20 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Hırsızlığa karşı düdüklü önlem

Esnaf elinde bir düdük ile koştur koştur enkaza giriyor. Düdüğü defalarca çalıp telefonla polisi arıyor. Hırsız görmüşler. Artık çalacak bir şey bulamadıkları için su saatlerini ve elektrik kablolarını çalıyorlar...

Hırsızlığa karşı düdüklü önlem! Enkazda açan çiçekler
A+ A-
DOĞUKAN ERTAN / ANTAKYA

Büyük 6 Şubat depremlerinden tam bir yıl sonra Antakya Saray Caddesi… Restorasyon çalışması altındaki Ulu Camii’nin yanından hayretle caddeye giriyoruz. Antakya merkezde birçok bina, çalışmalar kapsamında ya yıkılmış ya da yıkılmayı bekliyor. Yıkık duvarlarda kalan yazılar, deprem sonrası duvarlara çizilen resimler, enkazda asılı Türk bayraklarında hüzün ve umut bir arada. Yıkık binaların arasında, enkazlarda dolanıp insanlarla sohbet ederken duvarlarda yazılar, grafitiler ve resimler gözümüze çarpıyor. Bize burada hala hayata tutunmaya çalışan insanların haleti ruhiyelerini anlatmaya yetiyor.

Zor ayakta duran bir duvarda Neşet Baba duruyor:

Hırsızlığa karşı düdüklü önlem - Resim : 1

“Ah Yalan Dünya”. Duvarın hemen yanındaki eski bir iş yeri girişinde yerden kaldırılıp asılmış bir Türk Bayrağı asılı. Yalan dünyaya, tüm felaketlere rağmen yerden kaldırılıp asılmış o bayrak bize bir gerçeği daha hatırlatıyor. Her şeye rağmen bayrak yere düşmemeli. Caddenin birçok yerinde hala ayakta kalabilmiş binaların duvarlarında çiçek ve güneş resimleri var. Enkazlarda açan bu çiçeklerin depremden sonra yapıldığı aşikâr. Bu resimler enkazın duvarlarından bize sesleniyor: Yıkılsak da umut her zaman var!

Hırsızlığa karşı düdüklü önlem - Resim : 2

BURASI HATAY VADİSİ

Hatay’ın insanlarının çok sıcakkanlı olduklarını biliyorduk. İlk elden şahit olduk. Yolda yürürken insanlar selamını eksik etmiyorlar. Hepsi güler yüzlü ve dost canlısı. Her merhaba’nın ardından çay ve kahve daveti geliyor, içlerini döküyorlar. O insanlardan biri de Hüseyin Yavuz. Telekom emeklisi… Kendisi ve kardeşiyle birlikte duvarları yıkılmış binalarında yaşamaya devam ediyorlar. Konteyner çıkmadı bize diyor. Sebebi binanın az hasarlı görünmesiymiş. Bizlere kaldığı odayı gösteriyor. Yaşaması imkânsız. Görevliler kapıdan şöyle bir bakıp az hasarlı demişler. Haftanın üç günü burada kalıyoruz diğer günler eşte dostta diyor. “Parayla alabilirsen alırsın aksi halde başının çaresine bakman gerekiyor” diyor. Antakya merkeze girer girmez gözümüze çarpan ilk olguyu soruyoruz. Devlet otoritesinin eksikliğine dair bir izlenim veriyor şehir. Neredeyse hiç polis görmedik. Hüseyin beye sorduk. “Buradan polisler çekileli çok oldu” diyor. Hırsızlık çok fazlaymış. Esnaf kendi çaresini bulmuş. Biz konuşurken satış yapmaya çalışan esnaf elinde bir düdük ile koştur koştur enkaza giriyor. Düdüğü defalarca çalıp telefonla polisi arıyor. Hırsız görmüşler. Artık çalacak bir şey bulamadıkları için su saatlerini ve elektrik kablolarını çalıyorlarmış. Çoğu çocuk… Burada adam öldürsen kimse farkında olmaz diyor esnaf. Hristiyan, Sünni ve Alevilerin barış içinde yaşadığı sokaklarmış buralar.

“İlkokulu burada okudum, biz hep barış içindeydik, beraber okuduk. Ölen öldü ama sağ kalan arkadaşlarımızla hala görüşüyoruz.” diyor Hüseyin bey. Hırsızlar için düdük çalan esnaf yanımıza geliyor. Antikacı dükkânı var. Gelecek hakkında beklentilerini soruyoruz. Bize: “Burası Hatay Vadisi, burada geleceği düşünen kahraman olamaz” diyor. Fakat ekliyor aynı zamanda: “Ne olursa olsun hala umudumuz var. O yüzden buralardan gitmiyoruz.” Enkazdan kurtardığı kedilerini beslemeye devam ediyor.

Hırsızlığa karşı düdüklü önlem - Resim : 3

KORKUYU YARDIMLAŞMAYLA AŞTIK

Çarşının içlerine doğru son açık dükkanlardan birindeyiz. Bir yufkacı ve kömbe fırını ustası. Esnaf korkuyu yardımlaşarak aşmış. “Her şeye rağmen işimizin başında durmak, ailemize bakmak, kendimizi onarmak zorundayız” diyor.

“Esnaf borç batağında… Hepimizin çok borcu var fakat dayanışmayla ayakta durmaya çalışıyoruz. Toparlanmamız 10 sene kadar sürer” diye devam ediyor. Uzun Çarşı’dan çıkıyoruz. Antakya’yı gezmeye devam ediyoruz. Başlıca gözlemimiz şu: İnsanlar burada her şeye rağmen yaşamaya, ailesinden kalanlara bakmaya, okumaya, kısacası hayata tutunmaya devam ediyorlar. Yerine getirilmeyen sözlerden, içine sürüklendikleri borçlardan, ağır işleyen çalışmalardan, plansızlıklardan dolayı sessiz bir öfke içerisindeler. Umudun bayrağını yukarda tutmaya, vatanlarına ve milletlerine sahip çıkmaya devam ediyorlar.

Hatay Deprem Antakya 6 Şubat