerektiğini belirtti. Alan Musk’ın Twitter’ı satın almasının sebebinin veriye erişmek olduğunu söyleyen Bolat, verimize sahip çıkmamız gerektiğini vurguladı ve milli veri depolama sistemlerinin gelişmesi gerektiğini belirtti.

Bolat ayrıca sanat alanında dijitalleşmenin getirdiği olumlu ve olumsuz örneklere değindi.

‘DAVA İNSANLIK DAVASI’

Sanatı, “insanın kendini ötekinde arama gayreti” olarak tanımlayan tiyatro sanatçısı Murat Demirbaş da pandemi döneminde tiyatrolara destek amaçlı yapılan dijital tiyatro sunumlarına dikkat çekerek, bunun bir dönem için faydalı olduğunu fakat dijital sanatın yapılmasının mümkün olmadığını söyledi. Dijitalleşmenin amaç değil, bir araç olması gerektiğini söyleyen Demirbaş, veri iletmede teknolojinin olanaklarının müthiş bir şekilde kullanıldığını fakat bunun insanı insanlığından çıkaracak düzeye gelmemesi gerektiğini vurguladı. Tiyatronun tiyatro olabilmesi için en yalın haliyle en az iki insan olması gerektiğini belirten Demirbaş, tiyatroda birinin anlatıp diğerinin dinlemesi gerektiğini söyledi. Demirbaş örnek olarak insanların televizyondan da maç izleyebilecekken stadyumları doldurmasının sebebinin o an orada birlikte olma ve törene katılma duygusu olduğunu söyledi, sanatın kaynağında da ritüel olduğunu belirtti. İnsanın yarattığı teknolojinin, kendi düşünce ve duygu akışını-dünyasını değiştirdiğini, insanın teknolojinin esiri olabildiğini belirten Murat Demirbaş, konuşmasını Aşık Veysel’in sözleriyle bitirdi; “En nihayetinde, dava insanlık davası. Biz de davamıza sahip çıkalım ki insanlık yaşasın…”

ŞAİRİN MESAJI ŞİİRLE OLUR!

Şair Hüseyin Haydar ise sunumunu şiirle yaptı. Usta şair Hüseyin Haydar’ın sempozyumda okuduğu ve duygu dolu anların yaşandığı şiirin tamamını sunuyoruz:

MESAJLARIN MESAJI

(Dijital İpek Yolu Sempozyumuna

sunulan şifreli söz öbekleri.)

Bir mesajım var kutlu, ışıklı bir mesaj bu, bizim Asya’ya,

Başkan Xi’nin, rüyasını kurduğu, açık seçik bir çağrı dünyaya.

Bir mektubum var kuşlu, allı pullu, sevgi ve hasret yüklü,

Yazılmış ışıktan kâğıtlara, ışıktan mürekkeple, ışık harflerle.

Bir mesajım var, resim dolu, destan dolu, şiir dolu,

Çinili bal çanağım benim, bilgi dolu, aşk dolu, delidolu.

Sözlerim, özlemlerim, umutlarım aksın İpek Yolu’nda,

Işık hızıyla yayılsın bilişim, Akdeniz’den Çin denizine kadar.

Bir mesajım var, tarihin aklıyla akan, kaç bin yıllık anılarla,

Ak kanatlı güvercinlerdir, barış hattında şimşek hızıyla,

Fırat kıyısından Sarı Nehre doğru uzaydan koşan al atlardır,

Destandan destana coşan, büyük Asya senfonisidir bu.

Ovaya dokununca pirinç oluyor, pirince dokununca düğün aşı,

Bahçelerde ağaca ulaşınca kirazlar köpürüyor dallarda.

Bir mesajım var, göverir gönüllerin başı, durdurur savaşı,

Barış mayasıyla yoğrulmuş, pişmiş ekmek kokusudur,

Yayılıyor dijital damarlarda, sanal sinirlerde, bilgi ağında.

Mustafa Kemal’in kağnısı geçer gökyüzünden, cephane yüklü,

Bir mesajım var, Uzun Yürüyüşte dizlerimin bağıdır.

Bir davetim var, uzaklara dokununca ufuklar yakın oluyor,

Kaygıya ulaşınca neşeye dönüşüyor, geceye dokununca sabah.

Bir mesajım var yerinde duramayan, Çin Hanedanından,

Akıp büyülü kanallarından İpek Yolunun, doluyor sitelere.

Çırağan’dan kalkan kuşları, Kışlık Saray’ın damına konuyor.

Bir mesajım var, ulu bir mesaj, ulaşınca ürün oluyor,

Emeğe dokununca sevgi yüceliyor, toyla paylaşılandır bu.

Toprağa dokununca buğday oluyor, ağır başaklar halayda,

Mısırlara ulaşıyor mesajım, mısırlar Samanyolu’nu besliyor.

Çağrım ulaşınca gök sarhoş oluyor, başlıyor şenlik,

Başlıyor müzik, başlıyor yüz yıllık danslar, hasret bitiyor.

Birden güreşe duruyor Yang ile Ying, aşk yükseliyor,

Süzülüyor yerlerden göklere kadar kanatlı Doğu ejderi,

Düş canlanıyor: Asya milletleri Asya sofrasında davettedir.

Bir çağrım var, çağların içinden gelip ışıklı ırmaklarla akıyor,

Yayılıp bilişim kanallarından, kaldırıyor senliği benliği.

Bir mesajım var, hastalara dokununca hastalar iyileşiyor,

Bir çağrım var, uzaydan süzülüp, yıldızlara sürtünüp geliyor.

Çöle varınca çöl çayır çimen, taş yeşeriyor, su gülüyor,

Doğa ana hiç yorulmadan yeni çocuklar doğuruyor,

Ateş havayla öpüşüyor, ömürler uzuyor, köpüren süttür bu.

Kardeşlerim sıkı durun, dik durun, bağ bağa yürüyelim,

İnsanın insanı sömüremediği bir dünya kuracağız,

İpek yolunu, ipekli gönüllerin kavuşma yolu yapacağız,

Egemen kılacağız yeryüzünde evrensel kardeşliği.

Hedefimiz el ele tutuşabilmek, yüz yüze gelebilmek,

Yakınlaşmak, kaynaşmak, nefeslerimizi hissetmektir.

Bu yol Konfüçyüs’lerin, Yunus Emrelerin bilgelik yolu,

Şehitlerin kol kola gezdiği bu yol, anıtlar anılar yolu,

Bu yol erenlerle, atalarla dolu, bilgelerle dopdolu…

Hey Li! Hey Li-Ying! Haydi Memet! Haydi, Gülce bala!

Gir bağlan insanlığın ana belleğine, oradan yürü,

Uzaktan sevmek olmaz, gel yakına yakına!

Türkiye Sanatçılar Birliği dijital ipekyolu sempozyumu sanat