Meserret Taşkın'dan mektup var! Toplumsal çürüme ve ÇEDES

Çürüyen meyveleri hiç gözlediniz mi hanımlar? Önce ufak bir leke olarak başlar. Giderek leke büyür, meyve kendini bırakır, adeta çürümeye teslim olur. Dışarıdan herhangi bir müdahale olmazsa tabii. Müdahale de bir bıçak yardımıyla çürüyen kısmı kesip atmaktır.

Toplumsal çürüme de buna benzer. Dikkat etmemiz gereken yönü: Emperyalist merkezlerden ithal olmasıdır. Sosyal medya bağımlılığı örneğin. Sosyal medya fenomenliği örneğin. Dünyada bu işin en bilinenleri Kim Kardaşyan ve kardeşleri.

Son günlerde bizdeki kopya fenomenlerden biri fena patladı. Sebebi her neyse, gördüklerim, duyduklarım beni şaşkınlıktan şaşkınlığa sürükledi. Efendim, bu insanlar aslında olmayan bir zenginlik hayalini kafası karışık, genç ve gelecek umudunu giderek yitiren bir hedef kitleye pazarlıyorlarmış. Bu hayale inanan bazı genç insanlarımız da heder oluyor elbette. Hiçbir şey olmasa bile bu tür saçmalıkları izleye izleye ruh sağlıklarını yitiriyorlar. En önemlisi, toplumsal zekâ düzeyimiz aşağı çekiliyor.

İktidar ne yapıyor bu konuda derseniz, ÇEDES Projesi sunuyor hanımlar. Toplumu çürüten yayınlar engelsiz yapılacak, yayılacak. Memlekette doğru dürüst üretim ve istihdam olmadığı için gençlerimiz işsiz güçsüz kalacak. Gelecek hayalleri çalınacak. İstismarcıların her türlü özgürlüğü olacak. İktidar da değerler eğitimi adı altında ÇEDES projesiyle, eğitimi dinselleştirecek ve gençlerimizi başka türlü uyuşturarak yeni istismarlara yol açacak.

Bir gerçeği unutmayalım derim: toplumun yaşantısı ne ise, o yaşantının değerleri kafalara yerleşir. ÇEDES bir işe yaramadığı gibi, toplum içinde yeni nifak tohumları eker. Sosyal medya ve çeşitli kanallardan pompalanan çürüme de sürer gider.