16 Haziran 2024 Pazar
İstanbul 27°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İstanbul Modern Sinema salonu açıldı: Unutma Biçimleri programında yeni filmler

İstanbul Modern’in Renzo Piano imzasını taşıyan yeni müze binasındaki sinema salonu, açılışını Unutma Biçimleri adlı programla yapacak.

İstanbul Modern Sinema salonu açıldı: Unutma Biçimleri programında yeni filmler

İstanbul Modern Sinema’nın yeni salonunda Burak Çevik'in ödüllü filmi Unutma Biçimleri, ilk kez gösterilecek. İstanbul Modern'in Renzo Piano imzasını taşıyan yeni müze binasındaki sinema salonu, açılışını bugün düzenlenecek Unutma Biçimleri adlı programla yapacak. 11 filmlik program, adını yönetmen Burak Çevik'in dünya prömiyerini 73. Berlin Film Festivali'nde gerçekleştiren yeni filmi Unutma Biçimleri’nden alıyor. Çevik'in filmi, Türkiye'de ilk kez gösterilecek.

İstanbul Modern Sinema salonu açıldı: Unutma Biçimleri programında yeni filmler - Resim : 1

SİNEMANIN KÜLT YÖNETMENLERİ

Yeni sinema salonu, 156 kişilik 4K destekli son teknoloji dijital gösterim sistemi ve gümüş perdesiyle yüksek kaliteli izleme deneyimi sunuyor.

İstanbul Modern Sinema, Türkiye ve dünya sinema sanatının güncel örneklerine ve retrospektif seçkileriyle sinema sanatının kült yönetmenlerine yer veriyor. Film gösterimlerinin yanı sıra sinema tarihine ve güncel sinema kültürüne dair sergi, yayın ve konuşmalar da programları dahilinde.

Her ay bir ya da birkaç özgün gösterim programı hazırlayarak perşembe, cumartesi ve pazar günleri izleyiciyle buluşturmayı hedefleyen İstanbul Modern Sinema, hem dünya hem Türkiye sinema tarihinden filmlere yer verirken yerel ve uluslararası güncel üretimlere de alan açmaya devam ediyor. İstanbul Modern Sinema, müzenin sergilerine paralel film programlarının yanı sıra sinema tarihine ve güncel sinema kültürüne dair sergi, gösterim, yayın ve söyleşiler de düzenliyor.

Yeni programlarının yanı sıra Türkiye sinemasının öne çıkan filmlerini ekip katılımlı gösterimlerle bir araya getiren İstanbul Modern Sinema; “Biz de Varız!” ve dünya çapında filmleriyle adından söz ettiren yönetmenleri perdede ağırlayan “Hakkında Her Şey” gibi bugüne kadar izleyicinin yoğun ilgisini toplayan programları da izleyiciyle buluşturacak.

İstanbul Modern Sinema salonu açıldı: Unutma Biçimleri programında yeni filmler - Resim : 2

8 FİLM GÖSTERİLECEK

Unutma Biçimleri programında Çevik’in filminin yanı sıra seçkide Türkiye’de ilk kez gösterilen 8 film yer alıyor. Bu filmler arasında öne çıkan, Cafer Panahi’nin son filmi Ayı Yok, Laura Poitras’ın Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan kazanan Hayatın Tüm Acıları ve Güzellikleri filmleri de bulunuyor.

Program kapsamında Unutma Biçimleri 17 Haziran’da, Ayı Yok ve Anhell69 10 Haziran’da, Hayatın Tüm Acıları ve Güzellikleri, Taştan Kaplumbağa ile Sonsuz Sır 8 Haziran’da, Sisi & Ben 16 Haziran’da, Plan 75 17 Haziran’da, Seul’a Dönüş 15 Haziran’da, Denizanasının Yüzü 11 Haziran’da ve Üzgünüm Yoldaş 15 Haziran’da izleyiciyle buluşacak.

UNUTMA BİÇİMLERİ

Yönetmen: Burak Çevik

Oyuncular: Nesrin Uçarlar, Erdem Şenocak

Erdem (Şenocak) ve Nesrin (Uçarlar) çifti, ayrılıklarından 14 yıl sonra bir araya gelip ilişkilerini ve onu neden bitirdiklerini hatırlamaya çalışıyorlar. Film boyunca onların bugün hatırladıklarıyla geçmişte söyledikleri ve hatta gördükleri rüyalar birbirinin içine geçiyor.

Yönetmen de bu sırada kendi haznesindeki imgelerle, kaydettiği mekanların hafızası üzerinden başka bir şeyi hatırlamaya çalışıyor. Terk edilmiş bir binanın arta kalan enkazına bakarak ya da donmuş bir gölün ortasına açılmış bir delikten, belki hatta karanlık bir odayı fenerle tarayarak, film de kaybettiği bir şeyi bulmak istiyor. Çevik, unutmanın yaratıcı gücünü kullanarak soyut ve nostaljik bir duygu üretiyor, hem de derinlerde bir yerde, yine sinemanın kendisini anlamaya çalışıyor.

ONSUZ SIR

Yönetmen: Joanna Hogg

Oyuncular: Tilda Swinton, Carly-Sophia Davies, August Joshi

İngiliz yönetmen Joanna Hogg “Hatıra” (Souvenir) serisinin üçüncü filminde bir anne kız ilişkisi anlatıyor. 50 yaşındaki Julie annesi Rosalind’in doğum gününü kutlamak üzere onu Galler’deki görkemli olmakla beraber tenha bir otelde kısa bir tatile çıkarıyor. Julie bir yandan annesi üzerine bir film yapmaya çalışırken asıl onları otel restoranında yemek seçerken veya köpeklerini yürüyüşe çıkarırken izliyoruz. Anne kız arasındaki o tarifsiz aşkı ama aynı zamanda aşılamaz karakter ve görüş farkını ince ince veren bu hikâye açıldıkça, filmin zaman ve mekân algısını gizemli bir hale sokuyor. Bir tür hayalet filmi olan Sonsuz Sır’ın başrolünde anne ve kızını oynayan ve filmin her anında bir karakterden diğerine muazzam bir cambazlıkla geçiş yaparak hipnotize eden Tilda Swinton var.

SİSİ & BEN

Yönetmen:Frauke Finsterwalder

Oyuncular: Sandra Hüller, Angela Winkler, Tom Rhys Harries

Avusturya İmparatoriçesi Elisabeth, namı diğer Sisi’nin idamından bugüne 125 yıl geçse de feminist bir ikon olarak Avrupa ekranlarına ilham vermeye devam ediyor. Bu film diğer örneklerinden farklı olarak Sisi’nin sağ kolu olan baş hizmetçisi Irma’ya (Sandra Hüller) odaklanıyor. Eksantrik bir karakter olan Irma, Sisi’nin hayatının son dört yılında ona eşlik ediyor ve aralarındaki tuhaf romantik ilişki gittikçe karmaşık sona doğru ilerliyor. Yer yer kara komediye kaçan film özellikle de 1990’ların kadın vokalli pop şarkıları ve kostüm tasarımcısı Tanja Hausner’in zeki ve renkli tasarımlarıyla tarihin farklı çağlarını birbirine katlıyor ve kadın gücünü kutluyor.

SEUL’A DÖNÜŞ

Yönetmen: Davy Chou

Oyuncular: Park Ji-min, Oh Kwang-rok, Kim Sun-young

25 yaşındaki Freddie ani bir kararla Fransa’da evlatlık alınıp yetiştirilmeden önce doğduğu şehir olan Seul’daki arkadaşlarını ziyaret etmeye karar verir. Bu ilk ziyaret kendi biyolojik anne ve babasını keşfetmek üzere çıkacağı sekiz yıllık bir yolculuğun başlangıcı olacaktır. Kore ile Fransa kültürleri arasında sıkışan kimliğini anlamaya, kendini bulmaya çalışan Freddie üzerinden aileyi ve getirdiği hayal kırıklıklarını ele alan bu acı-tatlı dram Davy Chou’nun ilk filmi. Çoğu amatör olan oyuncu kadrosu, sürükleyici anlatımı ve başrolü Park Ji-min’in gerçekçi oyunuyla dikkat çekiyor.

PLAN 75

Yönetmen: Chie Hayakawa

Oyuncular: Hayato Isomura, Stefanie Arianne, Chieko Baishô

Geçen yıl Cannes Film Festivali’nde Altın Kamera Özel Ödülü’nü kazanan bu tuhaf ve melankolik film yakın gelecekte geçiyor. Japon hükümeti gittikçe artan yaşlı nüfusunu biraz “temizlemek” için, 75 yaş üstü vatandaşlarına lojistik destek ve 1000 dolar para desteğiyle birlikte hayatlarını sonlandırmaları için özel bir program hazırlıyor. Michi sağlığı yerinde, kendi başına hayatını idame ettirirken bir gün işini kaybedince devlet destekli bu intihar programı Plan 75’e mecbur kalıyor. Mich, devlet memuru Hiromu ve genç Filipinli hemşire Maria etrafında gelişen bu dram, sanıldığının aksine alaycı veya distopik değil, ötenaziyle ilgili gösterişsiz bir önerme sunuyor.

HAYATIN TÜM ACILARI VE GÜZELLİKLERİ

Yönetmen: Laura Poitras

Akademi ödüllü Laura Poitras sanat dünyasının kült fotoğrafçılarından Nan Goldin’i hem fotoğraflar üzerinden bir yolculuğa çıkarıyor, hem de sanatın politik bir müdahale olabileceğine dair bir ders veriyor. Venedik Film Festivali’nden Altın Aslan ödülüyle dönen film iki farklı öyküyü inanılmaz bir sahicilikle birbirine örüyor: Goldin’in travmatik aile geçmişi, New York’ta edindiği arkadaş ortamı, 20. yüzyılın en önemli fotoğrafçılarından biri haline geldiği kariyeri ve Goldin’in kurucusu olduğu P.A.I.N. adlı aktivist grupla beraber büyük sanat müzelerinde gerçekleştirdiği eylemler. Bu eylemler ABD’de yüzbinlerce insanın hayatını kaybetmesine yol açan opioid salgınının sorumlusu dev ilaç firması Sackler ailesine karşı. Belgesel, sanatın gücünün nelere kadir olabildiğine dair umut verirken duygusal hikâyesiyle izleyiciye dokunuyor.

Son Dakika Haberleri