28 Nisan 2024 Pazar
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kuraklaşan dünyanın besin kaynağı: Deniz börülcesi

Yerbilimci ve jeoarkeolog Prof. Dr. Doğan Perinçek, Çanakkale’deki delta, lagün, kıyı bataklıklarının hemen hemen hepsini ziyaret etti, deniz börülcesi yaşam alanlarını saptadı.

Kuraklaşan dünyanın besin kaynağı: Deniz börülcesi
Deniz börülcesinin doğal büyüme alanları deniz kıyılarında tuzlu su girdisinin olduğu lagün, bataklık, delta ve benzeri bölgelerdir. Börülcenin birçok türü bulunmaktadır.
A+ A-
PROF. DR. DOĞAN PERİNÇEK

Kutuplarda buzların eridiği, deniz seviyesinin yükseldiği, kuraklığın arttığı, tüm canlılar için kullanılabilir suyun azaldığı bir Dünya’da geleceğin besin kaynağı deniz börülcesi (salicornia europaea) olabilir mi?

Bu soruya evet diyebiliriz. Dünyanın değişen şartlarında deniz börülcesinin yaşam alanlarını genişletebiliriz. Tatlı suyun azaldığı bir dünyada yapılması gereken iş, tuzlu su ortamında yaşayabilen, tuzcul bitkilerin yaygın kullanımını Türkiye'de hayata geçirmektir. Bu amaçlı bir araştırma ülkemizde bir ilk olacaktır. Deniz börülcesi çiftlikleri kurabiliriz. Deniz börülcesini besin kaynağı olması dışında daha birçok alanda kullanabiliriz, örneğin biyoenerji elde etme yöntemleriyle enerji elde edebiliriz, börülce tarımını genişleterek tuzlu toprakları ıslah edebiliriz.

Kuraklaşan dünyanın besin kaynağı: Deniz börülcesi - Resim : 1
Sıcak suyun yüzeye çıkmasını faylar ve volkanik bacalar sağlar. Soldaki fotoğrafta, kırmızı çizgi fayı göstermektedir. Sağdaki fotoğrafta ise Tuzla Köyü yakınındaki fayın aynası görülmektedir. Fay aynasının hemen yanında ise sıcak suçıkışı vardır.

DENİZE KOMŞU ALANLARDA ÇOĞALABİLİYOR

Deniz börülcesi tuzlu su ortamında, kıyılarda, denize komşu alanlarda çoğalabilen bir bitki ve belki de bir mucize olarak düşünülebilir. Delta, lagün, haliç, bataklık, koy gibi denize komşu alanlarda deniz börülcesi zaten kendiliğinden yetişiyor. Biz insanlara düşen onun yaşam alanını incelemek, temiz tutulmasını ve yayılmasını sağlamaktır. Dünya, tuzlu su bakımından hiç sıkıntı çekmeyecek, üstelik buzların erimesiyle kıyılardaki alçak alanların deniz suyu istilasına uğramasıyla, deniz börülcesi gibi tuzlu su ortamında yaşayabilen bitkiler için yaşam alanları genişleyecektir.

Kuraklaşan dünyanın besin kaynağı: Deniz börülcesi - Resim : 2
Fotoğraflar Tuzla Köyü yakınındaki mineralli sıcak su çıkış alanında çekildi. Sudaki demir, kireç ve diğer mineraller deniz börülcesi için sorun oluşturmaz.

TARLA EKİMİ DENENMELİ

Deniz börülcesi, yapraklarında ve gövdelerinde tuz biriktirir ve depolar, tuzlu bataklıklar gibi yaşanmaz ortamlarda hayatta kalmasına yardımcı olur. Doğa koşullarında kendiliğinden yetişen eşsiz görünümlü deniz börülcesinin, yapay koşullarda bahçede yetiştirilmesi oldukça zordur. Ülkemizde henüz bahçe – tarla ekimi yapılmamaktadır ancak denenmelidir. Önce doğal ortamında çiftlikler oluşturularak üretimi yapılmalı daha sonra tarla tarımı hayata geçirilmelidir. Deniz kıyılarında oluşturulacak sulu ortama deniz suyu aktarılarak tarımı gerçekleştirilmelidir.

2021 yılında yurt dışında bir çalışma yapılarak deniz börülcesinin seralarda yetişebileceği düşünülmüş ve bunun için deneyler yapılarak sonuçları yayınlamıştır. Türkiye’de ise birçok bilim insanı; börülce ve diğer tuzcul bitkiler üzerinde çok sayıda çalışma yapmış fakat hiçbir bilim insanı, deniz börülcesi çiftliği kurmayı önermemiştir. Börülce 40 cm uzunluğa kadar büyüyebilen nispeten küçük, etli bir bitkidir. Eklemli parlak yeşil etli gövdelere sahiptir.

Börülce kuşkonmaza benzetildiği için bazı yörelerde ilgisi olmadığı halde “deniz kuşkonmazı” olarak adlandırılır.

Börülce lezzetli bir besindir ve mutfakta pek çok kullanımı vardır, bu nedenle balık veya et için bir garnitür olarak her zaman yemeklere dahil edilmiştir. Gelecek yıllarda besin kaynağı olarak kullanımının yaygınlaşacağı düşünülmektedir.

Kuraklaşan dünyanın besin kaynağı: Deniz börülcesi - Resim : 3
Çardak lagünü. Börülce fazla tuz aldığında sonbaharda rengi kırmızıya döner. Bu nedenle yeşil haldeyken hasat edilmelidir.

TOPRAĞI OKSİJENLE BESLER

Deniz börülcesi, içinde büyüdüğü çamura oksijen göndererek çevreyi dengeler ve diğer bitki türleri için daha uygun ve yararlı hale getirir, alkali olan iyi drene olan toprak gerektirir. Ayrıca benzeri diğer su sever-etli bitkiler gibi bol güneş alan güneşli yerleri tercih eder. Genel olarak deniz börülcesi bitki zararlılarına karşı dirençli ve hastalıksızdır. Ancak salyangozlar onu oldukça lezzetli buldukları için onun için tehlike oluşturabilirler. İnsanlar veya evcil hayvanlar için toksik değildir.

Kuraklaşan dünyanın besin kaynağı: Deniz börülcesi - Resim : 4
Haritalar Kepez ve Çanakkale delta alanlarını ve kıyılardaki fayları gösteriyor (Perinçek, 2006). Kepez deltası börülce yetiştirilmesi için uygun ortam koşullarına haizdir. Yerleşimin olmadığı alanlarda börülce çiftlikleri kurulabilir.

Börülce külleri uzun süre cam yapımında ve sabun yapımında soda külü kaynağı olarak kullanılmıştır. 19. yüzyılın ilk yarısında, endüstriyel soda külü üretimi için endüstriyel yöntemler bulundu ve bitkisel kaynakların kullanımının yerini aldı.

Toprak tuzluluğu, tarımsal üretimi olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Deniz börülcesi ekimi yapılarak topraktaki tuzluluk azaltılabilir. Bu yapılırken büyüyen dünya nüfusu için, ek besin kaynağı olarak börülce üretimi sağlanacaktır.

Kuraklaşan dünyanın besin kaynağı: Deniz börülcesi - Resim : 5
Karamenderes deltası ve buradaki kıyı alanı. Sarı elips içinde kalan alanda yeraltı suyu tuzlu olduğu için burası tatlı su tarımına uygun değildir. Börülce çiftliği yapmak için Çanakkale il sınırları içindeki en uygun alanlardan biri. (Fotoğraf; 2015, Geotag Aeroview.)

Tarımı küresel olarak artan nüfusa göre planlamak- ölçeklendirmek- için yeni yaklaşımlar gerekiyor. Gelecekte dünyanın gıda gereksinmesini öngörüp, ihtiyaçlarımızı gözden geçirmek ve gerekli adımları planlamak zorundayız. Tarımda çok seçenekli, çok katmanlı (multilayer) planlar yapmalıyız, çok besleyici (multitrophic) ürünler üretmeliyiz. Sera çiftçiliği ve benzeri kapalı alan üretim tesislerinin sayısını artırmalıyız. Günümüzdeki genel eğilim, sürdürülebilir tarım ve yerinde çözümler üretmek önplana çıkıyor. Böylece taşıma masraflarından kurtulmamız ve üretim maliyetini düşürmemiz söz konusu olacaktır. Aynı yaklaşımla; yerinde, tuzlu su ortamında yetişebilen ürünlerle, tarım yapma eğilimi ortaya çıkıyorve geçerli seçenek olarak öngörülüyor. Bu bağlamda, tuzlu topraklarda canlılığını devam ettirebilen bitkiler (halofitler), araştırma ve gıda endüstrisi için giderek daha önemli hale geliyor.

Kuraklaşan dünyanın besin kaynağı: Deniz börülcesi - Resim : 6
Ekim ayında havaların soğumaya başlamasıyla, Flamingo sürüleri Tuzla lagünü alanına gelmeye başlar. Deniz börülcesinin rengi de yeşilden kırmızıya döner.
Kuraklaşan dünyanın besin kaynağı: Deniz börülcesi - Resim : 7
Dalyan lagününde çoğunluğu saz olmak üzere çok sayıda bitki türü yaşar.

TUZCUL BİTKİ TÜRLERİ

Ülkemizde çok sayıda tuzcul (halofitik) bitki türü bulunur. Bazıları kıyılarda bir kısmı ise Anadolu’nun yüksek yaylalarında tuzlu bataklıklarda yaşar. Bunlar; Andız otu(Inula aucherana)- Papatyagiller, Bataklık sirken otu -Bataklık kazayağı (Chenopodium chenopodioides)- Sirkengiller, Cibcik (Taraxacum mirabile), Cırtlık (Taraxacum farinosum), Deniz Börülcesi (Ispanakgiller. Salicornia europaea) Kurşun otu veya Tuzlu ot olarak da bilinir, Deniz sütotu (Glaux maritima), Etli soda otu (S. crassa)- Sirkengiller, Ezgen (Camphorosma monspelica), Sirkengiller, Hindiba (Cichorium endivia), Kripsis - Buğdaygiller (Poaceae), Kursaklık (Suaeda altissima)- Sirkengiller, Mikroknemum (Microcnemum)- Sirkengiller, Sahil andızı (Inula crithmoides)- Papatyagiller, Salda sığırkuyruğu (Verbascum dudleyanum), Tekesakalı (S. hieraciifolia)- Papatyagiller, Tuzcul ada çayı (Salvia halophila)- Ballıbabagiller, Tuzcul glayöl (Gladiolus halophilus)- Süsengiller, Tuzcul kirpidikeni (Acantholimon halophilum), Dişotugiller, Tuzcul kantaron (Hypericum salsugineum)- Kantarongiller, Tuzcul salkımçiçeği (Silene salsuginea)- Karanfilgiller, Tuzcul çakşır (F.halophila)- Maydonozgiller, Tülpembe (Frankenia hirsuta)- Tülpembegiller, Çuvan, (Halocnemum strobilaceum)- Ispanakgiller, İran kuşkonmazı, (Asparagus persicus), kuşkonmazgiller, Deve kulağı, Sferofisa, Tuzcul sabunotu, Ak çiçekli karahindiba, Deniz süt otu, Salda sığırkuyruğu, Tuzcul andız otu, Tuzcul binbirdelik otu, Tuzcul salkım çiçeği.

ÇANAKKALE KIYILARINDAN BAŞLAYALIM!

Çanakkale Ayvacık ilçesine bağlı Tuzla Köyü civarında, sıcak su kaynağında, deniz börülcesi ve diğer tuzcul bitkiler yaygın olarak bulunuyor. Bu alanda herhangi bir bitki yetişemezken, deniz börülcesi gibi halofit bitkiler yaşayabilmektedir. Üstelik bu alan denize çok uzaktır fakat çeşitli mineraller içeren tuzlu jeotermal suya uyum sağlamıştır.

Deniz börülcesinin yaşam alanı bulduğu yerlerden biri boğaz kıyısındaki Çardak lagünüdür. Çardak lagünü, boğaz akıntılarının kıyı boyunca getirdiği kum, çakıl gibi malzemenin kıyıya paralel yığılması ile oluşmuştur. Söz konusu malzeme, lagün kuzeydoğusunda boğaza akan dereler tarafından boğaza taşınmakta, daha sonra Marmara’dan Ege Denizi yönünde olan akıntı ile Çardak lagününün oluşumunu sağlayacak şekilde kıyıya paralel birikmektedir.

Börülce çiftliği yapılabilecek ideal yerlerden biri Umurbey deltasıdır. Diğer bir alan Eski Kumkale’nin güneybatısındaki kıyıdır. Kıyıdaki kumsal alanın gerisinde kalan bataklık alanı, zeminde tuzlu su içermektedir. Beşik Koyu Lagün alanında deniz börülcesi dışında tuza dayanıklı farklı halofit bitki türleri ve yaygın sazlık alanları vardır. Gökçeada Tuz Gölü deniz börülcesinin yaşadığı ve yaygınlaştırılabileceği uygun bataklık ortam içerir. Yine Gökçeada’nın doğu kıyısında Eşelek Köyü yakınında bulunan Lagün deniz börülcesi için uygun yaşam koşullarına sahiptir.

DİĞER ÖRNEKLER

  • Milas-Bodrum karayolu yakınındaki Boğaziçi Köyü Tuzla Sulak Alanında deniz börülcesinin yaygın olarak yaşadığını saptadık. Burası, deniz börülcesi çiftliği oluşturmak için en ideal noktalardan biri olarak kabul edilebilir. 380 hektarlık bir alana sahip. Tatlı su tarımına uygun olmayan, geniş tuzlu toprak düzlükleri var. Bu alanlarda deniz börülcesi çiftlikleri oluşturulursa, daha sonra toprak kalitesi iyileşecektir.

  • Muğla'nın Ortaca ilçesine bağlı Dalyan beldesi yakınlarındaki Dalyan Lagünü ve İztuzu Plajı, halofit bitkiler için uygun koşullar sağlar. Dalyan Lagünü büyüklüğü ve bulundurduğu bitkiler açısından ülkemizde en çok dikkati çeken bir alandır.

Doğan Perinçek Deniz börülcesi Kuraklık Kutup İklim değişikliği