19 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Enflasyon krizinde ileri aşamaya geçildi

Küresel enflasyon öyle bir hale geldi ki ülkelerin dış politikalarını etkilemeye başladı. Atlantik ve Asya arasındaki cepheleşme belirginleşirken, ABD'den Çin ve Venezuela cephesinde geri adım sinyalleri geldi

Enflasyon krizinde ileri aşamaya geçildi
A+ A-
EKONOMİ SERVİSİ

Enflasyon bütün dünyada etkisini artırıyor. Enerji krizi, emtiada rekor fiyatlamalar, lojistik maliyetlerindeki artış ve gıda temininde yaşanan sorunlar... Ülke blokları ise yaşanan anomali yüzünden birbirlerini suçluyor. ABD ve AB cephesi gıda ve enerji krizine Rusya'nın sebep olduğunu öne sürerken, Rusya tarafı ise kendisine yönelik yaptırımların buna yol açtığını ifade ediyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, St. Petersburg Ekonomi Forumu (SPIEF) için kaleme aldığı yazıda, “Batılı ülkelerin ekonomide yaptığı hatalar ve yaptırımlar, küresel enflasyon dalgasına, tedarik ve üretim zincirlerinin yok olmasına, yoksulluk ve gıda kıtlıklarında keskin bir artışa yol açtı.” ifadelerini kullandı. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise pazar günü yaptığı açıklamada, uluslararası ticarette tahıl kıtlığının sorumlusu olarak Rusya'yı gösterdi.

RUSYA ÇABA GÖSTERİYOR

Oysa Rusya gıda temini için anlaşmaya açık. Geçen hafta ajanslara düşen bilgide İstanbul merkezli bir tedarik planının devreye alınacağı bildirildi. Bu hafta başında Rus Izvestia gazetesi, Türkiye ile Rusya'nın, Ukrayna tahılının limanlardan çıkışına yönelik plan üzerinde anlaşmaya vardığını duyurdu. Yetkililere (kim oldukları belirtilmedi) dayandırılan haberde, Ukrayna'nın liman kenti Odesa'dan tahıl yüklü gemilerin çıkışı konusunda Rusya'nın Türkiye ile geçici bir plan üzerinde anlaştığını ifade edildi. Plana göre Türk Silahlı Kuvvetleri Odesa'nın kıyı bölgesindeki mayınların temizlenmesinden sorumlu olacak. Tahıl yüklü gemilere Odesa'dan Karadeniz'deki tarafsız sulara kadar Türk gemileri, buradan İstanbul Boğazı'na kadar ise Rus savaş gemileri eşlik edecek.

Yol haritasının 8-9 Haziran'da Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Türkiye ziyaretinde gündeme gelmesi bekleniyor. Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, Lavrov'un Ankara ziyaretinde tahıl konusunun da tartışılacağını doğrulamıştı.

PETROL BASKISI İŞLEMEDİ

Yüksek enflasyon ülkelerin dış politikalarında da değişime neden olmaya başladı. ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo, ABD Başkanı Joe Biden'ın enflasyonu kontrol altına alabilecek fikirlere açık olduğunu, ürünler üzerinde Çin ile tarifelerin kalkmasının anlamlı olabileceğini söyledi. ABD'nin petrol fiyatını düşürme çabaları ise sonuçsuz kaldı. OPEC+ üzerindeki baskılara rağmen beklenen üretim artışı gelmedi. Daha önce Uluslararası Enerji Ajansı'nın da koordinasyonu ile petrol stoklarının bir kısmı devreye alınarak fiyatlar aşağı çekildi ancak bunun etkisi geçici oldu. Dün itibarıyla ABD'nin Venezuela'ya yönelik petrol lisans yaptırımlarını kaldırdığını açıklamasına rağmen fiyatlar 120 doları gördü. Çünkü Suudi Arabistan, Asya'daki müşterilerine sattığı petrole zam yaptı. Petrol üreticisi ülkeler fiyatların düşük kaldığı dönemin acısını çıkarırcasına bir fiyat ve üretim politikası izliyorlar. Akaryakıt maliyetlerinde her artış, birçok sektörde ve özellikle ulaştırmada temel girdi unsuru olduğundan, çarpan etkisi ile fiyatları yukarı çekiyor. ABD'de akaryakıt fiyatlarının hızla artmasının halk nezdinde rahatsızlık yarattığı Amerikan basınındaki haberlerden izlenebiliyor. Petrol üreticisi ABD'de fiyatlar yüzde 50 artarken, Avrupa'da yüzde 100, Türkiye'de ise döviz fiyatlarının da etkisiyle yüzde 250'leri buldu.

ÜRETİCİ FİYATLARINI ETKİLİYOR

Merkez Bankası dün yayınladığı Aylık Fiyat Gelişmeleri Mayıs Raporunda fiyat artışlarının genele yayıldığına dikkat çekti. Raporda, “Bu dönemde, tüketici yıllık enflasyonundaki artış alt gruplar geneline yayılırken bu gelişmeye en belirgin katkı temel mal ve hizmet gruplarından gelmiştir. Mayıs ayında, temel mal grubunda yıllık enflasyon tüm alt gruplarda artış kaydetmiştir. Hizmet grubunda yıllık fiyat artışı ulaştırma hizmetlerinde görece yatay seyrederken, lokanta-otelde daha belirgin olmak üzere diğer alt gruplarda yükselmiştir. Gıda fiyatlarında yıllık enflasyon işlenmemiş gıdada gerilerken işlenmiş gıdada yükselmeye devam etmiştir. Bir önceki ay yüksek oranda artan taze meyve sebze fiyatlarında bu dönemde sebze fiyatları kaynaklı olarak kısmi bir düzeltme izlenmiştir. Enerji fiyatlarında şebeke suyu ve akaryakıt kalemleri öne çıkmıştır. Bu dönemde, uluslararası emtia fiyatları, döviz kuru gelişmeleri ve tedarik zincirinde süregelen aksamalarla üretici fiyatlarındaki artışlar sürmüştür.” denildi. Merkez Bankası'nın da dikkat çektiği üzere küresel eğilim üretici fiyatları üzerinden bir maliyet enflasyonuna yol açıyor.

YAZ GELDİ SEBZEDE ZAM ORANI AZALDI

Türkiye ekim-kasımdan başlayarak işlenmemiş gıda fiyatlarında büyük fiyat artışları yaşadı. Geçen yılki hava koşullarının rekolte üzerindeki etkisi de burada görüldü. Yazın gelmesi ile birlikte fiyatlarda bir miktar gevşeme yaşandığı Merkez Bankası'nın raporunda da yer buldu. Raporda, “İşlenmemiş gıda grubunda mevsimsellikten arındırılmış veriler sebze fiyatları kaynaklı olarak taze meyve ve sebze kaleminde fiyatların gerilediğine işaret ederken, diğer işlenmemiş gıda kaleminde genele yayılan fiyat artışları izlenmiştir. Bu grupta kırmızı et, beyaz et ile sütün yanı sıra pirinç ve kuruyemiş yüksek katkılarıyla dikkat çekmiş, yumurta ise fiyat düşüşüyle diğer alt kalemlerden ayrışmıştır. İşlenmiş gıdada, ekmek ve tahıllar kaleminde fiyatların yüzde 3,65 oranında artmasıyla yıllık enflasyon yüzde 90,69 seviyesine yükselmiştir. Diğer işlenmiş gıdada aylık fiyat artışı daha belirgin olurken, bu grupta peynir ve diğer süt ürünleri başta olmak üzere katı-sıvı yağlar, çay-kahve, et ürünleri, şeker ve bağlantılı ürünler öne çıkmıştır.” tespitleri yer aldı.

EKONOMİ YÖNETİMİ NE YAPTIĞININ GAYET FARKINDA

Enflasyon krizinde ileri aşamaya geçildi - Resim : 1

RECEP ERÇİN

Bir grup ekonomist yüksek enflasyonu dış etkilerin yanında genişlemeci para politikası yüzünden ekonominin sıcak tutulmasına bağlıyorlar. Geçen hafta TÜSİAD- Koç Üniversitesi ortaklığı ile oluşturulan Ekonomik Araştırma Forumu (EAF) tarafından “Enflasyon Artarken Neo-Fisher Yaklaşım Ne Diyor?” başlıklı bir webinar düzenlendi. Neo-Fisher yaklaşımını geliştiren iktisatçılardan John Cochrane, EAF etkinliğinde forum direktörü Selva Demiralp ile beraber bu yaklaşımını tartıştı. Webinar'a TÜSİAD'ın YouTube kanalından erişilebiliyor. Orada da faiz-enflasyon döngüsüne dikkat çekildi ve Türkiye'nin yaşadığı yüksek enflasyonun izlenen faiz politikası ile ilişkisine değinildi.

BAKAN NE DEDİ?

Bu eleştiriyi hafta sonu yapılan toplantıda sunum yapan Hazine ve Maliye Bakanı Dr. Nureddin Nebati de haklı çıkardı. Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi'nin Kızılcahamam toplantısından aktardığı notlara göre Bakan Nebati, “Dövizi düşürmek için yüksek faiz artışı yapabilirdik. Ama o zaman üretim bundan olumsuz etkilenirdi. Biz bir yol ayrımına gittik. Enflasyonla birlikte büyümeyi tercih ettik. Kur korumalı TL’ye geçerek bir yandan doları frenledik. Diğer yandan üretimi ve büyümeyi tercih ettik. Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar. Çarklar dönüyor. Büyümeyi tercih ettiğimiz için büyüme rakamları iyi geliyor, büyüme istihdama da olumlu olarak yansıyor. Ama biz dar gelirli vatandaşlarımıza yönelik gelirlerini artırıcı düzenlemeler yapıyoruz. Böylece onları enflasyonun karşısında korumaya çalışıyoruz.” dedi.

İŞ DÜNYASI ELLER CEBE!

Bakan Nebati böylece istihdam ve büyümenin öncelendiğini dar gelirli kesimlerin ise ücret politikası ile korunmaya çalışıldığını ifade etmiş oldu. Fakat bu politikanın yetersiz kaldığı görülüyor. Hızla artan barınma, ulaşım ve gıda fiyatları ücretlilerin en temel ihtiyaçlarını asgari düzeyde karşılamalarına yol açıyor. Bu durum bir yandan yoksullaşmayı diğer yandan gelir uçurumunun artmasını beraberinde getiriyor. Ancak Cumhurbaşkanı'nın işaret verdiği üzere yakın zamanda ücretli ve dar gelirli kesimin gelirlerinde bir düzeltme yapılması için çalışmalar sürüyor. Öte yandan bir kesimin “Ekonomide ne yaptıklarını bilmiyorlar?” eleştirilerinin de böylece boşa düştüğü görülüyor. Yine Bakan Nebati'nin verdiği bir mesaj daha var: Çarklar dönüyor, iş dünyası kazanıyor, kazandığınızı paylaşın. Bunu daha önce iş dünyası ile yapılan toplantılarda da aktardı. İhracata çalışan sektörlerde ara zamların yapıldığını biliyoruz. Ancak iç piyasaya çalışan işletmeler maliyet artışlarını yönetemediklerini belirtiyorlar. Bu noktada bizim daha önce bu köşede gündeme getirdiğimiz istihdamı koruma kredisi ile bir tasarrufta bulunulması beklenebilir.
Enflasyon Kriz enerji krizi emtia