08 Mayıs 2024 Çarşamba
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İsveç’in yeni terör yasası NATO kilidini açabilir mi?

2018 yılında İsveç’te hükümetin görevlendirmesiyle 'Suç Önleme Danışma Kurulu' bünyesinde bir oluşum başlatılmıştı. Bu merkezin yayınlarında, İsveç’in terörist olarak kabul ettiği PKK ile ilgili tek bir çalışma yok! Temmuz ayında yürürlüğe girecek bu yasanın nasıl uygulanacağını birlikte göreceğiz.

İsveç’in yeni terör yasası NATO kilidini açabilir mi?
A+ A-
Tülin Uygur / Stockholm

İsveç, 1809 yılında, neredeyse 700 yıl egemenliği altında bulundurduğu Finlandiya’yı kaybetmişti. Ülke topraklarının üçte biri, nüfusun dörtte biri Rusların egemenliği altına girmişti. İsveç, Finlandiya’yı nasıl geri alabileceğinin hesaplarını yapıyordu. Ama bir sorun da kral ailesindeki “veliahtsızlık” idi. Kral XIII. Karl yaşlıydı, çocuğu yoktu, üstelik ağır hastaydı. İsveç egemenleri ithal bir veliaht prens ile sorunu çözdüler. Rusya’nın baş düşmanı Fransa’nın güçlü imparatoru Napolyon’un başarılı, soylu olmayan ama “soylumsu” generali Jean Baptiste Bernadotte’u İsveç veliahtı yaptılar. Tabiî İsveçlilerin bilmediği bir çekişme vardı, Bernadotte ve Napolyon arasında. Bu ayrı bir yazı konusu. Sonuçta, Rusya ile savaşarak Finlandiya’yı geri alması beklentisiyle İsveç’e veliaht yapılan Bernadotte, savaş beklentilerinin aksine Rus çarıyla bir anlaşma yaptı. Fransa’nın dostu, Rusya’nın düşmanı Danimarka’ya saldırarak Norveç’i Danimarka’dan kopardı, Kuzey Batı Rusya’da barışı sağladı, İsveç-Norveç Birliği’ni kurdu! İşte İsveç’in “savaş zamanı tarafsız kalmak için barış zamanı bağlantısızlık” politikası olarak adlandırılan ve Rusya’ya saldırmazlık olarak özetlenebilecek 1812 yılı politikasının özü bu!
İsveç, birçok sapmaya rağmen bu politikayı 1812 yılından bugüne kadar sürdürdü. Söz konusu sapmalar, İsveç’in ABD ile yakınlaşmasına bağlı ve bu yakınlaşma da sanıldığı gibi son zamanlarda olmadı. İsveç’in Soğuk Savaş ve daha sonrasında da ABD ile hep dirsek teması olduğunu, hatta Olof Palme zamanında (1970’lerin ilk yarısı) İzlanda’da ABD üssünün kurulması için Palme’nin İzlanda’yı cesaretlendirdiği ve İsveç askerlerinin İzlanda’daki ABD üslerinde eğitildiği de bir gazeteci tarafından ortaya çıkarıldı.(1) Yazara göre Palme bir yandan ABD’nin Vietnam’da yürüttüğü kirli savaşı kınarken diğer yandan da kuzeyde ABD etkisini artıracak hamlelerin yolunu açıyor, ABD askerine ve NATO örgütlenmesine vize çıkarıyordu.
İsveç, Mayıs 2022’de NATO’ya resmen üyelik başvurusu yaptı ama 1994 yılında yapılan Barış İçin Ortaklık (PFF) anlaşmasından sonra zaten NATO ile “üyeymişçesine” iç içeydi. Üstelik 1995’te giderek bağlayıcı bir örgütlenmeye dönüşen AB’ye üye olarak bağlantısızlıktan da vazgeçmişti. 2014’ten bu yana NATO ile Ev Sahibi Ülke/Askeri Kuvvetler Statüsü Anlaşması, Geliştirilmiş Fırsat Ortaklığı (EOP), Bireysel Ortaklık İşbirliği Programı, Planlama ve Gözden Geçirme Süreci (PARP) çerçevesinde Mukabele Kuvvetlerine Katkı (NRF) gibi uluslararası, bölgesel ve ikili düzeyde birçok anlaşma da yapmıştı.(2) 1995 Bosna Hersek, 1999 Kosova, 2003 Afganistan Harekâtlarında ve ardından destek programlarında yer alan İsveç, Baltık ve Atlantik’te NATO ile birçok ortak tatbikat da gerçekleştirmişti.
NATO sürecinde İsveç’te hükümet dahil politikacılar tarafından kamuoyunu zaten var olan İsveç- NATO ilişkileri konusunda aydınlatmak yerine anlaşılmaz bir çizgi izlendi. Alışılmış demokratik işleyişlerin hepsinin dışına çıkılarak neredeyse “yangından mal kaçırırcasına” apar topar NATO üyeliği kararı alındı. Mecliste Sol Parti (V) ve Çevre Partisi (MP) dışında tüm partiler NATO’dan yanaydı. İnanılması güç bir olay da zafer sarhoşluğuna kapılan bazı kesimlerin NATO üyelik başvurusu kararını şampanya patlatıp, üzeri NATO amblemiyle süslü pasta yiyerek kutlama yapmasıydı. Türkiye müdahale etmeseydi bu çılgınlığın tüm ülkeyi saracağına hiç şüphe yok.

NATO ÇIKMAZINDA TÜRKİYE’YE KARŞI TAVIR

İsveç, ABD ile ilişkilerinde izlediği yol gibi Türkiye ile ilişkilerinde de ikiliydi. “İnsan hakları ve demokrasi”, “Kürt sorunu”, “12 Mart ve 12 Eylül askeri darbeleri” gibi konularda eleştirel davranan İsveç, ekonomik ortalıklarda ve Türkiye’yle ticaret konularında hep özendiriciydi. 2003 yılından sonra da “Kürt açılımı”, “demokratikleşme”, “merkeziyetçilikten uzaklaşma”, “reformlar” gibi konularda Türk Sivil Toplum Kuruşlarına (STK) yardım edildi, ortak çalışmalar desteklendi.
Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini veto edebileceğini söylemesiyle ortaya çıkan ilk şaşkınlığın ardından, önce küçümseme “Siz kendinizi ne zannediyorsunuz!” tavrı hâkim oldu. Sonra ise umursamama “Kararımızdan vazgeçmeyeceğiz, biz size rağmen yolumuzda ilerleriz!” tavrı izlendi. Ardından İsveç Başbakanı Magdalena Andersson ile Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, Biden’dan destek almak için ABD’ye kadar gittiler. Kongre üyeleriyle de konuştular. Kapalı kapılar ardında Türkiye’yi nasıl şikâyet ettiklerini tahmin edilebilir ama “siyaseten doğru” görüntü verdiklerinde “dostlarının” yanında olmaktan mutlu olduklarını duyurdular. Üstelik Biden, NATO üyeliği için kendilerine güçlü bir biçimde destek vermişti. O hızla AB’den de destek aradılar ve buldular. Ama sonucun değişmediğini ve Türkiye’den vize alamadıklarını görünce işin ciddiyetini kavradılar. Bu arada NATO yönetiminin yaptığı gibi Türkiye’yi ve Türkiye’nin coğrafi stratejik önemini vurgulayan mesajlar etkili olmaya başladı. Ukrayna savaşı, İsveç’in NATO’ya resmî başvurusunun görünürdeki perdesiydi ama Kissinger’dan başlayarak Batı’da bu savaşa karşı yeni rüzgarların esmesi, işlerin çok da basit olmadığını İsveçlilere gösterdi.

KAKABAVEH İLE BİTMEYEN PAZARLIKLAR

Hükümet, Türkiye’den NATO onayı almanın yollarını araştırırken kamuoyundan gizlenen ama varlığı tahmin edilen başka bir sorun ortaya çıktı. Hem de İsveç meclisinde. 349 üyeli İsveç meclisinde 175 kişiyi bulan hükümeti kurduğu gibi devirebilir de. Bugünkü meclis ve partilerin milletvekili sayıları açısından durum içler acısı! Muhalefet partilerinin toplam oy sayısı 174 ve gensoruyu geçirebilmek veya hükümeti devirebilmek için tek bir oya muhtaçlar. İktidar partisi Sosyal Demokratların milletvekili sayısı 100, dışardan destek veren ama her zaman tehditlerini hissettiren C (Merkez Parti), V (Sol Parti) ve MP (Çevre Partisi) ile toplam milletvekili sayıları 174. Hükümet ve destekçileri de o tek oya muhtaç. O tek “kilit” oyun sahibi de bağımsız milletvekili Amineh Kakabaveh(3). Kasım 2021’de Magdalena Andersson’un kuracağı hükümeti desteklemesi karşılığında Sosyal Demokratlar adına parti sekreteri Tobias Baudin, Amineh Kakabaveh ile bir anlaşma yapmıştı. Anlaşmada Kuzey Suriye’deki PYD ile ilişkilerin derinleştirilmesi konusunda söz verilmişti. YPG/YPJ ya da PYD saflarında savaşan, onlara sempati duyan “özgürlük savaşçılarının”, “bazı aktör devletler” tarafından terörist olarak nitelenmesinin kabul edilemeyeceği vurgulanmıştı. Ayrıca anlaşmada Sosyal Demokratların Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasını talep edeceği de yer almıştı.(4-5)
Kakabaveh hem Kasım 2021’de hem de Haziran 2022’de Adalet Bakanı Morgan Johansson hakkında verilen gensoru oylamasında kilit oyunun verdiği güçle hükümetle pazarlıklarını yenilemiş ve onları bu anlaşmayı kamuoyuyla paylaşmaya zorlamıştı.(6)
İlginçtir İsveç’in bir ay süren hızlı NATO başvuru sürecinde de konu hep Türkiye üzerinden tartışılmıştı. Lehte yapılan konuşmalar gibi az sayıda NATO muhalifinin konuşması da, Türkiye ve Kürtler (PKK değil) hakkındaydı. “Diktatör Erdoğan”, “otoriter rejim”, “NATO’ya üye olursak Türkiye ile beraber Kürtleri mi bombalayacağız” gibi konular sıkça duyulur olmuştu. İsveç’teki güçlü Kürt lobisi de Türkiye aleyhtarı bir resmin yaygınlaşması için propaganda fırsatlarını kaçırmamıştı.
Türkiye’nin teröristler ve terör örgütleri konusunu vurgulayarak İsveç’in NATO başvurusuna kırmızı ışık yakmasının ardında tartışmalar hız kazanmıştı. NATO yanlıları ve NATO karşıtları durumu Türkiye’nin tavrı ve Türkiye’deki siyasi ortam üzerinden tartışmaya devam ederken, Kakabaveh ve onunla yapılan anlaşmanın içeriği ve “Kürt/PKK/YPG kartının” İsveç’e maliyeti de tartışılıyor. İsveç basınında sıkça Türkiye-NATO-Kürtler (PKK değil) konusunda her gün bir ya da birkaç yazı çıkıyor, İsveç’in eski Türkiye elçilerinin, uluslararası düşünce kuruluşlarının “Türkiye” uzmanlarının analizleri gazetelerde geniş yer buluyor. “Bombalanan Kürt köyleri”, “hapisteki gazeteciler”, “işkence gören muhalifler” yazıların ana teması. Son zamanlarda ise Erdoğan’ın İsveç-Finlandiya’nın üyeliğini engellerken esas olarak ABD’ye mesaj verdiği ve ABD’nin Türkiye’ye satışını durdurduğu F-35’lerin pazarlığının yapıldığı iddia ediliyor.(7)

NATO GENEL SEKRETERİNİN ZİYARETİ ARDINDAN GELİŞMELER

Geçen hafta NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in İsveç ve Finlandiya ziyareti sırasında “Türkiye ciddi terör tehdidi altındadır ve bu durumu anlayışla karşılamak gerekir.” şeklindeki sözleri İsveç’te ve Finlandiya’da yankı buldu. “Önemli bir NATO üyesi olarak Türkiye’nin sorunları var ve oturup konuşmamız gerekir.” diyen Stoltenberg, Türkiye’nin coğrafi açıdan stratejik bir konumu olduğunu, yığınla mülteci ve göçmen aldığını, üstelik birçok terör saldırısına maruz kaldığını, endişelerinin ciddiyetle ele alınması gerektiğini vurguladı. “Makul bir zaman sürecinde çözüm bularak İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğini sağlayacağız.” diyen Stoltenberg “makul zaman süreci” nin süresi konusuna ise bir açıklık getiremedi.(9)
Bu görüşmeler sürerken İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde, İsveç televizyonuna bir demeç vererek Türkiye’nin terör mücadelesini ve endişelerini ciddiye aldıklarını ve PKK’nın terör örgütü olduğunu açıkladı. Ann Linde, Ankara’ya güvence verdiğini “Eğer İsveç’in NATO üyeliği onaylanırsa, İsveç’in de Türkiye’nin güvenliğine katkıda bulunacağını” belirten Ann Linde, NATO üyeliğinin İsveç silahlarının Türkiye’ye satışının yolunu açacağını ima etti.(10)

İsveç’in yeni terör yasası NATO kilidini açabilir mi? - Resim : 1
PKK'lılar Malmö ve Göteborg’da eylem yaptı. “Türk devletiyle iş yapan şirketlere saldırırız.” tehdidi savurdu.
İsveç halkı NATO başvurusu ardından alevlenen tartışmaların hızına yetişmeye çalışırken, 16 NATO ülkesi ortak Baltık tatbikatı (Baltops) yapmak için savaş gemileri ve uçaklarıyla, denizaltılarıyla Stockholm limanına yerleşti. Özellikle Slussen limanına demirleyen 257 metre uzunluğundaki devasa USS Kearsarge gemisi “barış ve huzur” ile anılan Stockholm’e savaşın gölgesini düşürdü. Stockholm halkı gemiyi görmeye limana koştu. Başbakan da bu kez C (Merkez Partisi) lideri Annie Lööf’ü yanına alarak gemiye hoş geldin ziyaretine gitti.(8)

KAKABAVEH’İN SİLAH PAZARLIĞI

Stoltenberg ziyaretinin ardından Dışişleri Bakanı Ann Linde’nin Türkiye’ye NATO yoluyla silah satışı yapılabileceğini belirtmesiyle, Kakabaveh yeni bir hamle yaptı. Stoltenberg’in Türkiye yaklaşımının etkili olabileceğinden ve bunun görüşmelerde yeni bir yumuşama yaratabileceğinden kaygılanmış olmalı ki, her zamanki tehdidini ve talebini yeniledi. Önümüzdeki hafta hükümetin bahar bütçesine ek talebiyle yapacağı bütçe oylamasını kast ederek “Eğer hükümet Türkiye’ye silah satmayacağına söz vermezse, oylamada hükümeti desteklemeyeceğini.” söyledi.(11) Daha önce Sosyal Demokratlar ile yaptığı anlaşmanın geçerli olduğuna dair güvence isteyen Kakabaveh, Türkiye’ye silah satışının durdurulmuş olduğunu ve öyle devam etmesini isteyerek “İsveç günahsız insanları öldürmek için mi silah gönderecek? Türkiye’ye boyun eğip İsveç’in ve dünyanın desteklediği özgürlük savaşçılarını terörist olarak mı damgalayacağız? Ben hükümetin nerede durduğunu açık olarak bilmek istiyorum.” dedi.(12) Boyun eğmeyeceğini belirten Kakabaveh’e, bu kez bütçeden sorumlu Maliye Bakanı Mikael Damberg cevap verdi. “Herkesin bildiği gibi biz uzun zaman önce Kakabaveh ile bir anlaşma yaptık ve bu anlaşmaya sadık kalıyoruz ve saygı duyuyoruz. Ondan da beklentimiz bu yönde.” dedi.(13)

İSVEÇ’İN YENİ TERÖR YASASI KİMİN İÇİN

2018 yılında İsveç’te hükümetin görevlendirmesiyle “Suç Önleme Danışma Kurulu” bünyesinde bir oluşum başlatılmıştı. “Şiddet Yanlısı Aşırıcılığa Karşı Mücadele Merkezi-CVE” adıyla kurulan bu oluşum daha sonra kurumlaştı. Kurum müdürü doğrudan hükümet tarafından atanıyor. Görevleri arasında toplumu ve çalışanları şiddet yanlısı aşırılıklara karşı bilinçlendirmek, yapılan çalışmaların eşgüdümünü sağlamak, eğitmek, şiddet yanlısı aşırılığa karşı çalışmalara maddi destek sağlamak ve bu tür örgütlerden ayrılmak isteyenler için programlar sunmak var. Bu merkezin yayınlarından bazılarının başlıkları şöyle: Şiddet Yanlısı İslami Ortam, Şiddet Yanlısı Hayvan Aktivizmi, Beyaz Güç Ortamı, Otonom Ortam, Horasan Eyaletinde İslam Devleti, Şiddet Yanlısı İslamcı Aşırı Uçlar ve Namus Adına Şiddet ve Baskı. Merkezin ayrıca ırkçılık, İslamcılık, bireysel şiddet/terör yanlıları, Irkçıların uluslararası bağlantıları gibi konularda yayınları var. Ancak İsveç’in terörist olarak kabul ettiği PKK ile ilgili tek bir çalışma yok!
Öte yandan İsveç’te bazı getto bölgelerinden IŞİD saflarında savaşmak üzere Suriye’ye giden etnik İsveç vatandaşları ve göçmen kökenliler olduğu uzunca bir süre tartışılmıştı. 2012’den itibaren yaklaşık 300 kişi IŞİD ve El Kaide’ye katılmak üzere İsveç’ten ayrılmış, bunların yaklaşık 50’si çatışmalarda ölmüş, 150’si ise geri dönmüştü. Terör örgütüne (İslami) katılmanın suç olarak tanımlanması gerektiği uzun bir süre tartışılmıştı.
Suriye’de YPG güçlerinin kontrolündeki Al Hol ve Roj kamplarında tutulan İsveç vatandaşı kadınlar ve çocuklarının durumuyla ilgili kamp yönetimi ve Bölgesel Kürt Yönetimi ile çalışmalar yapılmış, kamplardan İsveç’e getirilen kadınlar “savaş suçlusu” iddiasıyla mahkemelerde yargılanırken çocukları devlet gözetimine alınmıştı.(14) Buna karşılık Suriye’de YPG/PKK saflarında savaşanlar “özgürlük savaşçıları” olarak TV programlarında konuk olmuş, Suriye’de IŞİD’e karşı verdikleri mücadeleyi anlatmışlardı.
İsveç’in, “terör ve terörist” tanımlaması ABD’nin 2001 “İkiz Kuleler” saldırısından sonra tüm dünyada yerleştirdiği şablonla uygunluk gösteriyor. Bu nedenle Temmuz 2022’de yürürlüğe girecek terör suçları yasasının bu çerçevenin dışına çıkması zor. Yeni yasa terör suçuyla ilgili üç yasanın yerine geçecek. Yasa terör suçu, terörist bir organizasyonla işbirliği yapmak ve parasal destek sağlamak, kamuoyuna açık çağrı yapmak, terör örgütüne üye bulmak, terör eğitimi yapmak, terörizm faaliyetinde bulunmak ya da ağır suç işlemek üzere terör amaçlı seyahatleri kapsayacak. Bu suçlarla ilgili cezalar ağırlaştırılacak. Terör suçlarıyla ilgili ağır cezalar zaman aşımına uğramayacak.(15)
Temmuz ayında yürürlüğe girecek bu yasanın nasıl uygulanacağını hep birlikte izleyip göreceğiz.

DİPNOTLAR:

(1) Michael Holström, Den Dolda Alliansen: Sveriges Hemliga NATO Förbindelser, Atlantis, 2012, ISBN 9789173535816
(2) İsveç Silahlı Kuvvetleri Eğitim Merkezi (SWEDINT) kanalıyla diğer ortak ülkelere insani yardım, arama kurtarma, barışı destekleme, sivil hazırlık ve demokratik kurallar dahilinde silahlı kuvvetlerin kontrolü konularında eğitimi vermektedir. İsveç deniz, kara ve hava kuvvetleriyle NATO bünyesinde oluşturulan Operasyonel Yetenek Geliştirme ve Katkı Programlarına katılmakta ve NATO ile işbirliği yapmaktadır. https://sv.wikipedia.org/wiki/Relationer_mellan_Sverige_och_Nato
(3) Meclisteki İran-Kürt asıllı milletvekili eski bir peşmerge ve “Peşmergeden Meclis’e” adlı bir kitabın da yazarı. Sol Parti adına meclise giren Kakabaveh parti içi disiplinsizlik nedeniyle partiden atılacağını duyunca kendisi istifa ederek bağımsız milletvekili olarak sandalyesini korumuştu.
(4) https://www.di.se/nyheter/s-avtalet-med-kakabaveh-ligger-fast/
(5) https://omni.se/har-ar-socialdemokraternas-avtal-med-kakabaveh/a/28azGR
(6) Bu konuda daha geniş bilgi için bkz: Tülin Uygur NATO süreci çıkmazda, İsveç’te sular durulmuyor (https://www.aydinlik.com.tr/haber/nato-sureci-cikmazda-isvecte-sular-durulmuyor-320630)
(7) https://www.aftonbladet.se/nyheter/a/ALKV25/kallor-erdogans-syfte-med-sina-krav-fortfarande-klara
(8) Mart ayında Norveç’teki NATO tatbikatına ise M (Ilımlı Muhafazakârlar Partisi) lideri Ulf Kristersson ile katılmıştı.
(9) https://svenska.yle.fi/a/7-10017605
(10) https://www.svtplay.se/video/33931586/aktuellt/aktuellt-10-juni-21-00-2?id=KqyY5Nv&position=58
(11) https://sverigesradio.se/artikel/kakabaveh-stod-till-s-bara-om-vapenexport-till-turkiet-uteblir
(12) https://www.expressen.se/nyheter/kakabavehs-senaste-besked-viker-mig-inte/
(13) https://www.expressen.se/nyheter/kakabavehs-senaste-besked-viker-mig-inte/
(14) Tülin Uygur, https://www.aydinlik.com.tr/haber/isidin-isvecli-kadinlari-262386
(15) https://www.expressen.se/nyheter/ny-terrorlag-omfattar-alla-brott/

İsveç NATO Jens Stoltenberg terör yasası