Gaziantep’te Rektör’e ‘usulsüzlük’ davası

Eski Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, üniversite rektörü Arif Özaydın’a “görevi kötüye kullanma” iddiasıyla dava açtı.

Gür, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği dilekçede, 25 Aralık 2023’te Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı için açılan profesörlük kadrosu ilanının, 15 Temmuz 2016’dan sonra üniversiteden FETÖ üyeliği gerekçesiyle ihraç edilen İrfan Koca için açıldığını ileri sürdü.

Gür’le birlikte Üniversite’nin Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı’ndan bir doçent de mağdur olduğu gerekçesiyle aynı konuda şikayette bulundu. Üniversitede 9 yıldır doçent kadrosunda bulunan öğretim üyesi, 4 yıldır profesörlük kadrosu beklemesine rağmen üniversite dışından bir ismin profesör olarak alınmasının usulsüz olduğunu aktardı.

‘YENİ ÖĞRETİM ÜYESİNE İHTİYAÇ YOK’

Koca’nın profesörlük kadrosuna başvurduğunu belirten Gür, üniversitenin bu başvuruyu kabul etmesine tepki gösterdi. Prof. Gür, Koca’ya yönelik FETÖ şüphesinin görmezden gelindiğini söyledi.

Öte yandan Koca’nın Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Kriterleri Yönergesinde yer alan zorunlu ön şartları tamamlamamış olduğuna da dikkat çeken Ali Gür, bölümde iki kıdemli profesör ve 2 kadrolu doçent (biri 9 yıllık, biri 2 yıllık) aktif olarak tam zamanlı çalıştığını, yeni bir öğretim üyesine ihtiyaç bulunmadığını, ilanın belirli bir kişi için özel olarak çıkarıldığı ekledi.

‘ŞARTLARI KARŞILAMIYOR’

Gür, Koca’nın üniversiteden ihraç edildiğinde yardımcı doçent olduğu, o tarihten itibaren üniversitede çalışmadığı ve yönetmelikteki profesörlük şartlarını karşılamadığını ifade etti.

Dilekçede şunlar vurgulandı:

“Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Kriterleri Yönergesinin 9. Maddesinin 9. Fıkrasına göre ‘Profesörlük başvurusunda, başvuru tarihi itibariyle Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) tarafından oluşturulan doçentlik sözlü jürisinden başarılı olduğu tarihten itibaren en az 5 (beş) yıl geçmiş ve bu süre boyunca aday bir yükseköğretim kurumunda öğretim elemanı olarak görev yapmış olmalıdır.’

“Kadronun kendisine özel olarak çıkarılmış olduğu düşünülen Doç. Dr. İrfan Koca isimli şahsın doçentlik unvanı aldıktan sonra yükseköğretim kurumunda 5 yıl (en az 3 yıl) çalışma şartını tamamlamamış olması iddialarımızın doğruluğunu ortaya koymaktadır.

‘ÖZEL JÜRİYE GÖNDERİLDİ’

“Akademik Başvuru İnceleme Komisyonu (ABİK) tarafından İrfan Koca başvurusu hakkında belirlenen şartların sağlanmadığına ilişkin verilen karara rağmen; akademik teamüllere ve yanında hukuka aykırı şekilde rektörlük tarafından başvuru kabul edilerek özel olarak belirlenen jürilere gönderiliştir.

“Netice olarak her iki ön şartı da tamamlamamış olması göz ardı edilerek rektörlük yönetimi tarafından İrfan Koca’nın baştan reddedilmesi gereken başvurusu değerlendirmeye alınmıştır.

“İrfan Koca’nın dosyası atamanın gerçekleştirilmesi için jürilerin değerlendirmesine göndermek üzere hukuka aykırı şekilde ve ABİK’e rağmen kabul edildiği görülmektedir.

“İrfan Koca isimli şahsın hukuksuz ve ilgili yönetmeliklere aykırı şekilde profesörlük kadrosuna atanması için üniversite yönetimi tarafından gerçekleştirilen usülsüzlükler jüri seçiminde de devam ettirilmiştir.”

‘FETÖ’NÜN ADAYINI CANHIRAŞ DESTEKLEDİ’

Aydınlık’a konuşan Ali Gür, Koca hakkındaki FETÖ şüphesini şu şekilde açıkladı:

“Kendisini tanıyorum. Üniversite çalıştığı dönemde gizli ses kayıtları yapıyordu. Akademik kurulda bunun suç olduğunu, neden yaptığını sorduğumuzda bize, ‘Kendi başıma yapmadım. 3-4 savcıyla ile görüştüm, onlar bana böyle yapmamı söylediler’ dediğine ben dahil kuruldaki bütün hocalar şâhittir.

“15 Temmuz akabinde KHK ile ihraç edilen akademisyenlerle birlikte 2014-2016 yılları arasında şebeke halinde yoğun bir şekilde ortak yayın üretti. FETÖ’nün çok aktif ve etkili olduğu 2012 yılında, FETÖ’nün rektör adayı Celalettin Camcı’yı yardımcı doçent olduğu halde canhıraş bir şekilde desteklemiştir. Celalettin Camcı FETÖ kapsamında yargılanmıştır.

“Rektörlük seçimlerinde güçlü aday bendim. Önümü kesmek için bir yandan FETÖ’den tutuklanan dönemin başsavcısı aracılığıyla, ilgim olmayan bir mesele üzerinden tarafıma kumpas kurulup ağır cezada yargılanmama neden oldu. Diğer yandan İrfan Koca aracılığıyla disiplin cezası verdirilerek şebeke halinde rektör adaylığımı engellemeye çalıştılar.

“İrfan Koca’nın kardeşi Erhan Koca da KHK ile polislikten atıldı, ilerleyen yıllarda da göreve dönemedi.

“Ayrıca Koca’nın başvurusunu değerlendiren jürideki iki isim de FETÖ gerekçesiyle KHK ile kamudan ihraç edildi. Bu isimlerin ihracı daha sonra kaldırılsa da kamuya dönmediler. İkisi de özel üniversitede görev alıyor. Biri İstinye Üniversitesi diğeri Üsküdar Üniversitesi.”

REKTÖR’DEN ‘BİR KİŞİYLE UĞRAŞMAYIN’ TEPKİSİ

Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Özaydın’a ulaşarak iddiaları sorduk. Özaydın, şu yanıtı verdi:

“Ahmet'e, Mehmet’e profesör kadrosu açılır mı? Profesörlük ortaya açılır, kim başvurmuş bilmiyorum ki. Ben kimin başvurduğunu bilmiyorum. Ben karar veremem ona. Beş kişilik jüri karar verir buna. Benim bilgim yok. Bana ne FETÖ’den atılmış, bilmem, etmem, tanımam. Atıldıysa atıldı, atılır, uğraşır, mahkemeler var bu ülkede. Bir kişiyle uğraşmayın, Ahmet’le, Mehmet’le uğraşmayın. Yaptığımız işlere bakın. Onkoloji hastanesi, böbrek nakil hastanesi, ilaç fabrikası yapıyoruz. 3 yılda 60 kalem iş yapmışım, Teknofest'te 23 tane ödül almışım.”

‘HİÇ UZAKLAŞMAMIŞIM GİBİ İADE EDİLECEK’

İddiaların odağındaki İrfan Koca’ya ulaştık ve sorularımızı ilettik. Profesörlük kadrosuna başvurduğunu doğrulayan Koca, yönetmelikteki şartları da sağladığını ileri sürdü. Koca, Anayasa Mahkemesinin Ocak 2023’te hakkındaki KHK ile ihraç kararının hak ihlali olduğuna hükmettiğini belirterek şunları aktardı:

“Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından 2023 yılı ocak ayında; ‘KHK ile görevlerinden ihraç edilen ve OHAL komisyonu tarafından göreve iade edilen öğretim üyelerinin görev yaptıkları eski üniversitelerine yeniden atanmalarının yapılmamasının hak ihlali’ olduğu yönünde karar verildi.

“Bu ilanda açılan profesörlük kadrosuna, Profesörlük için gerekli kıdem yılı ve diğer kriterleri fazlası ile sağlamış olduğumdan dolayı söz konusu bu kadroya yasal haklarımı kullanarak başvurdum.

“Başvuran başka adaylar olup olmadığını bilmiyorum. Bu tür başvurularda ilk olarak adayların başvuru şartlarını taşıyıp taşımadığına kurul tarafından inceleme yapılır. Daha sonra şartları tutan adayların bilimsel eserlerinin de yer aldığı dosyaları ÜAK’ta çalışma alanları ilgili kadro ile ilgili olan farklı üniversitelerde görev yapan, 5 kişilik profesörden oluşan jüri tarafından incelenir ve üniversite yönetim kurulu tarafından atanmaya ilişkin nihai karar verilir.

“Göreve iade edilen kamu görevlilerinin tüm özlük hakları görevden hiç uzaklaşmamış gibi aynen iade edilir. Bu bağlamda resmi olarak; 2016-2021 yılları arasında Gaziantep Üniversitesinde öğretim üyesinde çalışmış durumdayım. Söz konusu dönemlere ilişkin SGK dökümümü gönderebilirim.

“KHK ile ihraç edilip tekrar dönen öğretim üyeleri ek ders ödemelerini dahi almaktadırlar.

Bu durumda doçentlik sonrası 6 yılı üniversite olmak üzere toplam 9 yıl çalışmış olarak “3 yılı üniversitede olmak üzere toplam 5 yıl çalışmış olma” şartını yasal olarak sağlamış bulunmaktayım.”

‘ÖZLÜK HAKKIYLA STATÜ ALINAMAZ’

KHK ile ihraç edildiğinde yardımcı doçent olan Koca, yasa gereği şu an doktor öğretim görevlisi konumunda. Yargı kaynaklarından edindiğimiz bilgiye göre, özlük hakları iade edilen şahıslar, maddi kazanımlar elde edebilirken mesleki statülerini geri alamıyorlar. Yani doktor öğretim görevlisi olan biri, özlük haklarını alsa bile hiçbir üniversitede çalışmadan doçent sayılamaz, 5 yıl görev almadan profesörlük unvanı için hak kazanamaz.