30 Nisan 2024 Salı
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Merdiven altı lobisi ithal tohuma çalışıyor

Türk tohumunu, üreticisini hakir gören bu kişilere dava açacaklarını belirten TÜRKTOB Başkanı Akcan, hatalı söylemlerin merkezinin üreticiye sertifikasız tohum satan merdiven altı kesim olduğunu bildirdi.

Merdiven altı lobisi ithal tohuma çalışıyor
A+ A-
RECEP ERÇİN

Tarım konusunda hemen herkes konuşur oldu. Tarım için olmazsa olmaz tohum konusunda ise çok fazla dezenformasyon söz konusu. Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tohumda doğru bilinen yanlışları Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) ile düzenlediği video konferansta masaya yatırdı. Toplantıda konuşan TÜRKTOB Başkanı Savaş Akcan, milli tohumlardan çeşitli alanlarda ciddi miktarda ihtiyacın karşılandığını belirterek,"Milli tohumculuğumuzun olmadığını, İsrail'e mahkum olduğumuzu söylüyorlar ancak bunun gerçekle hiçbir ilgisi yok. 1.5 milyar dolarlık bir üretim kıymeti olan tohumculuk sektöründe 2019 senesinde 183 milyon dolarlık bir ithalatımız oldu. Bu ithalatın içerisinde İsrail'in payı 12 milyon dolarda kaldı. Pazarın binde 8'i kadar bir İsrail ithalatı var. Anlatıldığı gibi yurt dışı, İsrail bağımlılığı söz konusu değil" dedi.

MİLLİ TOHUMA EKİM DESTEĞİ

Milli tohumculuğu desteklemek amacında oldukların ancak çiftçinin ithal tohum almayı tercih ettiğini, alışkanlıklarından kolay kolay vazgeçmediğini anlatan Akcan, "Bu da milli tohumculuğun gelişmesini engelliyor. Yerli tohum üreticisinin tohumları depoda kalınca ikinci yıl o tohumu pazara sunmuyor. Ticareten gelişemeyen sektör, para kazanmadığı için Ar-Ge'ye ıslaha bütçe ayıramıyor ve kısır döngü içerisine giriyor. Devlet milli çeşitleri kullanan çiftçiye destek verirse, üretici tarlasının bir kısmını milli çeşitleri ekerek verimi görürse bir daha onu kullanmayı sürdürür" diye konuştu.

BİR DAVA AÇILDI DİĞERİ YOLDA

Savaş Akcan'a tohum konusunda bazı akademisyenlerin ve gazetecilerin sosyal medyada "Atalık tohumlara dönüyoruz" benzeri kampanyalar yaptığını bunun ne derece doğru olduğunu sorduk. Pazarda yer alan tohumların zaten atalık tohumların hibritleri olduğunu yani onların melezlenmesi yoluyla elde edildiğini anlatan TÜRKTOB Başkanı, mealen şunları söyledi: "Nerede o eski domatesler. Babaannemin bahçesinde bir domates olurdu. Nerede o eski domatesler?' deniyor. Ancak o domates ancak o bahçede olurdu. Onu şehre getirmeye kalktığınız zaman yolda ezilirdi. Bir de o domates, o bahçede, o ailenin ihtiyacı kadar yetişirdi. Bütün ülkenin karnını doyurmak için o tohumun verimi yetersiz kalır. Biz dayanıklı ve verimi çok olan atalık tohumları eşleyerek bugün yediğimiz domateslerin tohumu üretiyoruz. Bir hocamız var geçenlerde buğday ile ilgili verdiği yanlış bilgiler üzerine dava açtık. Bir de gazeteci var. Ona defalarca anlattık. Seraları gezdirdik. Canlı yayında tartışalım dedik. Buna rağmen gördüklerini tersini söylemeyi sürdürüyor. Böyle giderse ona da dava açacağız."

'O TOHUMLARLA ÜLKE AÇ KALIR'

Atalık denilerek sertifikasız biçimde pazara sunulan tohumların ölçümünün olmadığını, bir kriterinin bulunmadığını kaydeden Akcan'a "Bunlara merdiven altı üretim diyebilir miyiz?" diye sorduğumuzda, sertifika sürecini şöyle anlattı: "Biz bir tohum geliştirdiğimizde onu bakanlığa götürürüz. Bakanlık onu eker daha sonra verimi, nitelikleri konusunda tesciller ve öylece sertifika verir. Diğeri öyle değil. Sertifikalama süreci bir maliyet olduğu için kayıt dışı bunu yapıyorlar. Bunlar yüzünden çiftçi de mağdur oluyor. O tohumlar beklenen verimi vermeyince şikayet edeceği bir yer de yok. Defalarca şikayet ettik. Ama belediyeler oy kaygısıyla bunları cesaretlendirecek adımlar atıyorlar. Üretimde verimin azalmaması lazım. Verim düşünce ülkenin gıda güvenliği tehlikeye düşer"

BAHÇENİZDEKİ TOHUMA YASAK YOK!

Sertifikasız tohumun satışının yasak olduğuna dikkat çeken TÜRKTOB Başkanı, bunun da 'ithal tohuma pazar açılıyor' gibi yansıtıldığını söyledi. Akcan, şu bilgileri verdi: "Siz bahçenize ektiğiniz bitkiden aldığınız tohumu yeniden ekebilirsiniz. Buna bir yasak yok. O tohumun satışını yapamazsınız. Yapabilmeniz için bakanlıktan sertifika almanız lazım. İthal tohumların hepsi sertifikalı olmak zorunda o yüzden öyle bir algı yapıldı. Tam tersi sertifikasız tohum alıp, ekip iyi verim alamayan çiftçi bu sefer yerli tohumu almamaya başlıyor. Sertifikasız tohum satışı pazarın yüzde 30'ları düzeyinde."

'BEŞ ÜRÜNDE KENDİMİZE YETER OLMALIYIZ'

Mısır, pancar, pamuk, ayçiçeği ve soya tohumunda Türkiye'nin kendine yeter olmadığını belirten Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Başkanı Savaş Akcan, "Bu ürünlerde kendimize yeter olmalıyız. Ayçiçeğinde tohumun yüzde 95'i ithal. Yüzde 100 yerli ve milli olarak yurt içi gen kaynaklarından ıslah edip geliştirilen milli tohumlarımızdan, tahıl ihtiyacımızın yüzde 70'ini, baklagillerin yüzde 97'sini, çayır-mera ve yem bitkilerinin yüzde 92'sini ve sebzelerin yüzde 60’ını karşılıyoruz. Mısır, ayçiçeği, şeker pancarı, pamuk ve patates gibi tohumluk açığı olan ürünlerde de gün geçtikçe milli tohum çeşitleri artıyor" dedi.

'ÇİFTÇİYE HAKKI VERİLMİYOR'

Yasaya göre bu yıl çiftçiye 50 milyar TL düzeyinde destek verilmesi gerekirken, verilen tutarın 22 milyar TL'de kaldığını kaydeden Akcan, "Verilmesi gerekenin yarısı verildi diye mutlu oluyoruz. Tohumda, tarımda girdi maliyeleri yüksek. Sübvansiyon yok" ifadelerini kullandı.

Fide, fidan, süs bitkileri konusunda da basın mensuplarına bilgi veren TÜRKTOB Yöneticileri, 2019 yılında ithalatının iki katı kadar, 80.4 milyon dolarlık ihracat yapan süs bitkileri sektörünün ise küresel salgın sürecinde çok büyük darbe yediğini bildirdiler. TÜRKTOB Yöneticileri, şunları söyledi: "Nisan ve mayıs ayları tam hasat zamanımızdı. Siparişler durdu, gümrük kapıları kapandı. Yaklaşık olarak 1 milyar TL'lik çiçek çöpe gitti. Tohumculuk sektörü 2019 yılında 286.4 milyon dolar ihracat, 228.4 milyon dolar ithalat yaptı. 58 milyon dolarlık bir dış ticaret fazlamız var. İhracatın ithalatı karşılama oranı geçen yıl yüzde 108 idi, bu yıl yüzde 125'e çıktı.''

Son Dakika Haberleri